- sayın hamdi bey iyi akşamlar efendim. sizin adınız hamdi midir, efendim?
- evet hamdi'dir, reha bey...
- hamdi diyorsun.
- hamdi diyorum çünkü nüfus kağıdımda öyle yazıyor.
- ben nüfus kağıdınızı sormuyorum efendim. sana soruyorum; sizin sahte olmayan isminiz nedir?
- hamdi.
- peki sahte olan isminiz hangisi?
- benim sahte olan bir ismim yok!
- ama demin sahte olmayan ismim hamdi dediniz. demek ki bir de sahte isminiz var. size yeşil diyorlar efendim. siz yeşil misiniz?
- hayır yeşil değilim.
- öyleyse size niye yeşil diyorlar?
- bana yeşil demiyorlar. hamdi diyorlar.
- yani inkar ediyorsunuz. sükut ikrardan gelir hamdi.
- ben sükut etmiyorum, konuşuyorum ve yeşil değilim diyorum.
- yeşil değilim dediniz ama mosmor oldunuz. bakıyorum şimdi de kızarıyorsun. niye sarardın hamdi?
- sarardım çünkü ben tanrı'nın kuluyum. her renge girerim.
- ne oldu hamdi bey? bir tuhaf konuşuyorsunuz.
- galiba delirdim. bana bir doktor lütfen!
- geçmiş olsun, hamdi bey. size acil şifalar diliyorum. iyi akşamlar efenim...
****
bazen de anlamakta baya bir güçlük çeker kendisi;
- doğuştan kör olduğunuzu anladım da beyefendi, küçükken de gözleriniz görmüyor muydu onu soruyorum?