bir süre sonra her yediğinizin sizi kovalayan ve ham yapan bir canavara dönüştüğünü düşünmeye başlarsınız. kalori hesabı yapmak işin en gıcık tarafıdır. manyak manyak düşüncelere saplanırsınız. bir zeytin yedim ekmeğin kenarını yemeyeyim gibi. sonunun kötüye gitmemesi için işi psikopatlaştırmamak lazım. sonra allah korusun;
(bkz: anoreksiya nervosa)
(bkz: bulimia)
bir nevi gönüllü askerliktir. yemek yemenin herşey olduğunu düşünürsek eğer , böyle birşeyden kendini kendi isteğinle bu olaydan mahrum bırakmanın tanımı budur bence.
etek fermuarının yaptığı darbe akabinde başlar. yepyeni giysilerin eskidi diye giyilmemesinin aslında sığamamak kökenli olduğu anlaşılır ve boğaz dediğimiz organ kısılır. tuz, şeker, un adlı 3 beyazdan uzak durup bitki çaylarına, yulaflı gevreklere, sebze yemeklerıne ve bol suya yönelinir.
haftada bir çıkılan baskül, sınav sitresi gibi oturur insanın içine. pilates topunun üstünde yuvarlanmak, 3 saat arayla kalorisiz besin tüketmek ile devam eder.
yapılmaması gerekenler;
yemek programları, pastahane önleri, ekmek fırını civarları ve market kasalarının önündeki aptal çikolatalara iç geçirmek.
ineklerin de ot yediği fakat inek gibi olduğu düşüncesine odaklanmak.
koca gün aç gezip, gecenin köründe nutellalı yarım ekmek yemek. (bkz: vb)
sporsuz yapılınca kilo verdirmiyor diyenlere inanmayın,eğer bir diyetisyen eşliğinde yaparsanız muhakkak sonuç alacaksınız.ben 1,5 ayda 3 kilo verdim.arada kaçamaklarım da oldu üstelik ve sporda yapmadım.etrafımda da bir sürü bu yolla kilo verenler var.30 kilo veren,10 kilo veren vb. yani eğer kendinize güveniyorsanız,iradeniz sağlamsa başlamaktan korkmayın,aç felan da kalmıyorsunuz sadece bazı yiyeceklerin diyetini veriyor onlardan feragat ediyorsunuz.2 ayda en kötü ihtimalle 3 kilo verirsiniz,basit bir diyetle.