ilk olarak Losing my religion şarkılarıyla tanıştım. ilk başlarda hoş şarkı dinlenir diye düşünürken bir anda şarkı herşeyim oluverdi. Ne zaman boşlukta hissetsem, zor durumda olsam içimden bu şarkıyı söylemek geldi. Sonra everybody hurts'unde en az diğeri kadar başarılı olduğunu farkettim. Man on the moon, the one I love, imitation of love ve niceler, saygıyla eğiliyorum.
sarki sozlerinde gecen kelimelerin hepsinin anlamini ayri ayri bilsem, cumleleri tek tek anlasam da, sarkilarinda overall'da ne demek istediklerini bir turlu anlayamadigim muzik grubu(ydu).
amerika'da hayata gecen ve michael stipe, peter buck ve mike milss'in birlesmesiyle stipe'in istegi uzerine rem ismini alan gruptur. samimiyeti en ust seviyede dile getiren gruptur ayrica. grup 21 eylul 2011'de dagilmistir.
Onları kanlı canlı dinleyebilen bir nesil olduğumuz için, çok şanslıyız. Ayrıca dağılmak yerine, emekli oldular demek, daha yerinde olur. Ayrıca insanın içi sızlıyor yahu.
ayrıldıklarının ilanıyla üzen gruptur.
zaten yaşayan ve dinlenebilir insan sayısı çok azdı. bir grup daha eksilmiş oldu. artık eski şarkılarıyla yetinmelten başka yapılacak hiçbir şey yok.
kimisinin "la rem ne güzel grup la" şeklinde telaffuz ettiği, kimisininde " ariem ne kadar harikulade bir grup azizim " şeklinde yavşakça söze girebildiği güzel mi güzel şarkıları olan alternatif rock grubudur.
öyle bir gruptur ki, leaving new york dinletirken hakikaten o hissiyatı uyandırabilirler.
ulan şimdi ny'da olsam da şehirden ayrılırken bu şarkıyı dinlesem son ses...