revna demirören

entry13 galeri1
    13.
  1. 12.
  2. çok yardımsever bir insandır.
    1 ...
  3. 11.
  4. 10.
  5. yıldırım demirören'in karısı olması ondan nefret etmem için yeterli bir sebepken, elazığ'daki depremzedeleri ziyaret edişi ve forma, top vs dağıtışı ile kalbimi fethetmişti. sadece iyi şeyler yaptığımda "babamın kızı" olmam gibi, bu olaydan sonra hanımefendiyi beşiktaşlı duruşuna yaraştırdım sonunda. dogru yolda emin adımlarla ilerliyor. kocasını da dizinin dibine alacak bir gün biliyorum.
    1 ...
  6. 9.
  7. derbi maçını, eşi ile birlikte değil de, kızı ile birlikte izleyen bayan.
    1 ...
  8. 8.
  9. gözüken o ki yıldırım demirören'in beşiktaş'a başkan olmasını engelleyebilecek şu alemdeki tek kişi. buradan hanımefendiye sesleniyorum: revna hanım, gelin kendinize, eşinize, beşiktaş'a ve türk futboluna büyük bir iyilik yapın ve eşinizi adaylıktan çekilmeye ikna edin. anlaşılan o ki bu camiada onca mualifine rağmen eze eze yine başkan seçilecek ve beşiktaş'ımızın en az bir 5-7 yılı daha heba olacak. siz belki futbolun iç dinamiklerinden pek haberdar değilsiniz, beşiktaş'ı ve futbolu eşinizin söylediklerinden biliyorsunuz ama eşinizin 2003'ten bu yana beşiktaş'a verdiği zararı bugün 60 milyon eurolarla falan telafi edemeyiz. lütfen, tanrı aşkına, sadece yaklaşık bir haftası kalan bu seçim öncesi bu camiaya müjdeli haberi verin, onu çekilmeye ikna edin. inanın ömrünüz boyunca yapacağınız hayır işlerinden alacağınız sevapların tümünü sadece tek bir günde alabilirsiniz. milyonlarca beşiktaş aşığının hayır duasını alacaksınız. korkulu rüyalar görmemizi engelleyin. bırakın beşiktaş'ı ya da türk futbolunu insanlık adına bir iyilik yapın.

    sadece 10 gün var ve onu engelleyecek tek kişi sizsiniz.
    2 ...
  10. 7.
  11. beşiktaş - denizlispor maçında yeter yıldırım demirören yeter tezahüratlarına, alkışlarla karşılık veren tüpçünün eşidir.
    0 ...
  12. 6.
  13. tüpçü amcanın yakışıklılığına tav olmuş bağyan.. ee adam yakışıklı tabi..o gözler, o kaşlar, o çene ve çene ortasında ki oyuk...kim hayır diyebilir böyle bir erkeğe
    2 ...
  14. 5.
  15. 4.
  16. sabır abidesi kadın. Yıldırım yüksek ihtimalle karısı salona masa istediğinde gidip 150 milyara bir tane alıp eşi "niye bu kadar pahalı aldın" dediğinde de "nolcak hanım 5 taksit te aldım" haberlerin bu kısmıyla hiç ilgilenmiyorsun diyordur.
    2 ...
  17. 3.
  18. gerçekten çok hoş bir kadın.
    0 ...
  19. 2.
  20. 1989'da vefat eden cemal ulusoy'un 4 cocugundan biridir. (Alican Ulusoy,Merva Ulusoy,Emra Çarmıklı) dolayisiyla Saffet ulusoyun yegeni, haluk ulusoyun da amca cocugudur.

    Saint Michel, ardından isviçre'de işletme okuyan, bir süre aile şirketi Ulusoy Turizm'de gorev alip 23 yasindayken (babasinin vefatinin ardindan) evinin kadini olmustur. yıldırım demirören evlendiginde 26 yasindadir.

    asagida kendisiyle yapilan roportajlarda verilen cevaplara dikkat ediniz. ozellikle besiktas transferlerindeki yorumu dikkate degerdir. karadenizli olup aileye bagli olmasi roportajlardaki cevaplara da etki ediyor.

    --spoiler--
    gazeteci> Sizin hayalleriniz nedir revna hanim
    revna demiroeren> (Gülümseyerek) Babama bir gün çok başarılı bir iş kadın olacağıma söz vermiştim. Araya ikizler girdi, şimdi yeni bebeği bekliyoruz, daha iki aylık. Ben bir işi yarım yapmayı sevmiyorum. Çocuklar büyüdükten sonra ne yapacağıma bakarım.

    gazeteci> Eşiniz sizin çalışmanıza karşı çıkmış. Sabahları ondan önce, gece ondan geç gelmenize izin vermiyormuş doğru mu?
    R.D.> (soruyaa şaşırıyor) Bunda bir gariplik yok ki. Zaten akşamları ve sabah görüşebiliyoruz, onda da ben yoksam ortak neyimiz kalacak ki?

    gazeteci> Ya Beşiktaş? Hayatınızın ne kadarını kaplıyor?
    R.D.> Hepsini, Bakkalda, yolda eşime mesajlar iletmemi istiyorlar. Şunu oynatsın bunu oynatmasın diye. Halbuki biz evde asla takımı konuşmayız ki
    --spoiler--

    sanem altan ile mactan sonra verdigi roportaj;

    --spoiler--
    sanem altan> 5 yıllık acı dolu günlerden sonra 2 kupayı birden kazandı eşiniz Yıldırım Demirören. Kupaların alındığı geceki sevinçleri nasıl yaşadınız?

    revna demiroren> ŞAMPiYONLUK kutlaması saat 23.00 civarında bitmişti. Bir gece kulübünde eğlence düzenlenecekti.Yıldırım'a Hadi gidiyor muyuz? diye sordum. Hiçbir yere gidecek halim yok. Eve gidiyoruz yanıtını aldım. Aaa niye? Dansetmeyecek miyiz, kutlamayacak mıyız? diyecek oldum. Yok, şu anda hiçbirşey yapamam. Eve gidelim karşılığını verdi. Eve geldiğimizde de TV'nin karşısına geçti, kutlamaları tekrar seyrederken uyuyakalmış. Yılların yorgunluğu ortaya çıktı bir anda.Uyurken nasıl masum, nasıl çocuk gibi gözüktüğüne inanamazsınız. Tribünde ağlaması da 5 yılın deşarjıydı aslında. Çünkü Yıldırım hiç konuşmaz, hiç paylaşmaz. Etrafındaki herşeyi gözlemler, içine atar. Hep böyleydi, evlendiğimizde ben 23, o 26 yaşındaydı. Ama kocaman adam gibi olgun duruyordu. Babamı yeni kaybetmiştim, baba figürünü dolduracak biri olarak karşıma çıkmıştı, düşünün henüz 26 yaşındayken bile böyleydi.

    s.a.> Şampiyonluktan önceki 5 yıl boyunca kötü günleri nasıl geçirdiniz?

    r.d.> TABii ki çok zor günler oldu. inönü'de yeniliyorsak mesela, ben hemen çocukları alıp maçtan çıkarak eve gelirim.. Yıldırım en fazla 1 saat sonra gelir.. Biz çocuklarla sanki yenilgi olmamış gibi normal davranmaya çalışırız. Çünkü eğer biz de üzülürsek, evde tuhaf bir hüzün havası oluşur. Bunu istemem.. Kızım Yelda babasına çok bağlıdır, onun üzülmesine hiç dayanamaz.. Büyük oğlum Erdoğan babası gibidir, duygularını hep saklar. Mesela şampiyonluk maçında tribünde dimdik durdu, otele gelince ağladı. Yıldırım Yelda'ya sarılıp hüngür hüngür ağladığında boğazıma bir yumruk oturdu. Ağlayamadım, o anda yaşadığım karmaşayı anlatmak mümkün değil.

    s.a.> Diğer kulüp başkanlarının eşleri niye ortalarda gözükmüyor?

