sözlüğün hacklenme numarası ile online yazar sayısnının artırılması durumunu en iyi açıklayan atasözü. şimda bazı yazar arkadaşlarımız kalkıp bu fikrime karşı çıkacak ve karşı tezlerini dallandır budaklandıra teşhir edeceklerdir. ama mantıklı düşününce haklı olduğum gün gibi ortaya çıkacaktır.
bugün patlatılan başlık sayısı: en fazla 1500 olsa ve bugün patlayan entry sayısı en fazla 5000 olsa diyelim. yani koca sözlüğe etki edecek sayılar mı bunlar! elbette hayır. hayır çünkü sadece bu gece sabah olana kadar -yarın haftasonu olduğundan- patlayan entry ve başlık sayısının en az beş katı giri olacaktır. işte bu açıdan bakınca reklamın iyisi kötüsü olmaz tezini modersayonunda denemiş olabileceği gerçeği ortaya çıkar.
tam anlamıyla uydurma bir laf. reklamın asıl amacı tanıtım degil satısdır,isletmenin piyasada tutunabilmesi icin yapılır.mesela su lokantanın yemekleri cok kötü veya pis bunun insanlar arasında yayılması bi reklamdır ama kötü reklamdır,kısacası reklamın iyisi kötüsü olur.
Reklamın amacını ve işlevini düşündüğümüzde, satın alma gücünü yükseltme ve marka bağlılığını-bilinilirliğini arttırma diye belirtebileceğimiz iki önemli etken vardır.Kötü reklam bu iki etken için hiç bir müdahele potansiyeline sahip değildir.Bu yüzden reklamın kötüsü olur.hatta spesifik örnek ortaya atılmadıkça, kötü reklam yapıp kendisini pazarlayabilmiş marka bugüne kadar yok denilebilir.
Ancak bizim toplum yapımıza bakarsak, reklam kelimesi marka bünyesinden çıkıp kişileri tanıtma öğesi olarak farklı bir mana da kazanmıştır.Bu mana doğrultusunda kötü reklam diye nitelendiribileceğimiz bir çok şey aslında pazarlama dünyasında PR* aktivitesi görünümündedir. Yine de ismini bir şekilde de(!) olsa insanlara duyurmak kişiye kazanç getirmiş anlamına gelmez.Buna en güzel örneği seneler öncesinden levent oran'ı verebiliriz. son olarak şunu diyebilirim ki, ajdar'ın da ömrü çok fazla olmayacaktır.Diğerlerinin de...*
memnun olan kesimi koyun gibi uyutup güden reklamcı kilişesidir. reklamda halkın beğenisi değil daha çok ürünün abartılması vardır. kısaca bir ilüzyon ve aldatmacadır söz konusu olan.
sözlüklerde bu söylemi ilke edinmiş bir çok yazarla karşılaşmak mümkündür.
çok uzağa bakmaya gerek yoktur. saçma sapan şeyler yapıyorum, popüler oluyorum ekolü yani.
ülkemizde çokça geçerli olan mantıktır. mesela sanatçılar reklam olsun diye türlü çirkeflikler yaparlar ve sonunda ünlü olmayı veya şöhret kalmayı başarırlar. siyasette de bu iş maalesef böyledir. sürekli kötülenen siyasilerin dövüle dövüle büyüdükleri gözlenmiştir.
saçmasapan bir laf...
kötü bir malı satmak için kötüde bir reklam yapılırsa iyice boka sarar durum fakat reklamın amacı veya reklamcının işi ürünü satmaktır...
