2006'da, ben de harun yahya isimli anti-evrim savuncusunun a$iri bir $ekilde gorsel materyale bogulan atlas of creation(yaratili$ atlasi) kitabina talep etmemi$ olmama ragmen ucretsiz bir $ekilde sahip olan, onbinlerce bilim adamindan biriydim. 11 dilde basilan bu kitabin tezi, evrim teorisinin yanli$ olmasiydi. bu kitabin temel dayanak noktasi - yuzlerce renkli ve resimli sayfalarin ardindan - ara turlerin fosillerinin bulunamami$ olmasiydi. bu kitap, 700 sayfalik kalin bir magazin gibi. Bu tur bir kitabin, 700 sayfalik renkli ve son derece kaliteli bir kagida basilmi$ bir kitabin maliyeti oldukca yuksek olmali, bir de 11 dilde yazildigini ve butun insanliga dagitilmaya cali$ildigini du$unursek...
kitabin butun amaci, bulunan insan fosillerinin $imdiki insana ne kadar benzedigi iddiasi uzerineydi, ve ben bu renkli kitabi okurken oldukca eglendim. taa ki sayfa 468'de yilanbaliklarindan bahseden bolumu gorene kadar. alinti $oyle:
"bu Anguilliformes'lerin 400'un ustunde ce$idi vardir. bu hayvanlar, milyonlarca yildir degi$ime ugramadiklari icin, evrim teorisinin yalan oldugunun bir kanitidir."
(cevirmen notu: eel ile sea snake ingilizce'de farkli anlamlar ta$ir. bu nedenle turkceye cevirirken eel'i eel olarak, sea snake'i sea snake olarak verecegim)
eel fosillerinin yilanbaligina ait olup olmadigini soyleyemem. ancak yahya'nin * verdigi ornek, bir eel degil (yani teleojik bir balik ce$idi), Laticauda'dir, yani bir sea snake'dir. kitaptaki diger hatalar icin henuz ara$tirma yapmadim; ancak actigim ilk sayfada boyle bilimsel bir hatanin yapilmasi deh$et vericiydi. nasil olur da, boyle bir kitabin tek tezi, evrimin modern yaratiklarin fosillerinin evrimle$memi$ olmasina dayandirilabilirdi?
kaza eseri 2008'de harun yahya, yani gercek adiyla adnan oktar, ki$isel cikar icin yasal olmayan organizasyonlar yaratmak sucundan dolayi bir turk mahkemesinde 3 yillik hapis cezasina carptirildi.
devamini cevirmeyecegim, dawkins adnan oktar'in verdigi resimlerin, aslinda cok farkli turlere ait oldugunu tek tek kanitliyor. ayni zamanda harun yahya ismiyle bilimsel kanitlar uzerinden konu$mayan suclu ki$inin, tek bir mantiksal dayanagi olmayan kitabinin gerceklerini bize gosteriyor.
yazinin sonunda ise, o kadar para nerden geliyor sayin oktar diyerekten ayarini tamamlami$tir.
richard dawkins'in ne kadar kafa bir adam olduğunu gösteren ayardır. o meşhur balık yeminin resmini yorumsuz olarak perdeye yansıttığında salondan kahkahalar yükselir. sonra aşağı yukarı şunları söyler:
"resme pek dikkatli bakmamış herhalde, kıçındaki iğneyi fark edememiş. resmi arakladığı web sitesini buldum, şu şu adreste (balık yemi satan bir firmanın sitesi). işte orjinal resim bu (resimleri maalesef videoda göremiyoruz). aslına bakarsanız bu yemi doğal ortamındaymış gibi göstermek için saatlerce fotoşopta çalışmış olmalı, ama yine de iğneyi görememiş. ya da daha kötüsü, bunun gerçekten de kıçında iğne olan bir canlı olduğunu sanıyor."
öncelikle konuyla ilgili bir fikir edinmek için richard dawkins'in kibri ve kendine güvensizliği ile kendi bilimadamı imajına ve saygınlığına verdiği ayarı okuyalım: (#4990713)
okumak istemeyenler için linkte verilen entrynin özeti:
harun yahya'nın, bilimsel tartışma yapmak ve iddialarını karşılıklı olarak ortaya koymak için dawkins'e yaptığı davetten bahseden ve dawkins'in bu daveti tam anlamıya saçma bahanelerle kaçamak yollardan reddetmesini ingilizce kaynaklardan derlenen bilgilerle açıklayan bir entry. entryde ayrıca dawkins'in açıklamaları üzerinden kendisinin sahip olduğu kibirli yaklaşım analiz edilmektedir.
dawkins'in açıklamalarına göre, bir tezin kabul görmesi için bilimsel olarak kanıtlanması bir anlam ifade etmemektedir. bir tezin kanıtlanması için, bilim camiasını yönlendiren bir bilim-star olarak dawkins tarafından onay verilmesi gerekmektedir. bilim dünyasının değnekçisi dawkins'in ağzından bu düşünceleri kasteden ifadelerin nasıl kaçtığını entryde okuyabilirsiniz.
kendini, bu yazının ayar olduğuna inandırmak isteyenlerin şakşakçılığı ile paketlenerek sözlüğe sunulan yazı.
