richard wagner

entry42 galeri0
    1.
  1. Richard Wagner hakkında zamanında olduğu kadar bugün de fikir ayrılıkları mevcuttur. Fakat hiç şüphesiz bu sanatkar yaşadığı yüzyılı tamamen tesiri altında bırakmış, ona kendi damgasını vurmuştur. Wagnerden önce ve sonra müzikli tiyatro alanında yapılan bütün teşebbüsler, ona yaklaşmak ve ondan uzaklaşmak suretiyle, onun Gesamtkunstwerk (bütün insanları birleştiren sanat eseri) fikri etrafında dolaşmaktadır. Fakat bu fikir lehine veya aleyhine karar verilse dahi o, zihinleri yine işgal etmektedir. Bunda ana fikir, romantizmin hedefi tuttuğu, sanatların, yani sözün, sesin ve jestin birleştirilmesi konusudur. Müzikli Dram bundan doğmuştur. Wagner, Beethovenin tesiri altında kalmak ve opera üzerine pratik bir şekilde çalışmak suretiyle dramatik şeklin bu yüksek seviyesine varmıştır. Fakat şu noktaya umumiyetle dikkat edilmemiştir ki, Wagner kendi eserlerinin hiçbirine bu ismi vermemiştir. Mesela gelişmesinin başlangıcı olan Lohengrine romantik opera, Wagnerin ve asrının bütün yaratıcı hareketlerinin özü sayılan Tristan ile isoldeye aksiyon, müzikli bir komedi olan Meistersinger von Nürnberg (Nürnbergli usta şarkıcılar) a ise sadece opera adını koymuştur. Fakat müzikli dram fikrini en saf ve en esaslı şekilde gerçekleştiren eserlere, merasim ve ibadet mahiyetinde olduğu için sahne festival eseri adını verdi. Dört kısımdan ibaret olan Nibelungen Yüzüğü ve sahne tören eseri dediği son eseri Parsifalbunlar arasındadır. Ender görülen bir şekilde kesilmeden devam eden bu gelişmeden önce yazdığı eserler tamamen Beethoven ve Weberin vardığı seviyededir. Hakiki bir opera olan Tannhauser, Webwe ve Marschnerin görüşüne göre romantik bir ballad olan Uçan Hollandalı bunlardan önce Spontini tarzında büyük bir opera olan Rienzi, ateşli gençliğinin mahsülü olarak italyan-Fransız üslubunda yazılan Aşk Yasağı,Düğün fragmanı gibi eserler sayılabilir. Bu eserlerde Bellininin tesirleri bile eksik değildir.

    Wagnere sanat yolundaki gayesine doğru devamlı ve şuurlu olarak ilerlemesinde ilk hızı, lise öğrencisi iken Goethe ve Shakespeareden aldığı tesirler vermiştir. O zaman şair ve dram yazarı olmak isteyen Wagner, ancak Beethovenin ve büyük bir yakınlık duyduğu Weberin tesiri altında müzisyen olmuştur. Hakikatte kendisini sırf müzisyen değil de, daha ziyade dramlar yaratan bir sanatkar telakki ediyordu. Ona göre müzik, dramatik ifade vasıtalarından birisi veya sözlü dramda söylenmeyen şeyleri ifadeye yarayan bir vasıtadır. Çalışma arkadaşı Wolzogen tarafından icat edilen Leitmotiv (Kılavuz Motif) ve bitmeyen melodi gibi terimler Wagnerin meydana getirdiği esaslı yenilikler sayılabilir. Eski opera tarzından ayrılması neticesi olarak da yeni bir form tarzı (bar formu) meydana getirmiştir. Wagner, Beethovenin 9. Senfonisini örnek alarak, insan sesini zengin kadrolu bir orkestra ile birleştimesi, edebi-müzikal dram sanatının iç ve dış karakterini tayin ediyordu. Kendi asrına karşı ayaklanan ve yine tamamen onun adamı olan Wagner şair, müzisyen, yazar ve Schopenhauer;in felsefesinden ilham alan bir filozof olarak tiyatronun bir ahlaki müessese1) olmasını istedi ve gerçekleştirdi. Bu gaye ile, festival eşklinde temsiller verme fikrini de gerçekleştiren Wagner Bayreuth şehrindeki müesseseyi meydana getirdi. Bu kavram fikir tarihine mal oldu.

