resim, el ile çizilen, anlatılmak istenen duygu, düşünce veya olayı anlatmayı amaçlayan görsel bir sanattır; fotoğrafsa bir makinenin yakaladığı anlık görüntüdür.
diğer taraftan ne kadar dil bilimci varsa toplanmış havası verilmeye çalışılsada; sanata sahip çıkıcam ayağına manyakça komik duruma düşmek hoş değildir. resim fırçayla çizilirmişte, fotoğraf çekilirmişte; hakkaten poponuzdan ateş çıkartan süper anlamlara ulaşmış sanatçılarsınız. bi taraflarımla gülüyorum sizlere.
ne yapmaya çalışılıyor burada? inceleyelim mi? elitistlik yapılıyor. fotoğraf ı yanlış olmayan resim lafzı ile tanımlayan halkla alay ediliyor güya! çok biliyor ya zatı muhteremler! hayatlarında 10 defa deklanşöre basıp 15 defa baktılar ya kıytırık baba parasıyla alınmış makinalarının vizörlerinden! standart boyut nedir diye sorsan bilmez deyyus! ama resim nedir, fotoğraf nedir; arasındaki farkı açıklayıp hava atar kendince.
resim arapçadır ve görüntü demektir. buz gibi de tanımlar fotoğrafı. fotoğraf ne demek peki? photo-graph yani ışıktan çizgi. tanımladı mı? oldu mu? çok güzel oldu. siyah beyaz filmler zamanında kalma olarak evet. nefis oldu. toplamsal sentezi ne yapıcaksın?
senin ömrü hayatın boyunca fotoğrafın tanrısı diyeceğin ara güler; "ara güler resimleri" diye fotoğraf sergisi açıyor? sen bi tarafını yırt hala resim şu demekmişte fotoğraf bu demekmiş. erol atar sanatçıların resimlerini nasıl çektiğine dair röportajlar verdi senelerce. ama bu adamlar ne anlar canım fotoğraftan; siz gibi işin ehli hiper kuntastik yavşak kıvamda az mayalı sanatçılar varken! değil mi?!
budur işte resim ile fotoğrafın farkı. sanatçı ile sanatçı olmaya özenen kıytırık insan arasındaki farktır aslında.
öyle yani sözlük. derttir bunlar. che tşörtü giyen convers li komünist gibidirler, emo gibidirler. kendilerini rezil ettiklerinin farkına varmadan artistik anlam tartışmasına girerler. kanser ederler adamı. dertliyim be sözlük.