kahvaltı sabahlarında sevdiğim 3 tane kelime vardır.
kan, kan, kan...(regl durumundan süzülmüş tabi)
şimdi sen güzel dilber: yine kanıyorsun... bu kanlı şafak belki senin için küçük ama benim için büyük bir adım. dudaklarım baldırlarından yavaşca yukarı doğru yükselirken duyduğum his, duyduğun his ortak. arşa yükseltilen kızıl bayrak kadar tüyler ürpertici. teninin bütün irkilmelerini ve gözeneklerinin açıldığını dudak radarımla görmek içimde ve tam merkezimde büyük kasılmalara neden oluyor farkında mısın? karşılaştığım regl kanını bala parmak çalar gibi oradan söküp alıyorum. sonra sen parmaklarımdan sıyırıp ağzı kapaklı kahvaltı kabının içine alıyorsun. hırçın ve bitkin sevişmelerimizden sonra kahvaltıda ekmeğime katık ediyorsun yhaa.
+ ımm nefis... biraz pekmez ve tahinlisi daha mı güzel olur ne?
