reklamcılık kazandığımı öğrendiğim gün arkadaşlarımın üstüne yapıştırdığı etiket, etiket karşıtı bir hayat bir etiketle yiyor darbeyi sanırım. aslında ters bir durum yok. Nike giyen milliyetçi, kaçakçılık yapan dinci o kadar bol ki pek bir paradoks değil bu. ayrıca eğitim sistemi ve öss'nin çarpıkları, ülkenin maddi durumu ideolojik değil mantıklı tercihler yapmaya zorlarken insanı sıradan durum.
komünizmin reklamını yapacak belki kime ne a.k. belki çalışmak için değil de sadece öğrenmek için okuyor. bu üniversiteleri meslek kazandırma enstitüleri sanan zihniyetin köküne köpek işesin. belki nasıl sosyalizmi sevimli hale getiririm nasıl kantinlerde kütüphanelerde yakaladığım genç dimağların beynini skerim diye okuyor reklamcılığı. öyle yada böyle okuyor. severim gelsin dertleşelim iki tek atalım. o bana desin ki reklamcılık öldü mirim, ben ona diyeyim bertrand adam değil..hiç hayal ettiğim dünyada yaşayamıyorum.
yemezler, içmezler, gülmezler, duymazlar, ağlamazlar, koşamazlar, sex yapamazlar, kötü hareket çekemezler.Yabancı sigara içmezler,mütemadiyen halay çekerler,falan filan...Reklamcılık okuyamamaları, bunların doğal sonucudur.Başka önyargısı olan var mı? Komünizim hakkında daha neler duyacağız bakalım.