sinemalife.com haberine göre, 2008 yılında gösterime girmesi planlanan film, bir katilin peşindeki iki deneyimli dedektifin hikâyesini anlatıyor. Bu dedektifleri oynayan Al Pacino ve Robert De Niro'yu bu kez aynı takımda, çoğunlukla aynı sahnelerde birbirlerinden rol çalarken göreceğiz.
bağımsız sinema yapımı 60 küsür milyon dolar bütçeli bir film olması yanı sıra, dünyanın en iyi iki aktörün sanırsam bu sefer kompleks yapmadan adam gibi oynayacağı bir film olacak.
oyuncular ne kadar önemli olursa olsun bu kadar klişe bir konu için harcanmamalıydılar diye düşünüyorum; umarım kullanılan alt metinler ve kurgulama beni haksız çıkarır.
eger buyuk ustalari gormek icin gidiyorsaniz beklentilerinizi karsilayan film.
yapimcilar da farkindalar ki herhangi bir konu bile olsa seyirci sirf iki baba oyuncuyu tekrar bir arada gormek icin yine filme gelecekti. en azindan benim acimdan oyleydi. dolayisiyla film boyunca iki oyuncuyu bir arada gosteren diyalog agirlikli sahneler cogunluktaydi. bu bakimdan daha once de belirttigim gibi beklentilerinizi karsilayacaktir.
sonundaki basit twist i ben "yav bu adamlari filmde oynatiyoruz haci ama bak senaryo cok boktan duruyor. sonuna en azindan biraz atraksiyon koyalim da adamlara ayip olmasin simdi" olarak algiladim. acik konusayim ben tahmin edemedim fakat aranizda edenler mutlaka cikacaktir. yine de oyle usual suspects deki gibi haskktir cektirecek tarzda bir twist degil.
Kanımca kötü değil fakat light bir senaryoya sahip olan, iki büyük ustanın da rollerinin hakkını rahatlıkla verebildiği -hatta bu rollerin onlar için çocuk oyuncağı olduğunu, jest ve mimiklerle hissettiren- başarılı bir polisiye film. Belki The Departed kadar ağdalı bir senaryosu yok ama, Hollywood'un 3. sınıf aksiyon filmlerinden sayılamayacak derecede kaliteli sahnelere-rollere sahip olan film.
Film son yarım saate kadar ser verip sır vermiyor fakat son çeyrek gerçekten başarılı olmuş.
Filmin türkçesini aşırı derecede garipsedim. Orijinal Cinayetler nedir yahu? "Dürüst Katil" belki de senaryoyla daha uyumlu bir çeviri olurdu.
de niro ve al pacino'yu bir arada sanırım son kez izlediğimiz film. ikisi de usta oyunculuklarını ortaya koymuşlar fakat artık "bizden biri" mantığını aldıklarından ve seneryonun dolambaçlı olmadığından dolayı film'in içine tam olarak giremiyorsunuz. ha bu film'i kötü mü kılıyor? tabii ki hayır. gidilip izlenmesi gereken filmdir. en azından merak uyandırıp sinemaseverleri rahat vizyona çeker bu film.
--spoiler--
katil'i en erken derecede bilen rekoru kırmış olmam lazım sanırım.
--spoiler--
"most people respect the badge, everybody respects the gun..."
duydum ki; de niro'ların robert ve pacino'ların al, beraber bir filmde rol almış, hem de bir-iki sahnede de değil film boyunca yan yana ve karşılıklı döktürerek...
a) adını çıkarsan filmden bu 2babanın, iyi bir tv eğlenceliği olabilirdi anca. ulan ikisini aynı filmde oynamaya razı ettin madem, insan senaryoya, kurguya, detaya daha bi özenir be el insaf!
b) dev ekran...sağ görüşümde pacino sol görüşümde de niro... daha ne olsun...2babaları
-belki de son defa- bulmuşum birarada, neden bunsurayım?
