adnan oktar'ın "yaratılış atlası" kitabı üstüne yaptığı konuşma linkten izlenebilir. dawkins'in oktar üstüne bi iki esprisi var ama buraya yazamıyorum. burası da kapanır.
yine de konuşma içinde iki tane önemli şeyden daha bahsediyor.
birincisi harvard'da (sanırım orasıydı) ve bi tane daha kaliteli bi üniversitede eğitim almış bi bilimadamından bahsediyordu. bu bilimadamı bi gün eve gelmiş ve bu üniversitelerde aldığı eğitimin incil'de anlatılan hangi kısımlarla çeliştiğini görmek istemiş. eline bi makas almış ve incil'deki bilimdışı yerleri kesmeye başlamış. iş bittiğinde elinde incil'den bi iki sayfadan başka bi şey kalmamış. o anı sonradan anlatırken şöyle demiş: "işte o an çöpe atıverdim"
incil'i değil ama.. bilimi. bakmış bilim incil'le neredeyse hiç uyuşmuyor, o zaman artık bilimadamı değilim ben ve bundan sonra dinim ne diyorsa sadece o bana yol gösterecek demiş.
dawkins bu hikayeden sonra ekliyor. işte bu derece yoğun telkin ve inancın, iki kaliteli üniversitede bilimsel eğitim almış bi insana bile yaptırdığı şeyi gördükten sonra kendimi o kadar güçsüz hissediyorum ki.. bilimsel gerçeklerin dinin ileri sürdüklerini çürüttüklerini kanıtlasak bile dine inanan insanların çoğu inançlarından vazgeçmeyecekler. çünkü telkin bi insanı hiç kıramayacağı sabit fikirlere mahkum ediyor.
bizim memlekette de mantığa uygun olmayan dini hükümler karşısında inananların "ben anlamasam da bi hikmet vardır, zaten inanç mantıkla kavranmaz" savunması benzer örnek olarak verilebilir.
sonuç, din (ve aslında son günlerde örneklendiği üstüne, inanç ile kabullenilmiş hiç bi fikir - burada ulusalcılıktan bahsediyorum) üstüne tartışarak hiç bi savunurunun fikirlerini değiştirmek mümkün değildir.
umudumuz yeni nesillerin daha bilimsel metodlara meyledecek şekilde yetişmelerinde.
paranoid şizofreni tanısı konmuş "masonlar siyonistler bana komplo kuruyor!" idiialarıyla bir aralar ortalarda dolanan bir kişinin(adını yazınca mahkemelik olabilirsiniz, dediğim gibi, yedi kez paranoid şizofreni tanısı konmuş adama) hışmına hedef olmuş bilim adamı. ayrıca (belki de bu yüzden kim bilir? malum şimdi nedenini söylersek bu kişiyi de çok rahat bulabilirsiniz, sonra mahkemelik olmayalım) türkiye'de internet sitesi kapatılmıştır. ee, matbaayı yüzlerce sene sonra türkiye'ye getiren devletlularımızın zihniyetinde pek bir değişiklik yok anlayacağımız. (devletlUlarla alakası ne derseniz, kadro madro geyiği yaparım, sonra iki kez mahkemelik olabiliriz.)
çektiği belgesellerde sıklıkla yobaz ve kör cahil insanlarla muhatap olmak zorunda kalandır. ve ne üzücüdür ki bu insanlar ait olduğu topluluklarda büyük saygı gören insanlardır. onlarla mümkün mertebe polemiğe girmez, sadece sorular sorarak bolca konuşmalarını ve düşünce yapılarını ortaya dökmelerini sağlar. karşısındaki ne kadar aptalca argümanlar ortaya sürse de her daim saygılıdır, fakat yüzünün ifadesinden dilinin ucuna kadar gelen cümleleri güçlükle içeride tuttuğunu anlayabilirsiniz.
bu adamın web sitesi engellenmiş. lan zaten bu adamı takip eden adam sınır tanımayan adamdır. sen kimsin ki bu adamı engelliyorsun. sikip geçerler o engelleri..
gördüğüm kadarıyla konuşmaları ya da yazılarının arasından cımbızla çekilmiş cümlelerle fikrini değiştirdiği iddia edilen adam.