    Ilk sanat denemelerine çocukluğunda başladı. Duyduğu ve kendine mal ettiği tesirlerden öğrenmeye çalıştı. Çocukluğu ve gençliği huzursuz geçen genç Liepzigli Wagner, Thomas Kantoru Theodor Weinligden müzik kurallarını öğrenmek suretiyle sanatkarlığını disiplinli bir eğitime tabi tuttu. Fakat daha sonra hayata atılınca dünya meşgalelerinin içinde huzursuz bir halde dönüp dolaştı. Magdeburg, Köningsberg ve Riga tiyatrolarında orkestra şefi oldu. Rigadan kaçarak deniz yolu ile Fransaya gitti. Dresdende krallık orkestrası şefliğini yaptı. Bir ihtilalci olarak iltica ettiği isviçrede sürgün hayatı yaşadı. Masal prensine benzeyen Bavyera kralı 2. Ludwig tarafından Münihe çağrıldı. Sonra tekrar isviçreye kaçtı. Nihayet Bayreuthdaki eserini gerçekleştirme imkanını bulunca orada huzura kavuştu.

    Etrafındaki kimselerin fedakarlığını gerektiren bu huzursuz hayatında sanat uğrundaki sabatkarlığı sarsılmaz bir sütun gibi yükselmektedir. Liszt, dahi piyanist ve orkestra şefi Hans Richter, ikinci karısı ve Lisztin kızı olan Cosima onun sadık dostlarıydı. Wagnerin Venedikte vefat etmesi sembolik bir mana taşır. En son yazdığı sözler Liebe-Tragik (aşk, fecaat), hayatının bütün muhtevasını kapsamaktadır. Fakat Tristan ile müziğin geleceğini tayin eden eseri o yaratmıştı.

    Wagner 9 kardeşin sonuncusuydu. Napolyondan kaynaklanan sıkıntılar dışında çocukluğunda olağan dışı pek bir şey olmadı. Dresdende Kreuzchulede okudu. 1827den sonra Leipzigde felsefe derslerine devam etti ve ilk yapıtlarını burada verdi. Bu yapıtları arasında bir fantezi, bir Polonez, iki piyano sonatı, bir senfoni, Goethenin Faustu için müzik, tiyatro için bitiremediği Düğünler ile Die Feen operası sayılabilir. Wagner, 1829 da Leipzigde, Beethovenin Fideliosunu seyredince müziğe karşı ilgisi artmıştı. Çünkü başroldeki primadonnaya aşık olmuştu. 1836da Magdeburgda bencil ve tutarsız oyuncu Minna Planer ile evlendi. Çalkantılı birlikteliği Minnanın 1866da ölümüne kadar mutsuz bir yaşamın kapısını aralamıştı Wagnere. Shakespeareden esinlenerek bestelediği Das Liebesverbot / Aşk Yasağıadlı operası başarı kazanmadı.

    Mayıs 1849da Röckel ve Bakuninin dostu olduğu ve katıldığı Dresden ayaklanmasının bastırılması üzerine isviçreye kaçarak Zürihe yerleşti. Hayatının 10 yılı burada geçmiştir. Zürich;te bir yandan tiyatro ve opera yapıtlarını kaleme alırken, Liszt;in önerisi üzerine Der Ring des Nibelungen,yazmaya başladı.

    Zürihten Venedik'e geçti. Stuttgard'da bulunduğu sırada, Bavyera Kralı II. Ludwigin çağrısı üzerine Münihe gitse de , yapıtları yuhalandı. Fakat buna rağmen kralın dostluğunu kazanmayı da başardı. Trihscene sığındı. Burada mutluluk içinde 6 yıl boyunca operalar yazdı ve Bayreuth tiyatrosunun planlarını hazırladı.

    Franz Liszt'in kızı Cosima, 1870'te von Bülovdan boşanmadan önce ona 3 çocuk doğurmuştu. Ve Cosima ile aynı yıl Lüzernde bir Protestan kilisesinde evlendi. Cosima, evlendikten sonra Wagner;in can yoldaşı ve esin kaynağı oldu.
    6 ...
  2. 2.
  3. adolf hitlerin de kendisinin bir hayranı olduğunu okuduğum alman müzik adamıdır.
    2 ...
  4. 3.
  5. müziğinin dinleyende afyon etkisi yarattığı, operasından çıkan insanlarının kafalarının güzel olduğu bilinir.. En uzun opera yazan besteci ünvanına da sahiptir kendisi. Operaları arkası yarın şeklinde bile sahnelenmiş vakti zamanında.. Mozart'ı sevdiği de bilinmektedir. Fikirleriyle hitler'e ilham vermiştir..

