günümüzde kullandığımız anlamda kurucusu eski yunanlı protogaras olan, ve genel gerçek bir gerçeklikten ziyade herşeyin insanın içinde bulunduğu ruh hali ve algılama düzeniyle bağlantılı olarak kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğini savunan falsefe ekolu.
Temel mottosu: 'rüzgar üşüyene göre sert esmektedir' dir.
kişiden kişiye değişmeyen nesnel bir hakikat, herkes için geçerli olan mutlak doğrular bulunmadığını, hakikatin ya da doğruların bireylere, çağlara ve toplumlara göreli olduğunu savunan anlayış; kişiden kişiye, çağdan çağa, toplumdan topluma değişmeyen birtakım doğrular, evrensel hakikatler bulunduğunu reddeden tavır. mutlak veya değişmez ya da evrensel standart ya da ölçütlerin bulunmadığını öne süren yaklaşım; bir teorinin, kendisinin dışında ve kendisinden bağımsız olan doğruluk ölçütleri sağlayamaması durumu.
Felsefede, bilginin, değerlerin birbirîyle bağıntılı olduğunu, ancak birbirine göre ölçülebileceğini, mutlak bir varlık sayılamayacağını ileri süren görüştü Bilginin bağıntılı (izafi), yani başka değerlere göre ölçülür olması çeşitli filozoflara göre değişik anlama gelir. ingiliz filozofu William Hamilton (1730 1803)a göre insan bilgisi «relatif» (bağıntılı) dır, çünkü hiçbir şey kendi kendisi olarak anlaşılamaz; onun hakkında ancak, girdiği kılıklarla, bulunduğu durumlarla bilgi edinebiliriz. Gerçekleri, başka gerçeklerle bağıntıları ölçüsünde tanıyabiliriz; onun için de, bu bağıntılar değiştikçe, aynı şey üzerindeki bilgiler de çeşitlenecektir.