Turşular ile birlikte günümüzde çok çeşitli olan ve kesinlikle ev yapımı olması gereken bir tatlı ve kahvaltı maddesidir.
Ben ana maddesi vişne, portakal kabuğu, gül, ahududu, ceviz gibi tek başına pek tadı olmayan ya da ekşi tada sahip olan şekersiz şeyler olan reçelleri daha çok beğeniyorum. Aksi takdirde direkt meyve şeker karışımı olduğunu düşünüyorum.
Bir de her reçele can katan şeyler var. Mesela kayısı reçeline kayısı çekirdeğini, mürdüm reçeline kokulu aroma veren kabuk tarçını çok yakıştırıyorum.
iyi bir reçel elde etmek için bazı püf noktalara dikkat etmek gerekmekte: Gül reçeli yaparken gül yapraklarının önce şekerle ovulması, portakal reçelinde ise portakal kabuklarının birkaç kez kaynatılıp sıkılarak acısının çıkarılması gibi.
Ben tek başına tatlı kaşığıyla reçel yemeyi daha çok seviyorum. Ekmek üzerine ise bence tereyağından çok, labne peynir üzerine iyi gidiyor. Tereyağının o kokulu tadını biraz ağır buluyorum.
--spoiler--
Yaptığınız reçelin çabuk şekerlenmesini istemiyorsanız, kullandığınız limon suyunu ateşten almanıza yakın koyun. Aksi takdirde önceden ilave edilen limon suyu, reçelin rengini ve kıvamını koyulaştırır.
--spoiler--
Eskiden kayısı reçeli yapardı babaannem, çekirdeklerinin içini de reçele katardı. Ekmeğe sürerken o çekirdek içlerine göz dikerdim özellikle. içerisindeki çekirdekler bitti mi reçel gözümden düşerdi. Kasenin bir an önce bitirilip tazelenmesini beklerdim. Nerde o eski reçeller azizim.
eskiden evde yapılan, şimdi çoğumuzun marketten hazır olarak temin ettiği ve genelde kahvaltılarda ekmek üzerine sürülen bir tür tatlı.
Hatırlarım.. Ocağın üstünde koca bir tencere, fokur fokur kaynıyor. Öyle bir kaynıyor ki, okyanusta oynayan yunus balıkları edasıyla çilekler tencereden kafasını uzatıp uzatıp, tekrar giriyorlar tencerenin içine. Hele o kokusu, tüm evi sarıyor. Sonrasında hiç üşenmeden kavanozlara dolduruluyor ve tüm sene afiyetle yeniyor. Öyle bereketli ki; eşe, dosta, akrabaya, komşuya veriliyor.. yine de bitmiyor.
Tüm malzeme bildiğin yerden, yapan bildiğin ve tanıdığın o muhteşem kadın, lezzet mi? nasıl kötü olabilir ki.
Her şey eskiden mi güzeldi. Yoksa bizi hazır tüketim mi bozdu. Yada evde reçel yapmayan yeni gelinler mi?
Perakende pazar payında penguen , tamek ve tukaş gibi markaların lider olduğu reçel piyasasında, son yıllarda düşük kaliteli ve meyva oranı düşük markalarda pazarda ciddi yer bulmaktadır.
nedeni ise meyva oranının % 35'e yaklaşan markaların yeterlilik belgesi alabilmesi ama bu markaların bu orana binbir Türlü hile ulaşması.
yani %35 meyva olmayan bu ürünler ciddi bir glikoz takviyesi ile raflarda yerini alarak , tüketici sağlığını tehlikeye atmakta.
sanırım hayatta en değer verdiğim şeylerden biridir reçel. sevdiğimden çiçek aldığımda mutlu olurum belki ama süresi bitince sadece kurumuş ölmüş bişey kalıyor elinde. ama reçel yapmam için elinde bi poşet meyveyle gelse yada reçel yapılan bir çiçek alsa daha mutlu olurum. reçel sonsuzluk gibi çok değerli. küçüklüğümden beri annem reçel yaparken parmaklarımı tencereye bandırır yerdim kaçak göçek sıcaktan acırdı parmaklarım ama olsundu birde üstünde oluşan köpükleri toplar bir tabağa koyardı annem bende afiyetle parmaklaya parmaklaya yerdim. mis kokar hem ev yapımı reçel çocukluğumdur. babamın bana yeni aldığı eşofmanımı bile sırf reçel parmaklıycam diye ocakta yakmıştım ilk alındığı gün. mutluluktur reçel beni hep gülümsetir baklava desenli bez kaplanmış kavanozları:)