aynı anda hem çirkin hemde inanılmaz yakışıklı ve karizmatik görünebilen insandır.
insan üzerinde sarsıcı bir etki yaratır.
bu durumda edward cullen rolünün etkisi büyüktür elbette.
sonuç olarak gayet yakışıklıdır.
ve edward cullen rolünü canlandırmada ki başarısıyla, kaç yaşında olursa olsun tüm kadınları kendine esir etmiş aktördür.
Cedric ve edward anthony masen cullen rolüyle kalbime girmiş olan kişidir.gerçek hayatında rol arkadaşı kristen stewart'a aşık olması nedeniye gözümden az da olsa düşmüştür.
sürekli hakkında kötü koktuğuna dair haberler çıkan şahıs, gerçekmidir test etmediğim için bilemiyorum. ayrıca country music ile ilgilenmektedir kendisi.
twilight'la popülerliği tavan yapmış 86 doğumlu oyuncu.ayrıca kendisi şarkı söyler, piyano ve gitar çalar.. edward rolünü kapıp milyonları peşinden sürüklemesi yetmezmiş gibi birde müzik kulağının olduğunu öğrendik.çenesi, gülüşü, saçları derken artık daha da mükemmelliğe yaklastı bence. gerci gözümdeki mükemmellik robert'tan cok edward'ın sağladığı bi imaj aslında..ve basta edward'ı robert'ın oynayacağı duyurulduğunda baya bi tepki cekmesine rağmen cocuk bu işi iyi kıvırmıstır tebrik etmek lazım..
ağız suyu akıtan erkekler kategorisine ani ve sağlam giriş yapmış kişidir. ben ki asla aktörlere şarkıcılara hayran olmayan insan, adama bitmek bitmek ve bitmekteyim. normalde de zaten beyaz olan teninin twilighttaki görüntüsü akıllardan gitmemektedir. 4 serilik kitabın hepsini okudum ama kitapta "insan aklının alamayacağı yakışıklılıkta" ibareleri kullanılırken bile bu kadarını hayal edememiştim.
*eksi veren erkek uuserlara selam ederim. öyle olaydınız arkadaşım. beni germez. nihahah
edward cullen gibi saçmasapan bir karakterle iyi ün yapmış olsa da, aklımızda her zaman cedric diggory olarak yer edecek sevimli elemandır. olum bırak bu vampir işlerini.
edit: sevimli dediğim sedrik lan, bu hipnoyu sevmiyorum.
en muhteşem gülen aktörlerden birisi. saatlerce karşısına geçip izlenebilinecek derecede yakışıklı. ayrıca şarap misali yıllar geçtikçe daha da dayanılmaz oluyor. 30lu yaşlara yaklaştıkça kimbilir ne canlar yakacak.
"yakışıklı değil", "nesi yakışıklı popom bile bundan güzel lan benim, resmen çirkin lan bu!" filan diyenlerin de objektif olarak bunu söylediğine inanmıyorum ya da popoları gerçekten yakışıklı bu arkadaşların. resmen bi fesatlık bi edepsizlik seziyorum bu lafların altında. muhtemelen, sevgilileri ya da yakın kız arkadaşları bu adama hayran. yakında gay filan diye bok atarlarsa da şaşırmayacağım, o derece kıskanılıyor bu güzelim insan. ayıp be valla ayıp.. "baksanıza şuna nesi çirkin bunun?"
diyerek ve bir iç çekerek yazıma devam etmek istiyorum. robert efendi şu sıralar en beğenilen, en aşık olunan erkek. genç kızların sevgilisi işte bu adam. canlandırdığı karaktere tam manasıyla oturması, piyano çalışı, let me sign adlı şarkıda duyma şerefine nail olduğumuz büyüleyici sesi, saçları vs.. her şeyiyle etkileyici görünüyor.
şu günlerde erkekler, deli gibi onun saç stilini taklit ediyor. saç deyince, içime bir kor düştü yine. robert, seksi olduğunun farkındasın biliyorum da ne o elin sürekli saçlarında? geriye atmalar, vampir gibi gülüşler filan. ne yapıyorsun, derdin ne? her evde bulunan, marketten alınan bir şey filan da değilsin. adam gibi otur oturduğun yerde, adamı tahrik edecek hareketler yapma. efendi ol.
ayrıca rol arkadaşı kristen stewart ile birbirlerine aşık olduklarını ne zaman itiraf edeceklerini çok merak ediyorum. paparazzilere, her yerde birlikte yakalandıkları halde "ayş arkadaşız biz valla. çok iyi anlaşıyoruz." diye savunma yapıp duruyorlar. ne arkadaşı kardeşim ya? nasıl bir arkadaşlık anlayışı bu? sürekli bi bakışmalar, ağzının içine girecekmiş gibi hareketler, kameralar önünde flörtleşmeler filan.. bende yedim arkadaş olduğunuzu. hohoyt!