ringo starr, the beatles'ın yaptığı müziği çok iyi kavramış, grup olmanın gerektirdiği bilinç ile öne çıkma çabası göstermeden, kayıtlarda davullar hep arka plana atılmasına rağmen gıkını çıkarmayıp, işine odaklanmıştır. ringo starr'ın davuluculuğuna laf atanlar ne davul çalmayı biliyordur, ne de müzikten anlıyordur. şarkılardan örnek vermeye gerek yok, isteyen the beatles'ın tüm kayıtlarını dinler, ne demek istediğimi çok iyi anlar. şarkılarda davul solosu atmaması, atamamasından değil, yaptığı seçimden kaynaklanmaktadır. ringo'nun her şarkıda yaptığı her vuruş, onikiden vurmakla * eşdeğerdir kanımca.
bu da benim ilk entrym olmuştur, hepinize merhabalar.
beatles ın davulcusu
bir televizyon programında john lenon a soruyor adamın biri hatırlamıyorum kım nese
spiker:ringostar sizce dunyanın eniyi davulcuları arasında mı?
j.lennon:ehueheuehuee sakamı yapıyosun o beatles in icindeki en iyi davulcu bile değilki... **
the beatles ın davulcusu...digerleri kadar olmasada gruba onunda katkısı olmustur.zaman zaman grubun bazı sarkılarınıda seslendirmiştir. (bkz: yellow submarine)ama yine de herzaman john, paul ve george un gölgesinde kalmıştır.
genelde, beatles sözkonusu olduğu zaman ortamda bulunan en az birisi tarafından bok atılan kişidir ringo starr. çok sempatik bir adamdır,işini olması gerektiği gibi yapar. hatta daha sonraları john lennon'ın solo döneminde çalıştığı davulculara:hop birader ringo gibi sade çal şunu,fazla atraksiyona girme" dediği rivayet edilir. ayrıca kendisi grupta ego çatışmalarına girmemiş rahat rahat beatle olmanın keyfini çıkarmıştır,bu bakımdan da s.ki taşağına denk bir insan olduğu söylenebilir.
ajda pekkan dan da öte genç bir görünüme sahip kişi. 72-73 yaşındaki adam 48 yaşındaki herif gibi duruyor. dedemle karşılaştırınca insan şaşırıyor. hatta babamla karşılaştırınca bile insan şoka uğruyor. ne diyelim tıp ilerlemiş yalçın. http://www.youtube.com/watch?v=lxrax_egrrk
şu sıralar boş boş oturmakta olan, uzun süredir paslanmakla meşgul olan, canı çok sıkılan, "vur kendini dağa bayıra koştur ulan" diye düşünen, arada bir, "ulan bir halı saha maçı olsa da oynasak be" diye içinden geçiren**, hoşbulduk diyen ve teşekkür eden dördüncü nesil bir yazar.