bu konudan bahseden başlığın "richard dawkins'in harun yahya'ya cevabı" olması gerekmektedir. ancak richar dawkins'in bilimsel metod olarak muhatabının "ağzına sıçma" gibi eylemleri olduğunu iddia edip, bununla övünenlerin yoğun olduğu uludağsözlük'te bu işler o kadar da sağlıklı yürümeyebiliyor tabi.
gelelim sözlükte müthiş bir yüceltme ve imaj çalışması yapılan dawkins'in yazısının değerlendirmesine:
harun yahya'nın eserlerinde savunduğu fikre katılırsınız ya da katılmazsınız. katılmamayı seçen, aksini savunmak için çalışır ya da sadece reddetmekle yetinir. kendi bilecekleri iştir, kimseyi ilgilendirmez. ama karşı fikir diye ileri sürülen her cevabı "ayar" diye lanse etmek "kontr-ayar" olarak geri dönecektir sahibine.
yazıda dikkati çeken ilk nokta, harun yahya'dan alıntılar haricinde toplam 11 paragraf var. bunlardan 3 tanesi harun yahya'nın bu kitabı bastıracak parayı nereden bulduğundan, kitabın oldukça pahalı malzemelerden üretildiğinden, harun yahya okurlarının aptallığından, harun yahya'nın suç örgütü kuran bir adam olduğundan bahsetmek gibi mükemmel bilimsel eleştirilere ve ayarlara ayrılmış.
4 paragraf ise harun yahya'dan yapılmış 4 alıntının öncesinde yer bulmuş ve harun yahya'dan yapılan ilgili alıntı paragrafı tanıtmış. "yahya, burda şu konudan bahsetmiş" denilmiş ve alıntıya geçilmiş. burda da herhangi bir ayara rastlanamadı.
diğer 4 paragrafa baktığımız zaman da bu paragrafların tamamının kitaba basılmış hatalı "resim"lerden bahsettiğini görüyoruz. evet, yanlış okumadınız. kitaba basılan resim hatalıymış. yani kitap içindeki denizlaleleri ile ilgili bir makalede, kitaba görsel zenginlik kazandırmak için konulmuş resim bir denizlalesine değil, denizkestanesine aitmiş. müthiş ayar yazısının en işe yarar görünen 4 paragrafının tamamında kitaptaki resim hatalarından bahsediliyor, yani harun yahya'nın ileri sürdüğü tezlere dair bir bilimsel bir antitez ya da harun yahya'nın metod hatalarına, mantık kurgusu hatalarına veya yanlış çıkarımlarda bulunduğuna dair bir eleştiri yok.
yazının sonuna gelindiğinde ise, olanca dikkatiyle kitabı okuduğu belli olan dawkins'in kitaba basılmış yanlış resimlerden ötürü kitabın editörüne verdiği deli ayarın dehşetini idrak ediyorsunuz. ancak kitapta bahsedilen fikirlere, önermelere karşı dawkins cephesinden yine ciddi bir ses gelmemesi de kayıtlara geçiyor.
üstelik yazı siteye ilk koyulduğu tarihten sonra ekleme yapılmış yine dawkins tarafından. yani dawkins'in yazdığı son 7 paragraf sonradan eklenmiş. bu yazının, tekrar güncellenmesiyle kitaptaki diğer editoryal hatalardan haberdar olabileceğiz belki de. ama yine de richard dawkins'in, harun yahya'nın iddialarını ciddi şekilde değerlendirip, katılmadığı fikirleri düzgünce ve bilimsel olarak eleştirebildiği yazılar da görmek isteriz ara sıra.
harun yahya'nın davetini kabul edecek cesareti gösterememiş ve iddialarına bilimsel anlamda antitez oluşturacak bir cevap verememiş olsa da ve façası feci halde bozuk takılmaya devam da etse, richard dawkins, harun yahya karşısında uludağsözlük'te birçok kişi için gönüllerin galibidir.
aradık aradık mamafih bulamadık. var olmayan bir ayardır zira. aslında, türkiye'nin öldürülerek, işkence görerek, diktatör baskısıyla mankurtlaştırılarak içselleştirildiği önyargılar kültürüne dayalı bir yanılgıdır bu zannın sebebi.
bu önyargıların egemenliğindeki beyin şöyle düşünür:
harun yahya gibi bir insan, yani yüce önder efendimizin çakma ışığı altında 86 senedir aşağılanan ve hor görülen bir kesimin temsilcisi, nasıl olup haddini aşar da bilinçaltlarımıza mutlak efendilerimiz olarak kodlanmaya çalışılmış batılıları açıkça bastırıverir?
yoksa beynimizin temeline oturmuş bu batılı hayranı hayat anlayışı toptan bir safsatadan mı ibaret? hayır hayır olamaz. bunlar yobazların oyunu. evet, evet. bunlar oyun. siz gidin yobazları kandırın. hep yobazları kandırın, sadece yobazları kandırın. bizi at gözlüklerimiz içinde yalnız bırakın.
richard dawkinsin harun yahyanın tartışma davetini reddetmesi üzerinden argüman geliştirme hevesi yaşayan ergenleri su yüzüne çıkarmıştır.
lan ben bile kabul etmem inşallah maşallahla tartışmayı. dawkins sadece biliminsanları ile bilim tartışır. zaten olması gereken de budur. az biraz mantık yav.
