öncelikle azizim, stor perde denilen lanet teknolojik ürününe denk gereksizlikler silselesini temsilen ortaya atılmış düşünce akımlarının verdiği o hayattan aldığı hazzı acıdan alamayan hedonist bireylerin ilkokul aşklarını facebook gibi sosyakültürel ortamlarda yatağa atma amaçlı aradıkları asamimi davranışlarını, vurduğu yerde belki gül biter diye sol göğüs lobuna yumruk attıran anlaşılması zor liselinin dövme tutkusu, parmak uçlarını gökyüzüne doğru birleştirtip cetvelin geniş kısmıyla vurup bir kısım telafisi ve özrü zor, üstelik çoğu insanda çocukluğundan yerleşmiş kabus görme yetisine sebep olan psikopat ilkokul öğretmeni furyasını temsil eden, kitap yazmak için şehir şehir gezip, sanatın gördüğünü anlatmaktan çok anlattığını göstertmek olduğu inceliğini kaçıran 2. derecelik gereksiz yazarların fildişi ve desensiz kupalarından filtre kahve içmelerine olanak sağlayan porselen mühendislerinin iş yoksunluunun getirdiği can sıkıntısı gibi bünyeye alışılmışın dışında olmasa da marjinal yetiler ve fikirler kazandırdığı önesürülen ağlak ingiliz gruplarının, yamuk ağızlı vokalistlerinin hiçbir müzik aleti çalmadan grubun asıl altyapısına bir saygısızlık göstergesiymişcesine ön plana çıkıp, bataryası bitmiş 2003 model panasonic telsiz aletleriyle telefon görüşmesi yapma eziyetini andıran müzmin mutsuzlukları hiç olmamış kabûl eden doğuştan sindirdiği kabullenmişliği kişisel ezikliğinin bile arkasında kalan fotosentez yapmaktan yoksun yeşil yüzlü insan benzeri yaratıklar gibi şeytan tırnakları için sustalı kullanmak, yüzeyi aşınmış mouse pedinden bardak altlığı olarak kullanmasıyla bir akımın öncüsüne haline dönüşen alternatif dizaynırların biliyorsunuz ki yaptığını savunduğu tek iş farkında olunan görünmezliği göstermekken, pencere pervazına konan güvercinlerin bile bayat ekmekleri ayıklayacak derece şımartıldığı bir dünyada yaşamanın insanı emotional punk'a terk etmekle kalmadığı gibi bir grup mahalle berberine akım eden 15 ilâ 22 yaş arasındaki insanların berber fiyatlarını yükselterek türkiye ekonomisini farkında olmadan getirdiği noktada, "nokia şarj aleti olan var mı?" gibi yaratıcılıktan yoksun tamamiyle bilinmiş çağrışımlar ile akılda kalma yolunu seçen, üstelik akılda kalmanın iyiliğini veya kötülüğünü düşünmeyip önem verdiği tek şeyin çaresizlik olduğunu belirten reklam şirketlerinin ürünü "118 reklamları" gibi sinir harbinin ücra köşelerinde terkedilmiş sokak kedilerinin bereketsiz geçen mart ayında yaşadığı hüznün üstüne, cazgır mahalle teyzeleri tarafından üzerlerine de su döküldüğünden bir haber sokak köpekleri tarafından köşe bucak eziyet edilmesi, çok şükür yangın oranının düştüğü ülkemizde itfaiyecileri bıranş dalı belirlediği damdan, ağaçtan kedi toplama eyleminin en büyük sebebi, farkettiğiniz üzre gördüğümüzde yolumu değiştirdiğimiz, ani hareketle sıçratmak istediğimiz geçimlerini insanların keyfine göre belirleyen kitlenin, günümüz işsizlerine olanak sağlamasını göz ardı etmeyeceğimiz gibi, farklı kültürlerden dilimize yer etmiş kelimeleri adeta biz türetmişiz gibi savunmak da tüm bunların üstüne elbette pek bir garip gelmeyeceği için, kültürel ve ekonomik yönden gelişmenin, üretken olmanın insanlara aşıladığı o bir garip ayazdır işte.
--spoiler--
bu ney amına koyim diyorsanız; 1'i, dur dur okuyacam şimdi diyorsanız; 2'yi, tamamını okudum ve hiçbir bok anlamadım diyorsanız; 3'ü, işten çıkarken adama ingilizce am günü yağ diyorsanız; 4'ü tuşlayın. operatörümüze bağlanıp sövmek için lütfen bekleyiniz.
--spoiler--
apayazdır.
şimdi benim adetimdir çok uzun yazıları okurken gözüm yorulduğundan eğer yazı da beni çekecek akıcılığa sahip değilse, ortalama ne dediğini anlayabilmek adına biraz baştan biraz ortadan ve biraz da sondan okurum. az çok ne dediği anlaşılır böyle yapınca. bundan anladığım da şu:
öncelikle azizim...
son olarak; alın-verin, ekonomiye can verin.
yazar bize kısaca demektedir ki, alışveriş yapın canlarım. *
evet ortası yok çünkü 6235467ci paragrafta bitmiş cümle.
aaah ah beterin beteri varmış bluevelveee.