tapu, belediye, vs. resmi kurum ve kuruluşlara gitmek zorunda kalınca, çok meşgulmuş gibi görünen memurlara karşı kendini suçlu hissetmek, zaten harıl harıl çalışan yahut öyle bir izlenim yaratma konusunda uzmanlaşmış bu insanlara ek bir iş çıkartıldığı için neredeyse kendine öfkelenmek, seslenmeye cesaret edememek, ''etsem de kesin duymazlıktan gelir bu gavurlar,'' diye düşünmek, özür diler gibi, yalvarır gibi seslenmek, iş hallolup daireden çıkınca yeniden doğmuş gibi olmak, ıslık çalmak, türkü söylemek.
resmi dairede çalışan birisi olarak vatandaşa en iyi şekilde davranılması gerektiğini düşünüyorum. lakin insanı delirtme noktasına gelen insan sürüsü ard arda gelince kafayı yediriyor.
işte aşağıda yazdığım vatandaştan biz çalışanlara gelen bazı tepkiler
-işim gücüm var acele et.
yorgunluktan bezmiş bir amcaya nezaketen soruyorum.
-çay içer misiniz?
-acıktım ben acıktıım bu ne yaa?
telefonda nasıl yardımcı olabilirim? dememe rağmen kurum müdürünü isteyip, kurum müdürü konuyu bana havale edip vatandaşı da bana geri bağladığı zaman,kıç üstü oturmalarını sağlayacak her türlü nezaketsizliği göz kırpmadan sergilerim biline.
evet vatandaşımız en iyi muameleye layık fakat sosyal sorumluluklarını otobüs duraklarında, hastane sıralarında hatırlarlayınca en gerekli yerlerde de sınıfta kalırlar.
olabildiğince kibar halinle resmi dairelere girip de insanın yüzüne bakmadan konuşan, suratsız memurları görünce "değil dünya sanki galaksi çalışanın başına yıkılmış, bir de ben oyalıyorum burda.." gibi cümleler kurdurmaya sebep hissiyat.
resmi kurumdan içeri girilir,
danışmada el örgüsü yapan bir teyze,
direkt olarak binaya girilir, sağ tarafta masalar vardır, o tarafa doğru yönelirsiniz,
gözünüze ilk kestirdiğiniz adama derdinizi anlatmaya başlar başlamaz,
+ burası danışma mı?
- hayır, bilsem ki danışmadaki insan beni aydınlatabilecek, ya da derdimi anlayabilecek,
sorardım zaten.
+ ...
/ buyrun beyfendi biz yardımcı olalım..