reza'nın casusluk suçlamasıyla mallarına el koyulması sonucu akıllara takılan soru.
bu adam devlet sırlarını açıklıyor diye casus olarak nitelendirildi. yani söyledikleri doğru anlamına mı geliyor?
yalan söylüyor denseydi, casusluk değil iftiracılık ile suçlanır, buna göre kararlar alınırdı.
bu adamda devlet sırları vardı, şimdi onları mı açıklıyor?
bu devlet sırlarını nasıl öğrendi?
bu devlet sırlarını ona kimler ne karşılığında sattı?
ona bu devlet sırlarını satanlar da casus, hain olmuyor mu?
bu konu hakkında bir araştırma yapılıyor mu?
allah belanızı versin, birileri çıksın bir açıklama yapsın amk!
2013 yılında bu tapeler ortaya çıktığında önce ne dendi? montaj...sonra ne dendi? bunlar hain devletin kriptolu telefonunu dinlemişler...3-5 kişiden başka da kimse çıkıp da hani montajdı kriptolu telefonlarda bunlar mı konusuldu? demedi. diyenlere de cevap verilmedi.
şimdi bu reza denen adam o dönem göz altına alındı, ne dendi? fetö kumpası. paraları oraya fetöcü polisler koydu dendi...sonra biz dedik ki madem öyle, paralar ona ait değil neden faizi ile iade edilince geri aldı? buna da cevap verilmedi. bu adamı o dönem içeri atan adam şimdi kullanıyor öyle mi? bunu da yemezler
kaldı ki adamın söylediklerinden sonra iş uyduruyordan vatan hainine evrildi. hakeza iranlı bir adam türkiye cumhuriyetine nasıl ihanet edebiliyor onu da bu naçizane aklım almıyor. he ticaeri ilişkileri olan kişilere ihanet ediyorsa o başka tabi.
bir başka itirafa konu olan mevzudur. bizim hükümetimiz fetöcü için mi 2 defa nota verdi yani abd ye ? demek ki fetö ile iş birliği devam ediyor ki fetöcü için nota vermişler 2 defa..
yıllardır bahsettiğimiz bir konu var, yukarıda bir yazar bahsetmiş;
Yıllar önce bu tape konusu ilk ortaya çıktığında ilk başta yalanlayıp akabininde ne dediler; bunlar devletin kriptolu telefonunu dinlemişler, başbakanı, cumhurbaşkanı bile dinlemişler falan, bunu bizzat tayyip kendisi de söyledi.
O dönemde birkaç kişiden başka da kimse ya tamam bu adamlar hain telefonları dinlemişler de siz o telefonlarda neler konuşmuşsunuz amk demedi. Çünkü ortada kabak gibi bir gerçek vardı ve kimse bunun üzerine gitmedi hemde dinlenen kişiler bizzat kabul etmişken; telefonlarımız dinlenmiş diye.
Yani ortada öyle bir durum var ki en basit haliyle şöyle özetlenir herhalde.
hırsızın biri hırsızlık yapacağım diye bir eve giriyor ve girdiği evde adamın birinin karısını öldürdüğüne şahit oluyor ve bunu gidip emniyet birimlerine iletiyor ama ihbarı yapan kişi hırsız ya! o yüzden kimse cinayete odaklanmıyor da bunun yerine vay efendim sen hırsızsın, o eve nasıl girersin havalarında takılıyor.
Tamam, hırsız suçlu bir kere onu kabul ediyoruz da, peki cinayet ne olacak?
yalan söylüyor diye kürsüden bağırıyorsunuz sonra doğru sırları açıkladı diye mal varlığına el koyuyorsunuz. keşke türkiye'de yargılansa ama türkiye'de nasıl yargılandığını da gördük. gerçek nedir arkadaş hele deyiverin?
