8 farklı kişinin birbirlerinin sadece renklerle adlandırılmış kod adlarını bilerek büyük bir suça kalkışıp, komploya geldikleri,içlerinden birisinin polis olup yaralanıp depolarına gelip çaresizlik içinde napacaklarını anlatan, şahin ve çetesi jeneriğinde çalan george baker-little green bag, kulak kesme sahnesinde çalan steve miller band-stuck in the middle with you şarkısıyla herkesin hafızalarına kazınmış,suç işlesem mi acaba? diye düşündüren film
bay sarışın'ın kulak keserken yaptığı dansın üzerimde derin etkiler bıraktığı film. ben böyle soğuk kanlılık böyle fantezi görmedim. rüyalarıma girdi resmen.
yürüyen karizma michael madsen' in sinema tarihinin en hoşgörülür vahşet sahnesinde oynadığı film. polisin kulağını keserken nerdeyse tempo tutasımız gelir. arkada çalan harika şarkıyı sölemiyorum bile.
yıllar önce the godfather ayarında bir film olduğunun söylenmesi gazıyla gördüğüm bir film. benzetildiği filmin etkisinden bakılırsa berbattır. ama mafya olayı dışında hiçbir bağının olmadığını da gördüm. bunları baba tarzı bir film önerebilirmisin diyenlere bu filmi önermemeniz için söylüyorum. büyük hayal kırıklığı olur.
bu filmde en güzel olay sondan başa paslaşmalarla anlatılıp kafa karıştırması. şu filmin düz çekildiğini düşünün. derin bir konu yok, ne derini neredeyse konu yok. sadece bir soygundan bahsediliyor. yani film gerçek zamanla bile zaten 2 saat içinde bitecek bir film. işkence sahnelerinden keyif alanlar izleyebilir mesela.
yalnız bu filmini izleyenler için tarantino'nun en güzel filmidir. yoksa değildir.
filmin ilerleyen dakikalarında bay turuncu'nun polis oldugu gerçegi ile karşilaşilir.tabi filmin sonunda bu gerçegi anlayan joe, "bay turuncu"yu vurmak üzere silaha davranır. turuncunun polis olduguna bir turlu inanmayan "bay beyaz" da silahini joe'ya dogrultur.e tabi eddie de babasına -yani joe'ya- silah dogrultan bay beyaz'a silah ceker. ve silahların ateşlenmesiyle herkesin yere kapaklanmasi bir olur.ayakta kalan tek kişi "bay pembe"dir ve o da elmasla dolu cantayı alıp gider.son saniyelerde "bay beyaz" yarali yarali "bay turuncu"nun yanına gelir. o esnada "bay turuncu" gerçeği "bay beyaz"a soyler. ikisi de son anlarını yasamaktadirlar.bunu duyan beyaz, son takati ile silahini "bay turuncu"nun kafasina goturur. içeri polisler girer.kamera "bay beyaz"a zoom'lamiştir.polisler ilk uyarılarını yaparlar. bay beyaz silahını bay turuncuya, polisler de bay beyaza dogrultmustur.ardından silah sesleri duyulur.
quentin tarantino nun hem yazıp hem yönetip hem oynarım arkadaş diyerekten işe giriştiği ilk filmi.
şahsen çok beğendim ben.mr pink steve buscemi favorimdi.
son derece başarılı bir anlatım ve oyunculuğa sahip Quentin Tarantino filmidir.
-spoiler-
tüm film boyunca, yapılan en "akıllıca" şey, mr. Pink rolünde izlediğimiz, steve busceminin, herkes vurulduktan sonra çantayı alıp gitmesidir; gayet soğukkanlıdır, herkese şöyle bir bakar ve tereddütsüzce kapıya yürür; ancak kaçmıyordur o anda, gidiyordur.
-spoiler-
tarantino' nun kadın oynatmadığı tek filmdir bildiğim kadarıyla, filmin başında konuşulan like a virgin teorileri ile beni koparmaya yetmiştir.
--spoiler--
like a virgin aslında bir bakireyi anlatmamaktadır. çok tecrübeli bir fahişenin büyük penisli bir adam tarafindan acı çektirilerek bekaretini kaybettiği günü hatırlamasıdır.
--spoiler--
iyi kurgulanmış, hoş diyaloglara sahip, herkesin beğenmeyeceği benim çok sevdiğim bir film. daha girişteki garsona bahşiş verilmeli mi verilmemeli mi muhabbeti filmin devamındaki psikopatlıklar hakkında ipucu verir. mr.pink adamımdır. mr.blond ne şerefsizdir. mr.blond polisten bilgi almaya çalışanlara güzel ayar vermektedir:
--spoiler--
- lanet olsun şu polisi sıkıştırmaya devam ederseniz california yangınını da kendisinin çıkarttığını söyleyecektir.
--spoiler--
kesinlikle herkesin sevemeyeceği bir filmdir. ama erkekseniz ve arkadaşlar arasında yapılan anlamsız ve amaçsız geyik muhabbetlerinden hoşlanıyorsanız bu film sizi de bir yerden yakalayacaktır.
Filmi adını hiç duymayıp sözlüğümün güzel yazarları sayesinde ne olduğunu öğrendiğim bi filmdir.Yalnız öyle bir ismi vardır ki daha önce kendi oyuncularına hakaret eden ilk filmler arasında yer aldığını düşündürür.
1992 yapımı, sinemaya alışılmadık bir tarz getiren tarantino filmi. bol kanlı şiddet sahneleri, anlam karmaşasına yol açan diyaloglar, karmaşık anlatım tarzı ile hem tarantino'nun hem de diğer filmlerinin öncüsü bir film. harvey keitel bu filmde hem başrolde hem de yapımcı olarak yer alıyor.
film vaktiyle abd'de tam olarak 2,832,029 dolar hasılata ulaşmış.
tarantino'nun ne olacağının ipuçlarını o zamanlardan veren film. canım çekti bi daha izledim.
ayak fetişizmi olayı karşımıza çıkmıyor bu yönden tarantino'nun bu hastalığa salma hayek'le başlayıp uma thurman'la devam ettiğini varsayabiliriz.*
insanların yanarak ölme olayı psikopat tarantino'yu ele vermiş.
kanlı ve acımasız işkence sahneleri on numara.
diyaloglar zaten mükemmel.
kısacası izleyin, izlettirin.
tamamen diyalog üzerine kurulu bir filmdir.aslında konu basit bir konudur ama tarantino bunu o kadar iyi işlemiştir ki ortaya yüzyılın en iyi filmlerinden biri çıkmıştır.özellikle baştaki bahşiş muhabbeti dikkat çekicidir.izleyiniz,izletiniz.
tarantino'nun ustalığının açık kanıtı.filmin başındaki madonna muhabbeti yardırır,aynı zamanda filmin en unutulmaz bölümü mr.blonde'un polisin kulağını dans ederek kopardığı sahnedir.