bi oda spreyi üreticisi var. oda spreyi için oto fısfıs geliştirmiş. bu fısfısa yalnızca onlara ait oda spreyi takılırsa çalışıyor, diğer hiçbir oda spreyi çalışmıyor.
aynı boyutlarda, şekil şemal tümüyle aynı olsa bile.
peki neden?
kendilerine ait oda spreylerinin kapağında küçük bir siyah şerit var. bu şeritin konumlandığı alan, cihazın renk okuma sistemine denk geliyor.
Aleyna Tilki'nin exxen'de yayınlanan işte bu benim masalım dizisinde seslendirdiği şarkı. Yakında piyasaya da resmi olarak düşecektir. Şarkı ismi konusu biraz karışık. Renkler diyen var, nehir diyen var. https://www.youtube.com/watch?v=z8GWt1fT8Jo
Sözleri şöyle:
insanların yönü haritasını bilmem
Diğerleri nasıl ulaşır düşlerine
Benim kalbim karanlıklara usulca renkler verir
Bende kapar tüm ışıkları
Kendi rengimi izlerim
Akar giderim kalbimdeki nehirle
Bir tek onun yönüne güvenirim
Akar giderim kalbimdeki nehirle
Bir tek onun yönüne güvenirim
Renklerin insan üzerindeki etkisi kadim zamanlardan beri bilinen bir gerçektir. Tıbbın Babası olarak kabul edilen Hipokrat rahatsızlık tanısı yaparken, hastaların saç ve ten renklerine, gözlerine, kulak yapısına, hatta idrar rengine bakarmış. Ünlü filozof ve bilim adamı ibn Sina; mavinin teskin edici etkisine, kırmızı rengin cinselliğe, üremeyi ve cinselliği arttırıcı etkisine değinmiştir. Kadim uygarlıklarda (Yunan, Mısır, Çin, Hint) Şamanizimde rahatsızlıkların giderilmesinde renklerden yararlanılmıştır. Osmanlı imparatorluğunda Edirnede (Selimiye Şifahanesinde) hastaların; renkli odalarda, müzik ve su sesi eşliğinde tedavi edildiği bilinmektedir.
organ olarak sadece kırmızı ve mor arasındaki renkleri görebilecek şekilde yaratılmıştır. Bu, kuşkusuz bu iki rengin ötesinde de renkler olmadığı anlamına gelmez. Beşeri algılama alanımız dışında bulunanlar, bizim algılayabildiklerimizden çok çok fazladır. insan bedenindeki 7 (yedi) temel çakranın, gök kuşağında 7 rengine karşılık rengi vardır. Bu renklerden her biri, bağlantılı olduğu ( örneğin, kök çakra kırmızı) çakranın bölgesindeki organlarla ilgili rahatsızlıkların tedavisinde kadim zamanlardan beri kullanılagelmiştir. Sağlıklı bir insan elektromanyetik bir enerji alanı içindedir. Bu alanın renkli fotoğrafları yıllardan beri (Kirliandan beri) çekilmektedir. Bedenimizi saran enerji alanı içinde (kişinin sağlık durumuna ve psikolojik haline göre) 7 rengin yedisi ya da bir kısmı görülebilir. Sağlıksız vücutta bu renkler genellikle lekeli ya da bulanıktır.
Bu gibi terapilerde süjeye (hedef şahısa) şifa verirken, ışınlarla (enerjiyle) birlikte renkler de gönderilir. Gönderilen renk rahatsızlığın türüne (ve çakraya) göre değişmesine rağmen; sarı, yeşil, mavi ve mor renklerin daha etkili olduğu görünmüştür. Renk terapisi için en uygun durum, terapistin kalbinden ve alın çakrasından gelen enerjiyi birleştirebildiği zamandır. Burada da işin içine sevgi enerjisi katıldığında daha etkili olduğu görülüyor.
Renk terapisinin değerli taşlarla (kristal enerjisiyle) birlikte yapılan uygulamaları da literatürde (örneğin, YAŞAM ENERJiSi, Prof. Dr. Ahmet Elmas Maranki, baskı:44) Değerli taşların ve onların renklerinin insan bedenine etkileri daima olmuş ve tedavi edici olarak kadim zamanlarda (ve günümüzde de) kullanılagelmiştir. Bu konudaki kayıtlara göre;
-Şeker hastaları için zümrütün;
- Yaralarda doğal kuartz kristallerinin
- Boğaz rahatsızlıklarında mavi turkuazın,
- Baş, beyin ve daha birçok rahatsızlıkta amatistin, mavi akikin, lacivert taşının, doğal (işlenmemiş) kaya kristallerinin iyileştirici etkilerinden her zaman yararlananlar olmuştur.
Kızıl: Kırmızı
Ak: Beyaz
Kara: Siyah
Kök: Mavi
Sarı: Sarı
Yeşil: Yeşil
Konur: Kahverengi
Boz: Gri
Kumral: Açık Kahverengi
Ala: Kızıla Çalan Parlak Kahverengi
Yağız: Açık Siyah, Esmer
Al: Pembe
Kızıl Kök: Mor
Açık Kızıl Kök: Eflatun
Toksarı: Turuncu
Kara Kök: Lacivert
Doru: Kızıl Kahverengi
Çakır: Açık Mavi, Turkuaz
Alaca: Rengarenk
--spoiler--
Eski çağlardaki yazıtlar ve günümüzdeki Türk lehçelerindeki söyleyişler incelenmiş, Türkiye Türkçesine uygun duruma getirilerek Yakup Çetin tarafından hazırlanmıştır...
"eğer evrimsel geçmişinizle alakalı bir renkse onu çoğumuz aynı, ancak kişisel deneyimlerimiz (sevinçli, üzgün olduğumuz anlarda seçtiğimiz ve kullandığımız renkler gibi) ile ilgili bir renk ise onu farklı algılıyoruz. burası kesin."
yıllardır kafamdaki bu soruyu birinin yanıtlamasına çok sevindim, ancak yine bir ingiliz dölünün yanıtlaması beni üzdü ...
Gündüze alışan renkler,
Her gece perişan renkler.
Eşyada bakış mısınız,
Zamanda akış mısınız,
Gözümde hatıralar mı?
Yekpare varlığımı
Siz misiniz parçalayan,
Farksız kırık aynalardan?
Sizde mi yaşamaktayım,
Gülmekte,ağlamaktayım,
Gündüze alışan renkler,
Her gece perişan renkler