kırmızı halıları serin,
ve hangi adımlarla ilerleyebilirim söyleyin.
artık hangi acı acıtabilir ki canımı?
hangi fahişenin koynunda rahatlar şimdi bu yürek,
hangi buz dağı soğutur bedenimi?
hangi piçlik sahipsizleştirir beni,
hangi şarkılara eşlik edebilirim ki artık,
hangi çocuğun başını okşayabilirim ki?
hangi kavgada ölebilirim,
hangi gebelik tekrar doğurabilir ya da?
hangi sonbaharda düşer dallarım,
hangi kış ayaza keser,
hangi tren üzerimden geçer?
hangi yolculuk alıp götürebilir beni,
hangi adam arka çıkabilir artık bana,
hangi puştun götü yer?
hangi mum ışığında görünür gölgem,
hangi sabaha çıkar gece?
hangi vicdanı yaşatabilirim,
hangi kadın yatağıma girer,
hangi evlat baba der?
hangi 2den arta kalandır tekliğim,
hangi eşittirin yanına yakışırım,
hangi gözlerden akabilirim?
hanginiz arkamda durabilir ki artık?
hanginiz arkamdan vurabilir?
akşamı olmayan tek sabah dahi kaldı mı şimdi çıkarmak istediğiniz beni?
var mı ötelemediğiniz bir köprü altı daha?
sevebilir miyim artık sizce
sevilebilir miyim?
inançlarımı geri alabilir miyim?
beni ben yapan o tozlu benliğimi verebilir misiniz bana?
anamın kucağındaki o sıcaklığı,
babamın bakışlarındaki huzuru,
çocukluğumu...
yıllardır köşe köşe aradığım o eflatun misketlerimi,
10luk bir veletken saklandığım o merdiven altlarını,
ve hala kendimi saklı tuttuğum o saklambaçlarımı,
iki sokak ilerde oturan ayşe hocamı...
o gudubet kadına duyduğum saklı aşkımı.
şaşırtabilir misiniz şimdi beni?
sürpriz diyebilir misiniz mumları yakıp?
çıkar mı masanın üzerindeki o boktan pastanın içinden yollu bir yosma?
ulan ağlar mısınız be...
canım acıyor diye canınız yanar mı?
üzülme diyebilir misiniz?
tekrar tekrar yüzsüzlük edebilir misiniz yine?
hayallerimi atmadığınız bir hela,
üzerime çekmediğiniz bir sifon kaldı mı?
peki, yol gösterebilir misiniz şimdi bana,
yüreğime yeniden yön verebilir misiniz?
girebilir misiniz beynime?
katran karası karanlıklar çöküyor şimdi yüreğime...
istemiyorum artık hiçbir şey.
eşsiz fikirleriniz de,
vereceğiniz akıllar da,
göstereceğiniz yollar da,
yanımda olacağınız yıllar da,
sevgi yetmiyor, anladık
itina istiyor sevda.
e yapmadım mı dünya
aşkı yaşayabilecek kaç kişi kaldık ki şunun şurasında...
neden olmuyor be
neden hala...
yoruldum
sıkıldım
bıktım
usandım
çıldırmak üzereyim
ağlayamıyorum bile artık
çaldınız gözyaşlarımı
mahvettiniz hayatımı
sizde kalsın istemiyorum
geri verin anılarımı
günlerimi
aylarımı
yıllarımı
adam gibi adamlığımı
tekrar tekrar uçurumlardan defalarca attığınız gururumu geri verin
çıkın karşıma
yalvarıyorum çıkın
ve bişeyler söyleyin
konuşun
tartışın
kurun yüce meclisinizi
beni bir karara bağlayın
söyleyin eksikliklerimi
hatalarımı
yanlış yönlerimi
ve ne yapmadım anlatın
yaşadığım aşklarımı yaşatmaya çalışmadım mı
tebessüm ettirmek değil miydi amacım baktıkça hüzünlendiğim gözlere
istediğim huzur değil miydi
ve güya bu değil miydi sizinde aradığınız
konuşsanıza...
daha 48 saat evvel
gecenin bir yarısı
dışarıda
sokağın ortasında bir başıma
yatıp asvalta büyütüp gözlerimi
bakıp yıldızlara
tebessüm edip gözyaşlarıyla
düşünüp merve'yi ağlamadım mı
mazim dolu değilmi - o dolu dolu aşklarımla
sen gözde
küçücük
ve pisliğe bulaşmamış bir çocuğu sende büyütüp kirletmedim mi ben
ve sana vermedim mi dilan, para üstlerini
geriye ne kaldıysa herşeyi
hepsini
ulan bu kadar mı farklıydınız
bu kadar mı özeldiniz
bu kadar mı erişilmezdiniz
bu kadar mı başkaydınız başkalarından
ve koskoca dünyanın pirleri
ey aşkın sayın azizleri
ey sevda ilahları
eyy değerli şahsiyetler
bula bula sizi mi buldum ben milyarlarca yüreğin arasından
siz mi çıktınız başkası yokmuş gibi karşıma
hep siz ve sizin gibiler mi büyütecek beni
ve merve
sevmiyor muyum şimdi deliler gibi seni
üşümekteyim
ruhum bitik
ruhum ezik
ruhum yorgun
titriyor bedenim
kara kara trenler geçiyor içimden
sözlüğün seviyeli ve kaliteli yazarlarından biri.. ama sözlük bu şekilde kalitesizleşmeye devam ederse, arada kaybolacaktır. değer verilmesi ve okunması gerekmektedir.