yıllar önce the godfather ayarında bir film olduğunun söylenmesi gazıyla gördüğüm bir film. benzetildiği filmin etkisinden bakılırsa berbattır. ama mafya olayı dışında hiçbir bağının olmadığını da gördüm. bunları baba tarzı bir film önerebilirmisin diyenlere bu filmi önermemeniz için söylüyorum. büyük hayal kırıklığı olur.
bu filmde en güzel olay sondan başa paslaşmalarla anlatılıp kafa karıştırması. şu filmin düz çekildiğini düşünün. derin bir konu yok, ne derini neredeyse konu yok. sadece bir soygundan bahsediliyor. yani film gerçek zamanla bile zaten 2 saat içinde bitecek bir film. işkence sahnelerinden keyif alanlar izleyebilir mesela.
yalnız bu filmini izleyenler için tarantino'nun en güzel filmidir. yoksa değildir.
yürüyen karizma michael madsen' in sinema tarihinin en hoşgörülür vahşet sahnesinde oynadığı film. polisin kulağını keserken nerdeyse tempo tutasımız gelir. arkada çalan harika şarkıyı sölemiyorum bile.
bay sarışın'ın kulak keserken yaptığı dansın üzerimde derin etkiler bıraktığı film. ben böyle soğuk kanlılık böyle fantezi görmedim. rüyalarıma girdi resmen.
8 farklı kişinin birbirlerinin sadece renklerle adlandırılmış kod adlarını bilerek büyük bir suça kalkışıp, komploya geldikleri,içlerinden birisinin polis olup yaralanıp depolarına gelip çaresizlik içinde napacaklarını anlatan, şahin ve çetesi jeneriğinde çalan george baker-little green bag, kulak kesme sahnesinde çalan steve miller band-stuck in the middle with you şarkısıyla herkesin hafızalarına kazınmış,suç işlesem mi acaba? diye düşündüren film
- Şu lanet olası şeyi bana ver.
- Ne yaptığını sanıyorsun? Defterimi bana geri ver.
- Bunu duymaktan sıkıldım, Joe. Onu sana giderken geri vereceğim.
- Ne demek giderken? Onu hemen bana ver!
- Son on beş dakikadır oradaki isimleri homurdanıp duruyorsun. "Toby... Toby? Toby? Toby Wong. Toby Wong? Toby Wong. Toby Chung? Lanet olası Charlie Chan. Sol tarafımda Madonna'nın büyük penisinden, sağ tarafımda ise Japon Toby bilmem neden bahsediliyor.
- O defteri bana ver.
- Onu ortadan kaldıracak mısın?
- Ne s.k istersem onu yaparım!
- Öyleyse korkarım ki veremeyeceğim.
- Hey Joe, bu adamı vurmamı ister misin?
- Lanet olsun.
- Beni rüyanda bile vursan, kalkıp özür dilemen senin için daha iyi olur.
flashback kavramını hayatımıza sokan filmdir ki kurtlar vadisi'nin son bölümlerinde serdar akar abimiz bile kullanmaya çalıştıydı.. tabi saçma olmuş o ayrı..
kod isim verme sahnesiyle yarmış, her tarantino filmi gibi bol kanlı, bol diyaloglu bir filmdir. kulak kesme sahnesiyle şu aralar yayınlanan bir reklama* ilham olmuş filmdir.
tarantino 'nun, kendisinin de oynadığı, ilk filmidir. filmin senaryosu yaratıcı olmamakla beraber, film konunun işlenişi ve oyunculuk (tarantino hariç) bakımından oldukça iyidir. filmde kimi olaylar çeşitli zaman kırılmalarıyla verilir. filmin sonunda ise "katil uşak" gibi bir durumla karşılaşılır.
Bir tarantino klasiğidir,senaryo çok yaratıcı değildir ama aksiyonun ve oyunculuğun kralı mevcuttur..Karşısında tüküre tüküre bağıran adama "-Are you gonna bark all day little doggy,or are you gonna bite?"*diyerek efsaneleşen mr.blonde favorimdir..
almış olduğum rezervuar dersi sebebiyle sürekli "...ahan da rezervuar köpeği olmuşunuz ehe.."şeklinde geyiklere maruz kalmama neden olan bir quentin tarantinoı filmi.
Filmin hemen basındaki "garsona bahsis verilmeli mi?" ve "Like a virgin" konulu tartışma replikleriyle yarmış,vasat konulu ama işleniş bakımından süper bir Tarantino filmidir
kesinlikle izlenmesi gereken bir başyapıt.diyalogların mükemmeliği bile izlemek için büyük sebep.hele filmin başında yapılan bakire muhabbeti ve bahşiş olayı var ki..*
herkesin birbirini vurduğu, tarantinonun anti kahraman modelini ilk kez sinemada gördüğümüz filmi. hikaye olarak bir soygun çetesi, sorgun çetenin içine sızan polisten ibarettir. düşük bütçeli bir filmdir ve tarantinonun ilk filmidir *.
film içerisindeki kulak kesme sahnesi dehşetti...alınıp izlenmesi gereken filmlerden.