okuyucuya görev #1: (bkz: retorik soru)
okuyucuya görev #2: (bkz: ne diyon lan sen)
okuyucuya görev #3: gelin bana bi masaj yapın kulunçlarım bağırıyor resmen..
nasılsa bakmadınız, ben birazcık açıklamaya çalışayım.. retorik soru, yani cevabı bilinen ve aslında beklenmeyen, amacı sadece bir savı sağlamlaştırmak olan soru çeşidi..
bir kavga anında söylenen 'ne diyon lan sen?' kalıbı da bu tip sorulara enfes bir örnektir.. soruyu yönelten genelde cevabı beklemek bir yana, sorusunun yüklemine gelmeden daha kafayı ekleştirmiş olur hasmının suretine..
hayatımda şu şekil bir diyalog duymadım, duyamazsınız:
- olm bak sus, sus skecem..
+ ne diyon lan sen?..
- şimdi ilk 'olm' dedim ki psikolojik olarak savaşta 1-0 öne geçeyim, senin benden aşağı olduğunu vurgulayım, sonra 'sus' dedim çünkü her ne kadar aksini göstermeme rağmen olası bir kavgadan çekiniyorum, sana benim üstünlüğümü kavgasız bir şekilde kabul etme şansı verdim, en sonda da seni iğfal etme tehtidini savurdum ki etkili olsun manifestom..
+ ha abi öyle desene, ben de pek kavga taraftarı değilim zaten.. 'skerm' kelimesi hoş kaçmadı ama geri alırsan..
- aldım gitti..
+ hey yavrum hey..
veya,
+ olm sus, skerm seni bak..
- ne diyon lan sen?
+ dedim ne var?
- abi ne dedin, duyamadım çok gürültü var.. ne bok yemeye tren garında tartışıyorsak..
+ dedim ki, seni dedim, skerim dedim susmazsan dedim.. (bir şey anlatırken her kelimeden sonra demek mastarını yerleştiren adam.. çok pistir..)
- ha, ne diyon lan sen?
+ hay yine mi anl.. ahhhhh..
bu sefer anladı işte.. retoriğinden sordu.. anladın?
okuyucuya görev #4: gelirken bir litre de kola al be canım.. hadi..