şu mesela: "Ben şahsen bir köpek ya da bir insan gibi kompleks bir canlıyı salt tesadüfün ortaya çıkarabileceğini düşünemiyorum. . . Eğer bu bir tesadüf teorisi olsa, o zaman bunun işlemeyeceğini en akılsız kişi bile bilir."
bu yöntem, evrim karşıtlarının sıklıkla kullandığı bir yöntem, "bakın bu bilim adamı da itiraf ediyor bu teorinin saçmalığını" diyerek upuzun bir yazıdan, ana yargıdan farklı bir fikir içeriyormuş gibi görünen cümleleri cımbızla seçip kanıt diye sunmak. hani bektaşi'nin sarhoşken namaza yaklaşmayınız hikayesi gibi.
dawkins'in bu cümlelerinin benzerlerini kör saatçi isimli kitabında sıklıkla bulmak mümkün. hatta sanırım chapter 1 bununla başlıyor. evrim teorisi ile ilgili en büyük yanılgılardan birisini, rastgele tesadüflerle gerçekleştiği saptırmasını anlatıyor bu bölümde. okuyun, ne demek istediğini anlayacaksınız, çünkü ilkokul çocuğuna anlatır gibi anlatıyor.
koskoca richard dawkins'in bir anda 180 derece döndüğünü iddia etmek cahil cesareti olsa gerek.
nevzat tarhan'a göre artık bazı şeyleri sorgulamaya başlayan şahsiyet.
"Ben şahsen bir köpek ya da bir insan gibi kompleks bir canlıyı salt tesadüfün ortaya çıkarabileceğini düşünemiyorum. . . Eğer bu bir tesadüf teorisi olsa, o zaman bunun işlemeyeceğini en akılsız kişi bile bilir. "(Al Jazeera Televizyonu ile 21 Temmuz 2008 tarihinde yaptığı röportajından)
"Eğer rastgele olsaydı o zaman gördüğümüz fevkalade karmaşık ve mükemmel formların oluşmasına neden olamazdı... Evrimin kendisinin rastgele bir süreç olduğu fikri oldukça gülünçtür. insanların gerçekten bu akıl almayacak saçmalığa inanıp inanmadıklarını merak ediyorum. Darwinizm gerçekten tesadüfleri anlatan bir teori olsaydı işe yaramayacağı, ezici, ses getirici ve kesin biçimde açıktır."
(http://richarddawkins.net...ticle_body.php&id=170 )
"Bu durum söz konusu donanımların tesadüflerle biraraya gelmiş olamayacağını göstermektedir ve elbette mantıklı hiçbir bilim adamı bunun böyle olabileceğini söylememiştir."
(http://richarddawkins.net...ticle_body.php&id=170 )
akil insani nasil guzellestirir adli tez calismasinin basina fotofrafi konasica. cok iyi bir konusmacidir. militan ateist der kendine. pesinden cehenneme giderim butun inanclarla el sallayarak.
allah'a, dine ya da vs. inanmamanın da tıpkı bunlara inanmak gibi aslında bir inanç olduğu gerçeğini kaçırdığını düşündüğüm; bugün harun yahya'nın benim gözümde temsil ettiği radikalin tam aksi tarafındaki radikaldir. Bu gerçeği kaçırmasını takiben karşı tarafı gereksiz yere ezerek kendi tarafını yukarıda göstermeye çalışan bir fikir geliştirme anlayışına sahiptir. Bu yüzden din konusundaki zihni pratikleri açısından gözümde Harun yahya zihniyetinden çok farkı yoktur.
gen bencildir'de öne sürdüğü evrim işleyişi okullarda ders diye öğretilmelidir. türün hayatta kalması zırvasına tokadı basar çünkü.
çok serttir bu adam ayrıca. elime alıp okuyamayıp bıraktığım zamanlar çok oldu eskiden. okuduktan sonra ise bambaşka bir kafa ile düşünmeye başlarsınız ayrıca.
yalnız dikkat, en iyi tat için çok sıcak yenmelidir, bedeli de ödenmelidir.
Oxford Üniversitesi'nden bir evrim biyoloğudur. "Gözlemlediğimiz evren, temelinde ne bir tasarım, ne bir amaç, ne iyilik, ne kötülük; sadece kör, acımasız bir kayıtsızlık varsa tam da beklememiz gereken özelliklere sahiptir." der.
Çok başarılı bir bilim adamı olmasının yanında, espri yeteneği de oldukça gelişmiştir; Öyle bildiğiniz "inek" tipli bir adam değildir, güzel bir eşi vardır.
Alın size bir alıntı:
"The God of the Old Testament is arguably the most unpleasant character in all fiction: jealous and proud of it; a petty, unjust, unforgiving control-freak; a vindictive, bloodthirsty ethnic cleanser; a misogynistic, homophobic, racist, infanticidal, genocidal, filicidal, pestilential, megalomaniacal, sadomasochistic, capriciously malevolent bully."
ünlü darwinci zoolog. 'gen bencildir' kuramıyla olay yaratmıştır. (bkz: gen bencildir). kendisi nairobi doğumlu bir ingilizdir. cennetten akan irmak, kor saatçi türkçeye çevrilen diğer kitaplarıdır. dikkat çok fena inancı sorgulattırır.