rejim paranoyasi

    .
  1. hem ekonomik olarak hem siyaseten hem de sosyolojik olarak az gelişmişliğimizi tokat gibi suratımıza çarpan olgudur.

    ne dir bu rejim paranoyası?

    rejim paranoyası 28 şubat tan beri laik/elitist kesimin düşünürleri tarafından bilinçli olarak pompalanıp duran bir argumandır. güya cumhuriyetimiz tehlikededir, demokrasimiz ve laikliğimiz irticanın tehtidi altındadır.

    neden pompalanıp durmaktadır?

    çünkü sözü edilen kesimin ideolojileri misyonlarını tamamlamış, önce iki kutuplu dünya sona ermiş, küreselleşme önüne çıkan her şeyi bir sel gibi yıkıp geçen bir olgu halini almış, ezberleri bozulmuştur. ezberleri bozulan laik/elitist kesimin ideolojileri hiç bir siyasi arguman üretemez hale gelmiştir. akp iktidarı beşinci yılını doldurmuş olmasına rağmen laik/elitist kesimin akp nin ekonomi, uluslararası ilişkiler, bölgesel güvenlik politikalarına türkiye nin derdine derman olacak açılımlar getirdiği vaki değildir. söz konusu açılımlar getirilemeyince eldeki mevcudu korumak adına yapılabilecek tek bir şey kalmaktadır. ( son yıllarda laik/elitist kesimin ağızlarından düşürmedikleri şeyleri; falancanın türbanı, filancanın sakalı, bilmem kimin yumurtası, bilmem kimin gemisi, hatırlayın lütfen)

    kitleleri geleceklerinden endişe eder hale getirmek:

    nedir bunun için yapılan? rejimi, demokrasiyi, laikliği tehtid altında gösterip kitleleri karşı tarafta ki cadıdan korkutarak bir arada tutmak. bakın bizimle birlikte olun eger karşıdakinin saflarına geçerseniz özgürlüğünüzü, laikliğinizi, kaybedeceksiniz. karşıdaki çember sakallılar mutlak hakimiyeti ele geçirince sizin başı açık gezenlerinizi recm edecekler. iran ın kurallarını buraya da getirip kadınlarınızı kızlarınızı evden çıkartmayacaklar. müslüman olmayanlara, namaz kılmayanlara, sakal bırakıp çarşaf giymeyenlere yaşam hakkı tanımayacaklar. boğaza gidip rakı balık sefası yapamayacaksınız, noellerde çam ağacı süsleyemeyeceksiniz diyerek korkutmaktır. bu sayede hem insanlar geleceklerinden endişe eder hale getirilmekte hem de kendi kusurlarına yönelebilecek bakışlar karşı tarafa yöneltilmiş olmaktadır.

    peki rejimin gerçekten tehlikede olma ihtimali var mıdır?

    az da olsa her rejim tehlike altındadır. ki bu yönde hiç bir belirti olmasa bile mekanik olsun biyolojik ya da beşeri olsun bütün sistemlerde entropi adlı bir olgu vardır ve her sistem kendini bitirecek olan dinamikleri bünyesinde barındırmaktadır. dolayısıyla mutlak olarak rejim tehlike altında değildir demek mümkün değildir. amma ve lakin beş yıldır iktidarda olan tayyiban tayfası bu rejimin nimetlerinden yararlanarak bu noktaya gelmişlerdir ve hala bu rejimin nimetlerinden nemalanmaktadırlar. hal böyle olunca bu tayfanın rejimi ekarte edip yerine başka bir rejim koymaya kalkışmaları bindikleri dalı kesmek olacaktır. ve bu tayfa ister kabul edin ister etmeyin zeki bir tayfadır. bindikleri dalı kesmezler. öte yandan bu tayfa kendisi de gayet iyi bilmektedir ki arkalarında ki destek türk siyasi yaşamında ki boşluktan ve/veya karışıklıktan kaynaklanan hangi limana yanaşacağını kestiremeyen kitlelerin desteğidir. en ufak bir rahatsızlıkta veya başka bir alternatif ortaya çıkması durumunda arkalarından çekiliverecektir. bu desteğe güvenip rejime başkaldırmak başkaldıranın intiharı ile eşdeğerdedir.

    öte yandan ve en önemlisi türk halkı rejiminden memnundur. bu millet değişikliklere karşı oldukça dirençlidir. bu milletin rejimini değiştirebilmek için atatürk gibi devlet adamları ve 20. yy. başında ki gibi her zaman bir araya gelemeyecek olaylar bütününün bir araya gelmesi gerekmektedir. bu rejim için asıl tehlike milleti laik - anti laik, türk - kürt, alevi - sünni gibi kutuplara ayırmaktır. nitekim rüzgar tayyiban tayfasının arkasından önünde sonunda çekilecektir. mühim olan onlar sahneden indikten sonra milletin laik - anti laik, türk - kürt, alevi - sünni vs. gibi kutuplara ayrılmamış olmasıdır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük