para paradır. kimden geldiğinin pek bir önemi yoktur. dolayısı ile reklam şirketlerinin hedef kitlesi beyinsiz insanlarda olabilir. bu yüzden başarılıdırlar. çünkü fikri olmayan bir insanı, verdiğiniz farklı bilgiler doğrultusunda istediğiniz gibi yontabilirsiniz.
götünde donu olmadan cep telefonuna para yatiran ve bunu süs esyasi olarak yaninda tasimaya bayilan, değil telefonla acmayi numara yazip yes tusuna basmayi bile unutmus (bkz: kontur yok) (bkz: ne zaman oldu ki) insanlarda fevkalade etkili olan yöntemlerdir.
yahu esek yuku para vereğine telefona al bir foto makinasi, al idareten bir telefon (6110 neyine yetmiyor) ac karnini doyur ey vatandas.
cahil kesimler için etkili olanları da maçlar sırasında sağdan-soldan çıkan cem uzan ve genç parti reklamlarıdır.
kişisel ihtiraslarını, çıkarlarını devlet meselesi gibi gösterip, aylardır ülkedeki cahil kesimi avlayabiliyorlar. hele hele saçma gençparti vaadlerini kopya eden adamakıllı partiler de işe girerse sonuç felakete yaklaşıldığının göstergesi olabiliyor.
şüphesiz reklamların beyinsiz insanlar üzerindeki yegane etkisi inandırıcılık'tır. az biraz aklını kullanan kapıya gelipde "elimi tut korku filmi izleyelim" diyen bir kızı kaçırmaz, hele bu kişi türk genci ise hiç kaçırmaz ne yapar eder o kızı eve atar, yine aynı şekilde bir türk genci kutu kolada öpüşme şansı buluyorsa kafasını kullanır gider 2.5 litrelik bir kola alır ondan sonra sabahlar olmasın...
kısacası, reklamların beyinsiz insanlar üzerindeki etkisi inandırıcılıktır yoksa hangi aklı selim biri inanır onlara...
bale yaparak fayans, lavabo temizlemek, çocuğu çamurların içine düşünce, pek bir mutlu olup, gülücükler saçmak, adet dönemlerinde, sancıdan yerlerde yuvarlanırken beyaz şortlarla spor yapmaya çalışmak, anneler gününde tek taş pırlanta almak. bunların hayal olduğunu idrak edince, kafaya balyoz yemiş gibi olmak.