ne kadar kufredilse az gelecek insanlardir. "ulan bu ulkede adam gibi isini yapan insan yok mudur?" diye, sormamiza neden olanlardir.
yillardir kadrolasa kadrolasa b.mbok olan tum resmi kurumlarda, oyle bir sistem vardir ki iceri dusenin vay haline. her zaman oldugu gibi yine olan masumlara oluyordur. *
oradan oraya gonderilen bu garip insanlar, her masa basinda ne idugu belirsiz bir insan gordugunde arka duvardaki ulu onder le goz goze geliyor. ve aciyor. memeleketin haline aciyor. yeri geldiginde bir copumuza garip gelecek ama agliyor. aglamasa eger, orada bulunan bu yaratiklarin bir kacini oldurecek yoksa.
netice itibari ile her birine teker teker yazikla olsundur.
insan, hayat ne zaman adaletli olmuş, olanakları eşit dağıtmış ki diye düşünüyor..
fakat ülkemizde adam kayırmacılık öylesine başını alıp gitmiş ki, bir sürü meziyete sahip insanlar yerlerinde sayarken tabiri caiz ise bir sürü kazma da tanıdıkları vasıtası ile belli mevkiler kazanmışlardır.
hele resmi kurumların çoğunun hali içler acısıdır. işini şevkle yapan tebessümlü bir memur görünce insan hazine bulmuşa dönüyor. oysa olması gerekeni görünce şaşırıp sevinmek doğru mu? bilakis alışkın olduğumuz durum bu olmalı, savsaklayıcı ve yeteneksizler azınlıkta kalmalı... ama yazık ki öyle değil..
balet olmak isteyipte maliyede müdür olmus birinin hislerine benzer bir hüsran yasamıs olabilecek sorunlu kişiliklerdir. uzun yıllar bu tip insanlarla karsılasmaya devam edecegiz gibi görünüor. sebebi tabi ki öss. bu sistemde sınava mimar olmak isteyerek girip ebe diplomasını almış insanlar tanıyorum. varın gerisini siz düşünün. haliyle bu insanlar işinde başarılı olmak için çalişip kendini ve kurumunu geliştirmek için ugrasmak yerine emekliliğini sayarak gün geçirir.
diğer versiyonu da at gözlükleri nedeniyle takıntılı ya da kompleksli oldugu konuların dışında bir bakış açisi yakalayamadıgı için kendini de basında ya da içinde bulundugu kurumu da ilerlemkten ve hizmetten yoksun bırakır.