trt2 de gösterilen, bonus saçlı bir ressamın her bölümde birbirinden muhteşem tabloları sanki çöp adam çiziyormuş gibi bir basitlikle yapıp, aynı zamanda siz de yapabilirsiniz çok kolay gibi bir tarzla anlattığı, yapamayanların da kendini beceriksiz, yeteneksiz, siyah ördek hissetmesini sağladığı, tablo bittiği zaman yapılan zoom (bkz: yakınlaştırma) (bkz: kelimelerin turkcesi varken ingilizcesini kullanan zihniyet) ile tüm ekranı kapladığı zaman gerçek bir görüntüye bakıyormuş hissi verecek kadar başarılı eserlerin programı.
ross diye imza attığı halde isminin bob smith olduğu iddiasının da mevcut olduğu ressamın programı. tek başına bir milletin modern resim sanatına açılımı olmayı başarmıştır.
trt'nin ve türk televizyon tarihinin az para-çok seyirci yaklaşımı açısından zirve programlarındandır. trt'den başka bir kanalda yayınlanırsa yakışık almaz.
trt2 de gösterilen **, bob ross' un şahane resimlerini anlatarak sergilediği o güzel programın ismi. bob ross' un en sevilen tarafı herhalde ağaçları arkadaşsız bırakmamasıdır. *
babamla birlikte izlediğimiz ender, çocukluğuma ait, gayet resmi bir ortamda çekilmesine rağmen sımsıcak hatırlanan programdır. bob ross'un her şuraya da bir ağaç çizelim dediğinde, hah bu defa sıçtı resmin içine endişesiyle izlenen ama bob amcanın her zaman beni şaşırtıp mucizeler oluşturduğu, resim yeteneksiziğim yüzünden daha bir sevdiğim müthiş program.
insanın denk gelince zap yapamadığı program. hatta bir gün üç kişi yazlıkta televizyon izliyoruz baktık yeni başlıyor. hepimiz aaa bu şöle bu böyle diye vay be adam napıyor falan derken başladık izlemeye. arkadaşlarımdan biri yaa bu titanium white da acayip adam ama haa dedi. şöyle bi baktık ona. kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir andı. yazık titanyum beyazını adamın ismi sanarmış bu, 40 yıllık bob ross oldu mu sana titanyum vayt.
gayet basarili bir manzara resmi cizerken, resmin ortasina simsiyah bir cizgi cekerek "aha bok etti herseyi la" diye dusunmeye sevk eden fakat o siyah cizgiden bortu bocuk, agac hatta selale bile yaparak sasirtan bob ross un trt deki programidir.
"simdi buraya sevimli bulutlar yapiyoruz. fircamizla hafif darbeler atiyoruz."
çocukken ağzımı ayırarak izlememe sebep olan program, ağzımın açık kaldığını resim bittiğinde anlamıştım. sırf onun gibi resim yapacam diye peder beye bi ton resim malzemesi aldırıp üstüne bi ton küfür yemişliğim vardır. sen git yağlı boya, guaj boya falan al, sonra git tual yerine normal resim kağıdına resim yapmaya çabala. maal mal.
resimden anladığı iki dağın arasından doğan güneş yapmak olan saf, temiz pürupak türk çocuklarının aklını, "belki şuralarda mutlu bir çalı vardır" filan diyerek almış, bir nesli telef etmiş programdır.