bana düşer b şıkkını dışına taşırmadan karalamak ve tadını çıkarmak...
katilin de niro olmadığını anlamak hiç güç değildi. aksi babalara ayıp olurdu zira. pacino'dan şüphelenmek kolaycılığına filmin ilerleyen dakikalarında düşmedim de diyemem. ancak düşmemle beraber -yönetmenin/senaristin daha zekice bir hamle yapacağına dair gerçekçi bir beklenti- tutup kollarımdan beni kaldırdı. konduramadım. ama yönetmen/senarist kondurabilmiş.yine de olsun.canı sağolsun.dediğim gibi b şıkkı iyidir.
başrollerinde al pacino ve robert de niro nun olduğu, bir jon avnet filmi.
dikkat! burdan sonrası yoğun spoiler içerir...
yahu sen bu ik babanın uzun zaman sonra ilk kez bir yapımda bir araya geleceklerini duy, sonra konusunu oku ana lan acaba heat kıvamında birşey mi geliyo diye heveslen, bekle aylarca, sonra çıka çıka vasat bi amerikan polisiye filmi çıksın.
açıkcası filme kötü demek içimden gelmiyor lakin böyle bir kadro ile çok daha iyisini yapmak çocuk oyuncağı olsa gerek. aslına bakarsanız işlenen konuda fena değil, adalet kavramı üzerine güzel soru işaretleri koyabilecek bir konu, fakat nedense yönetmen abimiz bunu tercih etmemişte, 70 e merdiven dayamış iki efsaneyi bir macera filminin içine katmayı tercih etmiş. akıl sır ermez!
bırak kardeşim macerasını yiyim, otursun de niro al pacino işin felsefesini yapsınlar, biz de biraz sorgulayalım şu adalet mekanizmasını. ki bunu yapması için çok da ideal bir psikolog sahneside var filimin içinde. abi burda bile vermiş gerilimi, vermiş gerilimi.
ayrıca al pacino nun katil olduğu çok önceden anlaşılıyor, gereksiz yere kasmış ona yıkmak için olayı..
yine, al pacino nun de niro nun kollarında öldüğü son sahne dışında, heat filmine yapılan göndermelerde biraz abes kaçmış.
şimdi bu kadar eleştirdikten sonra, izlenmez mi bu film? yok izlenir. ama öyle büyük umutlarla gitmemek gerek bence, olsa olsa iki ustayı izlemek için gidilir.
al pacino ve robert de niro ismini görür görmez tereddütsüz girdiğim filmdir. ancak tamamen hayal kırıklığı olmuştur. sadece ve sadece daha öncede söylendiği gibi iki ustayı yanyana izlemenin keyfi vardır onun dışında kötü bir film.
henüz izlemeyen bünyeler için uyarı , hemen başlıktan çıkın keza spoiler mpoiler kar etmiyor gözünüz kayar bir yere, mutlaka katilin kim olduğunu anlarsınız haberiniz ola!
--spoiler--
öncelikle ben filmin ismine biraz taktım. hacı orijinal cinayetler de ne ola be? hayır testere tadında değişik yöntemlerle falan bir öldürme söz konus değil ki nesi orijinal ? righteous ingilizcede right'dan gelen ve doğru, dürüst, adil gibi anlamlar içeren bir kelime. konuyla bağdaştırıldığında hak edilmiş, haklı vb cinayetler demek çok daha mantıklı değil miydi? acaba ülkemizde "haklı cinayetler" adının tepki çekebileceği mi düşünüldü bilemiyorum.
gelelim filme. filmin ta en başında de niro'nun bant kaydını ve konuşmalarını görerek, dinleyerek bu filmde bir cinlik olduğunu sezinlemiştik. film boyunca iki seçenek arasında gidip geldik:
- gerçekten katil de niro ve biz film boyunca bunu nasıl saklayabileceğini izliyoruz.
