--spoiler--
terkettigim sehirler, dostlar, sevgililer kaybolmus birer birer.
yine ayni sarki caliyor.
baska dostlar etrafimda.
bir resim de bu geceden.
--spoiler--
üstad platon un mağara alegorisini bilirsiniz. nasıl bilirsiniz. iyi bilirsiniz. bu teoriye göre, gördüğünüz nesne hakikatin şeysidir. resim ise, hakikatin taklidinin taklididir. bu ahval ve şerait içerisinde, milyonlarca dolar kazanacağınız bir mecradır resim. parayı götürürsün qanqi :/
fotoğraf ile karıştırılan. sözlük anlamı yakın sayılabilecek zamanda değiştirilmiş kelime. eskiden fotoğraf yerine kullanılabiliyordu. artık yok. saçma mı? saçma.
çocukluğumdan beri çizmeyi sevdiğim şey. hala da sıkıldıkça çizerim. hiç kursa mursa gitmeden kendi kendime de öğrenmiştim çizmeyi. hala görenler de ne güzel çiziyosun falan derler.
--spoiler--
Birbirinden çok farklı gibi görünen düşüncelerin birleştiğine tanıklık ettin. Çekim gücünün sınırlarını tanıdın. Yok olmak ve yaratmak gibi düşüncelerin nasıl biri birlerine yaklaştıklarını gördün. insanın yarattıkça yok olduğunu anladın. Yaratıcılığın bedelinin yarattıkların kadar eskimek olduğunu kabul ettin. Ve amacın bu oldu. Yaratarak yok olmak. Son düşüncen de yok olana kadar yaratmak.
--spoiler--
insanın duygu ve düşüncelerini , kendisinden bağımsız diğer nesneleri kendi öznel dünyasında görsel olarak sembolik bir şekilde ya da bir başka şekilde yorumyaıp bunu görsel olarak dışa vurması...
lakin;
"artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim. sevgililer! bizim olanlar ya da olmayanlar. hepsi iz bırakır. bu izler, şimdi seninki gibi çok derinini çiziyor. hepsi kalır. ama inan, yeni izler de olacak. yaşlıları düşün. sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler. ama öyle değil. ne kadar acı çekersen çek, şunu hiç unutma. çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer. ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya. ya da resim olurlar senin gibi. kazına kazına."
muhtemelen tozlara elimi sürmek için geç kalmışımdır, o da küsmüş olmalı bana.