yeni türküden bu şarkıyı ne zaman dinlesem aziz nesin'in bir öyküsü aklıma gelir. öyku şöyleydi:
adam 50 küsür yaşlarıdadır. bir sabah kahvalti masasinda gazetesini okurken gördüğü bir haber uzerine gözyaşlarına boğulur, 30 yillik karısı da nedenini öğrenince evi terkeder. sonra adam nedenini anlatir. adam askerliğini doğuda kışın yollari 6 ay kapanan bir yerde yapmıştır. kışlada gecen yalniz, dünyadan kopuk günlerinde bütün dertlerini tasalarini gazeteden kestigi bir amerikali aktrisin fotografina anlatmıştır. gerçi oradan ayrılırken fotografi almamistır, sonrada o kadın bir daha aklına gelmemiştir ama nasil güçşü bir bağ kurmuşsa resimle, gazetede aktrisin ölüm haberini gördüğünde o bağ yeniden canlanır. karısı da bunu ögrenince kendini aldatılmış hisseder ve evi terkeder.
aziz nesin burada benim doğru dürüsst anlatamadığım olayi öyle bir anlatir ki... sonra bu sarkida gecen "o kadar sevdim ki resmini işte bügün konuştu benle" bana hep bir resimle kurulan o inanilmaz bağı animsatir, etkilenirim.
fotoğrafla çok karıştırılan hede.
bilader gel bi resminizi çekeyim?
hahahaha
ne diyo bu yahuu?
resmimizi çekmekmiş?
biz ısrarla fotoğraf istiyoruz bilader....
ilkokulda bir kısım öğrencilere hayatı zehir eden derstir resim.
hele birde resim yeteneğiniz sıfırsa bittiğinizin resmidir. yok patates çıkarmalı çalışmalar, ipi boyayıp kağıdın arasına sıkıştırmacalar, özel günlerle alakalı resim yapma zorunlulukları falan fıstık. çocuktuk biz ya çocuk bu kadar da üstümüze gelmemeliydiniz.
23 nisan olur, o günle alakalı resim çizilir. say you miss me ne çizmiştir? kocaman bir okul , elele tutuşan çocuklar birkaç bayrak ve resmin olmazsa olmazı okulun üst kısmına eklenmiş yaşasın 23 nisan yazısı.
19 mayıs olur.. say you miss me ne çizer? kocaman bir okul, elele tutuşan gençler, birkaç bayrak ve resmin olmazsa olmazı okulun üst kısmına yaşasın 19 mayıs yazısı.
10 kasım gelir çatır.. . say you miss me ne çizer? yine bir okul şöyle kocaman kocaman, yine birkaç bayrak bu sefer elele tutuşan insanlar ve resmin vazgeçilmezi olan okulun tepesindeki atam izindeyiz yazısı. bu yaşta bu yetenek helal ha.
resim dersimin 2 veya 3 'ün üstüne çıktığını hatırlamam. en kolay ders resim deyip geçenin alnını karışlarım.
sabah akşam dinlenilesi demir demirkan şarkısı. ulam bişey olsa da geçmişi hatırlasam diyen olursa eğer, geçmişe dönme garantili şarkıdır bak bu derim, tereddütsüz.
insanın duygu ve düşüncelerini , kendisinden bağımsız diğer nesneleri kendi öznel dünyasında görsel olarak sembolik bir şekilde ya da bir başka şekilde yorumyaıp bunu görsel olarak dışa vurması...
lakin;
"artık acı çekmekten ve acı çektirmekten zevk almamayı öğrendim. sevgililer! bizim olanlar ya da olmayanlar. hepsi iz bırakır. bu izler, şimdi seninki gibi çok derinini çiziyor. hepsi kalır. ama inan, yeni izler de olacak. yaşlıları düşün. sanki her şeyi bilirlermiş gibidirler. ama öyle değil. ne kadar acı çekersen çek, şunu hiç unutma. çizilecek bir yer hep vardır ve çizecek bir yer. ressam olur insanlar başkalarının kalbini kazıya kazıya. ya da resim olurlar senin gibi. kazına kazına."
muhtemelen tozlara elimi sürmek için geç kalmışımdır, o da küsmüş olmalı bana.
--spoiler--
Birbirinden çok farklı gibi görünen düşüncelerin birleştiğine tanıklık ettin. Çekim gücünün sınırlarını tanıdın. Yok olmak ve yaratmak gibi düşüncelerin nasıl biri birlerine yaklaştıklarını gördün. insanın yarattıkça yok olduğunu anladın. Yaratıcılığın bedelinin yarattıkların kadar eskimek olduğunu kabul ettin. Ve amacın bu oldu. Yaratarak yok olmak. Son düşüncen de yok olana kadar yaratmak.
--spoiler--
çocukluğumdan beri çizmeyi sevdiğim şey. hala da sıkıldıkça çizerim. hiç kursa mursa gitmeden kendi kendime de öğrenmiştim çizmeyi. hala görenler de ne güzel çiziyosun falan derler.