    (bkz: Nietzsche wagner'e karşı)
    0 ...
  6. 4.
  7. müziği pek çok metal, rock grubuna ilham vermiştir ki metal müziğin doğuşunun ardında yatan karanlık melodilerin sahibinin aslında wagner olduğu rivayet edilir.
    1 ...
  8. 5.
  9. 1813-1883 yılları arasında yaşayan alman besteci.operalarıyla tanınır.
    1 ...
  10. 6.
  11. görkemli ve karanlık havaya sahip operetlerin bestecisi. devasa bir orkestraya sahiptir ve tiyatro binasında çalarken kapıların, pervazların titrediği söylenir.
    0 ...
  12. 7.
  13. "italyanlar müziği aşkta kullanır, Fransızlar toplumda, Almanlarsa bilimde" Wagner'e göre bunun çevirisi şöyledir: "italyanlar şarkıcıdır, Fransızlar virtüöz, Almanlar ise besteci!"
    Ancak Wagner bunu söylediğinden beri yüzyılı aşkın bir zaman geçti ve çok şey değişti...
    2 ...
  14. 8.
  15. quorthon'un blood on ice albümünü yaparken esinlendiğini söylediği kişi
    0 ...
  16. 9.
  17. manowar'in bas ilham kaynagi olan yuce muzisyen!
    Nazi almanyasinda kendisine olan hayranligindan dolayi; 2 dunya harbisonrasi, amerikalilar tarafindan tu kaka ilan edilmis. es deger oldugu mozart, bach, caykovski, beethoven gibi dahiler ile adinin beraber anilmasi adeta gizli bir sansur ile yasaklanmistir!
    1 ...
  18. 10.
  19. almanyanın bayreut şehrinde devasa opera binasi bulunan büyük müzisyen.
    0 ...
  20. 11.
  21. nietzshe' nin çok sevdiği eserlerin bestecisi.
    2 ...
  22. 12.
  23. 13.
  24. heybetli namelerin bestecisi olan ve nedense dinlendiği vakit kişiyi bazen heybeti ile ezen muhtesem eserlerin dehasidir.
    1 ...
  25. 14.
  26. klasik müziğin kibirli ve bencil dehası.

    karısı ve kendisi için bir belgesel'de "wagner'le cosima çok iyi anlaşıyorlardı, cosima wagner'i seviyordu, wagner de wagner'i çok seviyordu." denmesi bu durumu açıklamaktadır.
    1 ...
  27. 15.
  28. 16.
  29. klasik muzigin son , modern muzigin ilk onemli ismi.

    denilebilir ki onunla modern anlamda muzik baslamistir. ozellikle alman halk efsanelerinden beslenen wagner, muzikte ritmin ani yukselisi ve dususleri ile unludur. bu ozellile en unlu eserlerinden biri ayni zamanda alman halk efsanesi olan nibelungen de oldukca belirgindir.
    0 ...
  30. 17.
  31. 18.
  32. ikinci Dünya savaşının başlamasından hemen önce parsifal isimli operası goebbels tarafından pasifist bulunduğu için yasaklanan alman sanatçı. ayrıca eserleri nazilerin propaganda malzemesi haline geldiği için hiçbir eseri israilde sahnelenmemiştir.
    0 ...
  33. 19.
  34. Hitlerin Alman toplumunu militarize etmek için kullandığı müzisyen. Dinledikçe kendimi Orgeneral sandığım bir walküre'si var. Bir efsane gibi sözlükten sözlüğe yayılan bilgi der ki: Wagner yahudi bir bestekarın eserini çaldıktan sonra kullandığı eldiveni çöpe atmış. Sanırım Hitler'de hayranlık uyandıran yönü bu olmuştur. Wagner'in yapamadığını Hitler yapmıştır.
    0 ...
  35. 20.
  36. özellikle eski nordik sagalardan esinlenerek bestelediği der ring des nibelungen isimli, 4 ayrı operadan oluşan çalışması tek kelimeyle hayvanidir. ölmeden önce bir kere dinlenmeli, veya eğer mümkünse(ki teknoloji gelişti. mümkündür) izlenmelidir.

