degisim ve gelisim icin katalizor etkisi gorur. bir seyi hep ayni sekilde yapmak cogu zaman verimlilik saglasa da rekabetin siddetine bagli olmak uzere zaman icinde kaybettirir.
rekabet önemli bir kavramdır ama şunu da unutmamak lazım her insan birbirinden farklı koşullarda doğup farklı koşullarda büyürler. bu yüzdendir ki adil rekabet diye bir şey yoktur.
kaybedince rakibinin elini sıkıp tebrik edebilecek, kazanınca rakibini rencide etmeyecek karakterde olanlar için faydalı bir şeydir.. başarı getirir ancak dediğim sınırlar içerisindeyseniz.. aksi karakterdekiler hep rekabet içindedir ama hiç kazanamazlar. çünkü en büyük rakipleri kocaman egoları ve zayıf karakterleridir..
ülkemizin eğitim sistemi çocuklara küçük yaşta rekabeti aşılıyor,onlara en iyisini yapmalarına yönlendiriyor.
ama çocuklardaki iyiliği,birbirine olan saygıyı azaltıyor,özgün bir insan olmalarını zayıflatıyor.
rekabet bu yönden bence kötü olsa bile üretim sektöründe kaliteyi artırıyor.
tanım:üstünlük sağlama amacıyla rakibe karşı yürütülen yarışma etkinliklerin tümü.
rekabet duygusu gelişmiş insanlarda gözlemlediğim bir şey var: aşağılık kompleksiyle beraber, epik ve görkemli bir içeriksizlik. varlığını sürekli başkalarıyla anlamlandırma hali.
sosyolojik açıdan bakıldığında günümüzün performans değerlemesi olan rekabet; insanları o kadar bencilleştirdi ki, birisinin başarısızlığı ile mutlu, bir başkasının başarısı ile mutsuz olur hale geldik. birlikte ne kadar kuvvetli olabileceğimizi unuttuk.
birbirimizle yaptığımız işlerin sağladığı faydayı değil, haset ve kıskançlık duygularımızı ölçüştürdük.
Kıskanmak. * Hıfzetmek. * Gözetmek. * Terakkub üzere olmak, başkalarından ileri geçmeğe çalışmak, benzerleriyle üstünlük yarışına çıkmak. * Kendi işini yürütmeğe çalışmak.
rant çevreleri tarafından haksız bir fiile dönüştürülmediği takdirde tüketici için son derece yararlı bir ekonomik unsurdur.rekabet sayesinde firmalar fiyatlarını çekici hale getirme eğilimindedir bu durum tüketicinin daha uygun fiyatlarla daha kalite mal veya hizmet elde etmesini sağlar.
tüketici en düşük fiyata en iyi ürünü elde etmek suretiyle kar elde eder üretici ise karını en yüksek fiyata en düşük maliyetli ürünü satarak maksimize etme eğilimindedir, işte bu iki zıt kutbu birbirine yaklaştıran en verimli unsur rekabettir ve rekabet piyasaları üreticinin yararınadır.
hayatta kalmanın üçüncü kuralıdır.**
şöyle ki;
iki arkadaş ormanda kamp yapmaktadırlar. öğle vakti çadırın yanında oturup bir şeyler ile uğraşırlarken ağaçların arasından bir aslan çıkagelir. kampçı arkadaşlar birbirlerine şöyle bir bakar ve kısa bir an donup kalırlar. bu esnada aslan bunları izlemektedir. sonra bu elemanlardan biri botlarını çıkarıp, spor ayakkabılarını giymeye başlar:
- ne yapıyorsun, aslandan hızlı koşamazsın ki.
+ aslandan hızlı koşmam gerekmiyor, senden hızlı koşayım yeter.
Katıldığınız bir partide büyüleyici bir kız gördünüz. Yanına yaklaştınız, ama siz birşeyler söyleyemeden önce biri gelip ona "Ben çok zenginim. Benimle evlenir misin?" dedi ve kız onunla gitti. Bu, sizin pazar payınıza göz koyan rekabettir.
bilimsel olarak bakıldığında üretim sürecini attıran bir kavram olarak ele alınabilir. tabi dozajının ayarlanmasıyla. rekabetin doğa üstü olduğuna inanılan pazar koşullarına bırakılması ve dizginsiz bir biçimde bırakılması üretici güçlerin sürekli olarak tahribatı anlamına gelir. bunun anlama ise ekonomik güçlerin anarşik ve kaotik yapısıdır. sürekli bunalımlardan bunalıma giren kapitalizmin özündeki rekabet bu tarz bir rekabettir. fazla ileri gitmeye gerek yok. üretimin özendirildiği, merkezi planlamadan yana olunduğunda ve üretici güçlerin yeniden üretiminin ön plana olduğu toplumsal sistemlerde ekonomik kaotik yapı ortadan kalkar, rekabet dizginlenir ve dayanışmacı bir yapıya sahip olur. haliyle insanı ortadan kaldıran yapısı ortadan kalkan rekabet, iktisat biliminin özendirici bir yapısı haline gelir. soyut anlama indirgenir.