    r.d.> HAKLISINIZ, hiçbiri ortaya çıkmıyorlar. Tanıdıklarım çok hoş hanımlar. Eminim diğerleri de öyledir. Ama ben paylaşmayı seviyorum, çocuklarımın o anı yaşamasını istiyorum. Bana Çocukları götürme, nazar değer diyorlar ama ne alâkası var! Biz birbirine çok bağlı, yakın bir aileyiz. Bundan sonra da tavrım değişmeyecek. Yine maçlarda birlikte olacağız. Beşiktaşlıyım, Beşiktaş'ın başarıları önemli ama benim için herşeyin önünde Yıldırım var. Kocamın içinde olduğu bir atmosferi paylaşmak isterim, onu yalnız bırakmam. Çünkü benim aile anlayışıma göre bu iyi bir fikir değildir. Annemle babam, kayınvalidemle kayınpederim arasında da bu yakın iletişimi gördüm.. Aynısını uyguluyorum. Ama tabii ki çok zor tarafları da var. Sürekli erkeğin hayatı yaşanıyor, hiç uzun tatil yapamıyorsun, başbaşa kalamıyorsun. Mesela 4 senedir çocukları kayağa hep ben götürüyorum, Yıldırım işi olduğu için hiç gelemiyor. Cemal henüz çok küçük babasını çok özlüyor. Yine de Yıldırım'a Bu işi bırak demem. Kendi kararıdır. Bence bir başkanın yaşayabileceği herşeyi yaşadı. Aklımdan geçse bile, Bırak desem bile, eğer bırakmazsa bunu ne yapacağız o zaman? Dolayısıyla bu tip kararlara hiç karışmam..

    s.a.> Mustafa Denizli, Denizli maçından sonra şampiyonluğu size ithaf ettiğini açıkladı. Beşiktaş 6 puan gerideyken ona bir bakış fırlatmışsınız, yüreğine ok gibi saplanmış. Öyle kızgın bakarken içinizden ne geçmişti?

    r.d.> NASIL baktığımı hiç bilmiyorum ama baktığım anı hatırlıyorum. Amacım ona birşey hissettirmek değildi, demek ki o duygu yoğunluğunda kendimi elevermişim.. Ona herhangi bir mesaj vermek değildi amacım.. Hocamın bendeki hayal kırıklığını anlamış olması ne kadar müthiş biri olduğunu gösteriyor. Sonra şampiyonluğu ithaf etmesi bana büyük gurur verdi. Beni böyle bir başarının içine katması kolay rastlanacak bir jest değil.

    s.a.> Derken Beşiktaş şampiyon oldu ve 2 gün sonra Mustafa Denizli evinize gelip görevi bırakmak istediğini açıkladı.. Hatta hüngür hüngür ağladı. Siz de oradAydınız, ne yaptınız?

    r.d.> ŞAMPiYON olduktan 2 gün sonraydı. Mustafa Hoca, Yıldırım ve yöneticilerle görüşmek için evimize geldi.. Aslında böyle özel görüşmelerde genellikle Merhaba dedikten sonra onları yalnız bırakırım.. Fakat Mustafa Hoca ile aramızda farklı bir iletişim var diye biraz kaldım. Hoca çok yorgun ve moralsiz gözüküyordu.. Gözleri dolu doluydu.. Ben çok yorgunum.. Gelecek sezon çalışacak kadar enerjim yok.. Bırakmak istiyorum diye konuştu.. Ortam birden buz kesti. Ben de normalde bu işlere karışmam ama şuna inanıyorum.. Büyük mutluluklardan veya üzüntülerden sonra kesin kararlar alınması yanlıştır. Kendine bir zaman vermelisin, düşünmelisin.. Mustafa Hoca'ya farklı bir yakınlık hissettiğim için ağzımdan şu cümleler dökülüverdi: Aaa! Ne bu haliniz! Hiç böyle şeyler konuşmayın şimdi. Hocam siz bir tatile gidin, dinlenin. Telefonlarınızı kapatın, hiçbir şey düşünmeyin, keyfinize bakın.

    s.a.> Bırakacağına inandınız mı?

    r.d.> HiÇ inanmadım. Hoca o kadar yorgundu ki, Beşiktaşı değil futbolla ilgili defteri kapatmayı düşünüyordu. Dinlendikten sonra farklı karar vereceğini biliyordum. Zaten de doğru hareket edip 1 haftada fikrini değiştirdi.

    s.a.> Takımın başkanı ve hocası üzerindeki etkinizi neye bağlıyorsunuz?

    r.d.> NORMALDE bu işlere girmem.. Kaç tane teknik adam geldi geçti. Bu, Mustafa Hoca zamanında tesis edildi. Denizli bıraksaydı, onu Bırakma diye aramazdım ama çok üzülürdüm.

    s.a.> Mehmet Topuz'un transfer aşamasına antalyada şahit oldunuz.. F.Bahçeye gidince şaşırdınız mı?

    r.d.> YILDIRIM, Mehmet Topuz transferi için antalya'ya gitmişti. Çocuklar Babamızı çok özledik deyince, hep beraber biz de oraya gittik ve otelin villasına yerleştik. Aynı akşam Topuz ile Yıldırımın buluşacağını biliyorduk. Akşam bahçede otururken kapı çaldı. Kapıyı bir açtım, karşımda Mehmet Topuz. Yenge sizi çok merak ediyordum, tanışmaya geldim. Sizi çok takdir ediyorum. Bir açıklamanızda futbolcular için evlatlarım demiştiniz ya. Bundan çok etkilendim. Annemle çok yakınızdır, ben de ona çok bağlıyımdır gibi laflar söyledi. Ben de hatta karşılık verdim, Allah ikinizi ayırmasın diye.

    s.a.> Bu konuşmalar sizin için Topuz'un Beşiktaşlı olduğunu gösteren bir diyalog muydu?

    r.d.> O karşılaşmaya kadar forma giymiş, Beşiktaş bayrağını öpmüş olduğu için zaten Beşiktaşlı olduğunu düşünüyordum.. Bana normal geldi merhaba demeye gelmesi. Ertesi gün teknede olduğum için hiç gazete okuyamadım.. Bir vesileyle Yıldırım'ı aradım, sesi çok kötüydü. Ne oldu? dedim. Anlattı, inanamadım. Çok şaşırdım, çok kızdım, çok üzüldüm. Topuz sonuçta normal bir futbolcu.. Profesyonel, nereye isterse oraya gidebilir. Ama ben onu davet etmeden, kendiliğinden tanışmaya gelip sonra ertesi gün F.Bahçe'ye gitmesine kırıldım. futbolcu olması açısından değil, bir genç insanın böyle davranması üzücü.

    s.a.> inönüde kaybettiğiniz F.Bahçe derbisi gecesi evde durum nasıldı?

    r.d.> O gece gerçekten çok kötüydü. Yıldırım inanılmaz üzüldü, adeta çöktü.. Ona dedim ki, Bak göreceksin, bu yenilgi bize şampiyonluğu getirecek. futbolcular bu kadar yaklaşmışken, şampiyonluktan kopmayı kendilerine yediremeyecek ve mutlaka hırslanacaklar. Zaten izmir'deki kupa finalinde bunu yaşadık. Ligdeki F.Bahçe derbisini kazansak, Fortis Kupası'nı kaybedebilirdik. Çünkü takım halinde rahatlayacaktık ve bu sefer F.Bahçe hırslanacaktı.

    Allah korusun eğer kupayı kaybetseydik, spor dünyasındaki dedikodunun haddi hesabı olmayacaktı. Hatırlayın, Aziz Abi ile Yıldırım'ın Papermoon'da yedikleri basit bir öğle yemeğini bile insanlar nerelere çekmişlerdi. Tesadüfen o yemek sırasında ben de Papermoon'daydım. Aziz Abi'yle öpüştüm. Normal bir yemekti. Ama kaybetsek, Biri ligi, öteki kupayı bölüştüler diye söylenti çıkaranları inandıramayacaktık. Çünkü spor dünyasında şunu gördüm: Şahit olduğum olaylar olmasa, ben bile söylenenlere inanacağım. Böyle yakışan iftira atıyorlar herkese.

    s.a.> Nihat transferinde de bir karışıklık yaşandı.. Niye bunlar hep Beşiktaşın başına geliyor?

    r.d.> BENiM medyadan istediğim tek şey var. Biz şampiyon olduk, 2 kupayı birden aldık. Transfer meselesiyle bu büyük başarının üstüne gölge düşürmeye çalışanlar var. Medya da onlara alet olmasın. Yok Nihat, yok Topuz, biraz adil olsunlar. Bıraksınlar, sevinelim. Transfer her zaman olur, biri gelmez, öteki gelir nasıl olsa
    --spoiler--
    2 ...
  21. 1.
  22. yıldırım demirören tipindeki bir adamın güzeller güzeli karısı.

    kalbi olan fotoğrafa bakmasın;

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/716995/+
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük