finlandiya, isveç, danimarka, estonya ve türkiye de bulunan kahve mağazaları zinciri... firmanın yaratıcısı robert pouling in yanında çalışan izzet günaydın tarafından ülkemize ithal edilmesi sağlanmıştır.
suadiye parktaki subesine kimsenin gitmemesi gereken, hijyen ve musteri memnuniyeti konusunda sinifta kalan isletme.
tadi olmayan iceceklerimizin degistirilmesini istedigimizde garsonlar teker teker pipetle dahi olsa tadina baktilar, bir seyler ekleyip ayni bardaklari bize geri getirdiler. sansliydik ki, arkalarda oldugumuz icin olan biten her seyi (tadina bakildigini, ayni bardaklarin geri getirildigini) gorebildik. icecekleri geri gonderip sonra hesabi istedigimizde ise hicbir sey olmamis gibi hesapta yaziyordu bunlar. garsonu cagirip tartistigimizda ise "ama pipetle tadina baktik" gibi sacmasapan laflar duyduk. "arkadasiniz, akrabaniz degiliz, nasil olur siz ictiginiz bardaklari geri getirirsiniz, on tarafta olsak haberimiz olmayacak, ayip" dedigimizde ise garson hala "ama pipetle tadina baktik" demeye devam ediyordu, sonra "iyi tamam cikartiriz hesaptan" gibi seyler dedi. sanki olayin parasindaymisiz gibi.
isletme mudurune gittigimizde ise, alttan alan adama pek bir sey soylenmeyecegini biliyorlar tabi, bizden ozur diledi, "haklisiniz, diyecek bir sey yok" vs dedi. musteri kaybetmek umurlarinda degil sanirim pek, o yuzden rica edecegim, lutfen gidiyorsaniz gitmeyin, oyle pis, terbiyesiz calisanlari olan bir yer suadiye gibi bir yerde var olmayi haketmiyor.
ikitelli arenapark şubesinde ateist bir garsonla tanıştığım kafedir. bayada biligli bir adamdı. sanırım ateist olmasından kaynaklı iş bulamamış garibim.
tuzla viaport marinada bir adet bulunan ve geniş çaplı bir mönüsü ile
portmantosu, lavabosu ve mutfağının açık olması profesyonel olarak başarılı bulduğum mekandır. özellikle portmanto olması doğrudan olmayan mekanlara göre bu mekanı üstün kılmaktadır.
Güzel yazmışsın güzel yazmışsın ama işte bir ama var. Öğrenciye gider mi , nedir ne değildir ücreti yazmamışsın. Ben gitsem mesela , gitsem oraya, ne kadar ölürüm. 1 tl yüzünden ölüyor ya dünyada insan , ben ne kadar ölürüm orada. Hayır mı ? Ölmüyoruz o zaman. Güzel güzel.
Bunlara ne oldu bilmiyorum ama kaybettilerse kola meşrubat satmak ruhumuza ve ilkelerimize aykırı diye inleye inleye kapanmış olabilirler.
Arkadaş grupları homojen değildir; kimi kahve kimi çay kimi fanta içmek ister. Kahve isteyen der ki: Şunun kahvesi iyi. Tamam der diğerleri, oraya gidilir. Fanta veya çay içen adam içim sorun yoktur. Fanta aynı fantadır. Yeter ki arkadaşın gönlü olsun denilir ve oturulur. Sonra menü gelir: Kuru karı bir kahve menüsü. Kibarca sorarsınız: Garson atomu parçalarcasına meşrubat satışı ruhumuza aykırı der. Siz de o zaman biz sizi ruhlarla baş başa bırakalım der ve çıkar gidersiniz, arkanızdan ruh gibi bakarlar.
Bilmiyorum hala varlar mı, belki politikalarını değiştirmişlerdir ama üç kez kalktığımızı ve simit sarayına geçtiğimizi hatırlıyorum. En azından yerli sermayeye katkı yaptık.*