- diğer ve daha güçlü seçenekse katil bir başkası ve çok kuvvetli bir ihtimalle de bir polis ama bu polis bu dörtlü gruptan biri mi ya da dışardan biri mi? eğer dışardan biriyse filmi nasıl bağlayacaklar?
bence film oldukça güzel ancak al paçino abinin bu derece psikopata bağlamasının altındaki gerçekler, ruh hali çok daha iyi doldurulabilirdi.
--spoiler--
ÇOĞU insanın çarpım tablosu gibi ezbere bildiği bir senoryonun al pacino ve robert de niro serpiştirilmiş hâli. hayır oyuncular iyidir kötüdür tartışılır ama filmi izlenmeğe değer kılan şey senaryo değil midir? tıpkı yeşilçam'daki gına getirici saç baş yolduran zengin kız fakir erkek aşkı misali seri katil paranoyası ile ne yapmak istenilmektedir? tamam cezalar caydırıcı değil, kolluk kuvvetlerinin yetkileri kısıtlı bu da suçluların işine geliyor... falan filan. ezberledik lan bunları artık. hey hollywood yetkilileri! burdan size sesleniyorum: yenileyin kendinizi.
kadro ya bakıp heveslenip filmden cıktıktan sonra hüsrana ugradıgınız yapım.
filmde normal bir zekaya sahipseniz az cok tahmin edebilirsiniz üstüne gidilen karakteri.
senaryo iyi olsa da yönetmenin filmi anlatışı bazında eksikler mümkün, zayıflığı burdan çıkıyor.
robert de niro ve al pacino gibi kalitesi tartışılmaz, meslek yaşamlarının doruğundaki iki büyük ustayı kadrosunda barındıran kaliteli gerilim filmi. seri katillerle ilgili filmleri sevenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.
kelimenin tam anlamıyla 'rezalet' film. nasıl kötü bir senaryo,nasıl bir cimrilikle çekilmiş bir film anlatamam. ilk kez pacino yu böylesine bir filmde izledim. yazık.
iki büyük ustanın oynadığı malesef sıradanlığı geçememiş bir bağımsız sinema ürünü.
özellikle 2000li yıllarda çok büyük gişe başarılarına imza atan bağımsız sinema ekolü son zamanlarda kadrolarını yıldız oyuncularla süslemeyue başladı (bkz: battle in seattle). belki de bu oldu büyüyü bozan. filmde görüldüğü gibi de niro ve pacino' nun çok iyi olmayan oyunculukları sanırım yönetmen kardeşin bu oyuncular altında ezilmişliğinden kaynaklanmış. senaryo çok ahım şahım değil elbet ama bu iki devle daha iyi bir film ortaya çıkarabilirdi kendisi. vakti zamanında insominia filminde pacino ve willams'la yapılmıştı bu iş.
John Leguizamo ve Donnie Wahlberg'in hatta Carla Gugino'nun oyunculukları bile bariz şekilde ustaları eziyor filmde. zengin ol yada çabakarken öl filminden sonra bu adamdan iş çıkmaz denilen Curtis Jackson nam-ı diğer 50 cent sonraki filmlere ışık yakmış gibi. tabi eli silahlı afro-amerikan mafya bozması keş rollerinin dışında da görmek gerekir adamı.
velhasıl kelam; film beklentileri karşılamakla beraber sıradan bir tv filminden öteye geçememiş. bağımsız sinema eskiden olduğu gibi senaryo ve kurguya önem verilerek devam etsin, yıldız oyuncularda yine dev prodiksiyonlarda at koştursun.
sevgili takimim fenerbahce gibi olan bir film. oyuncular iyi , butcesi yuksek , filme gitmek icin can atan cok hayran var. fakat vasat bir yonetmen ve kurgu yuzunden siradan bir film olmus. aynen su anda fenerbahce'nin oynadigi siradan futbol gibi.