    bu operalar sırayla:

    (bkz: das rheingold)
    (bkz: die walküre)
    (bkz: siegfried)
    (bkz: götterdamerung)

    die walküre'nin 3. perdesinin başında çalan ve hayvani derecede gaz olan ride of the valkyries, bugün herkes tarafından bilinen bir başyapıttır.

    götterdamerung ise özellikle ikinci dünya savaşı'nın sonlarında naziler arasında bir parola haline gelmişti. tıpkı operadaki gibi mükemmel bir finalle ve büyük bir mucizeyle savaşı kazanacaklarına inanıyorlardı.

    ancak kendisinin bugün en popüler eseri, rönesans dönemi nürnberg'de müzisyenler topluluğunun etrafında dönen olayları anlattığı Die Meistersinger von Nürnberg operasıdır.

    wagner'in ırkçı fikirlerinin temeli Arthur de Gobineau'nun insan ırklarının eşitsizliği üzerine bir makale isimli kitabına dayanır. anti semitik fikirleri yüzünden mendelssohn ve meyerbeer gibi yahudi meslektaşlarına çatmışlığı vardır. yahudiliklerinden dolayı sığ ve yapay müzik yaptıklarını yazmışlığı vardır.

    özellikle adolf hitler döneminde nasyonal sosyalizm ile özdeşleşmiştir. toplama kamplarında hoparlörlerden yahudilere wagner dinletilirdi. avrupa'da nazi yanlısı tüm kurum ve kuruluşta olduğu gibi, o yıllarda cumhuriyet gazetesi'nin koridorlarında da wagner'in müziği duyuluyordu.

    hakkında yapılan bir sürü abartılı iddialara rağmen, gelmiş geçmiş en büyük bestekarlardan biri olmayı sonuna kadar hakeden büyük bir insandır.
    3 ...
  37. 21.
  38. 22.
  39. 22 Mayıs 1813'de Leipzig'de doğdu. Dokuz kardeşin sonuncusu. Dresden'de Kreuzschule'de okudu. 1827'den sonra Leipzig'de felsefe derslerine devam etti ve ilk yapıtlarını burada verdi. 1829'da Leipzig'de Beethoven'in "Fidelio"sunu seyredince müziğe karşı ilgisi arttı. 1836'da Magdeburg'da oyuncu Minna Planer ile evlendi. 1839'da Paris'te "Rienzi" ve "Uçan Hollandalı" operalarını besteledi. 1849'da Dresden ayaklanmasının bastırılması üzerine isviçre'ye kaçarak Zürih'e yerleşti. Burada bir yandan "Sanat ve Devrim", "Geleceğin Sanat Yapıtı", "Opera ve Tiyatro" gibi yapıtlarını kaleme aldı. 1859'da Venedik'te "Tristan ve Isolde" operasını tamamladı. Franz Lizst'in kızı Cosima ile 1870'de Lüzern'de evlendiler: 1872 yılında kesin olarak Bayreuth'a yerleşti. 1882'de son operası "Parsifal"in galasından bir kaç ay sonra ailesiyle kışı geçirmek üzere Venedik'e gitti. 13 Şubat 1883'te bir felsefe incelemesi üzerine çalıştığı sırada kalp krizinden öldü.
    0 ...
  40. 23.
  41. ölmek üzereyken duasına, "tanrı'ya, mozart'a ve beethoven'e inanıyorum" diye başlamış olan besteci. ayrıca, operalarını iyi bilmek için felsefe öğrenmek gerekir.
    3 ...
  42. 24.
  43. die walküre bestesi başa alınıp alınıp tekrar dinlenir. bu adam öyle bir besteci ki her parçası sizi kaos a sürükler. siyasetle adı sık sık geçer ama bu onun kimliğini gölgelememeli. çünkü bu adam gelmiş geçmiş en büyük besteciler arasındadır.

    (bkz: wagner i anlamak)
    0 ...
  44. 25.
  45. herhangi bir parçasını dinlerken kendinize "sesi aç, duyamıyorum ki!" dersiniz, biraz sonra hareketlenme başlar ve "sesi kıs, komşu kızacak." moduna dönersiniz.
    "ilk metalci" şeklinde bir yoruma rast gelmiştim, çok iyi bir teşhis valla.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük