bir topluluğun aklını kaybetmesi halidir.
retorik ikna etme amaçlı laf salatasıdır.
mantık ise doğru düşünebilme yetisidir, basitçe.
biz bir süredir, bize gerçeği anlatmaya çalışanları sevmedik.
bize karşı güzel konuşan, duygularımızı coşturanları ise alkışladık.
Masallara inandık.
Bu coğrafyaya yeni Lutherler, Ebu Hanife'ler ve hatta Ebu Zerr'ler şart iken biz Goebbels'leri inandırıcı bulabilmekteyiz.
katıldığım durumdur. başlık altı olarak açıkça durumun belirtilmiş olduğu haldir.
birkaç tanım da ben gireyim madem; anlayamayan edebiyat ve sanat yoksunu andaval arkadaşlara binaen,
retorik; söz söyleme, söz sanatlarını kullanma anlamını taşıyan bir kelimeden ibarettir.
metafor ise; bir şeyi, başka bir şeye benzetmeye çalışırken anlatılmak istenen şeyin bir kelimden fazla anlamlar içeriyor olması durumudur. yani tek bir kelime ile birçok şeye çağrışım yapılabilir. öz yazarak çok şey anlatmaktır. örneğin; aydınlığın sonundayım, gözlerimi kapatsam düşeceğim sanki bir çukura / üzerimde beyaz bir örtü var, dalacağım sonsuz bir uykuya.... gibi. burada ölümden bahsedildiği, aynı zamanda ölüme ne kadar yakın olunduğuna dair melankoli bir havanın olduğu anlaşılmakta.
günümüzde tenzih ettiğim birkaç şair dışında popülaritenin içine olta sallayıp çektikten sonra bir çok sazanı peşinden koşturan bir edebiyat kisvesi yaratılmış durumda maalesef. misal küçük iskender'i bile böyle bir durum için eleştirebilirim diyemem ama ilk şiirlerinin çizgisi dışına kayıp belki de marjinalleşmeliyim derken anlaşılması güç bir gonzo çukuruna düşmüş durumda özellikle son kitabıyla kendisi.
birçok konuda mantık aramakta zorlandığımız gibi şiirde de zorlanıyoruz. ben artık yeni çıkan şiir kitaplarını takip etmeyi bırakalı çok uzun zaman oldu. fanzin ve yeni akım fanzincilik yapan dergileri takip ediyorum. ve aralarından muhteşem yazanların da çıktığını çok samimi olarak söyleyebilirim.
sonuna kadar haklı yakarışı dile getirdiğin için minnettarım. duymasını bilmeyen kulaklara dert anlatma boşver. artık ne söylendiğinden çok kimin söylediği önemli çünkü. anlaşılır olmak insanların gözünde mühim bir mesele iken bugün saçma sapan benzetmeler ve mantıksız önermeler ile anlaşılmaz olmak rant peşinde koşanların bir numaralı silahı, aptal beyinlerin ise cazibesi haline gelmiş durumda.
Zamanımızın ciddi ve hatta en ciddi problemlerinden birisi.
Güzel bir formda sunulan ama mantıksız olan bir söz, mantıklı olan tüm sözlerden daha fazla etkili ve kabul görür bir hal almış durumda.
Kitaplara, dergilere, şarkılara, şiirlere, yazılara bir bakın. Hatalı metaforlar ve yanlış analojilerle dolu. Edebiyat adı altında saçmalamanın meşru formu bu.
Kahraman tazeoğlu, ahmet batman gibi müsvedde üreticilerinin ekmek yediği şeydir bu. Popüler kültür, post-modernizm başlığında yapılan şeydir bu.
Edebiyat... Edebiyat ister romantik olsun isterse sürrealist, önceleri edebiyat neyi, nasıl, niçin anlatırsa anlatsın ve dahi spekülatif bir şeyi betimlese de tutarlı, mantığa uygun bir biçimdeydi.
Öyle ki geçmişin vasat (ortalama) edebiyatçıları bugünün üst düzey düşünürlerinden daha mantıklı ve makul şeyler sunardı.
Şimdi ise felsefe de edebiyat da bu çukara düşmüş durumda. Bugün Edebiyat yaptığını beyan edenlerin çoğu biraz retoriğin şöhret kazandırdığı saçmalama mekanizması ve felsefe yaptığını iddia edenlerin çoğu süslü cümlelerle mantıksızlığının üzerini örtme çabasında.
Sahtelik ve maskecilik edebiyata da felsefeye de ulaşmış durumda.
iki ayaklı aptal yığını gibiyiz; hatta "gibi" değil, direkt öyleyiz.