ızdırapların en büyüğüdür. kan sızar, külot batar. yatayım dersiniz, götünüzden kanlar akar. karnınız ağrır, kalkmak istemezsiniz. gece yan yattığınız zaman sabah uyandığınızda uçta bi şey hissedersiniz, hışımla tuvalete götün götün gidersiniz. pis, sancılı, bok bi dönemdir.
ağrılar, acılar, dengesiz ruh hali.
birde kampüste anlayışsız ve aptal erkek arkadaşlarınız varsa ve 24 saat daimi dibinizde iseler, bir şeyde gelmez elinizden başınızdan defedip bir yere oturma isteği duyarsınız gel gezelim gel çay içelim şurda. lan bi rahat bırak acımla beni demi!? hele o ıslaklık hissi ve kokudan bahsetmiyorum.*
erkeklerin bir türlü anlayamadığı ve ne var ulan üç gün kanıyorsunuz diye başımızın etini yiyorsunuz amk diye öküzlüğünü beyan ettiği sıradışı olağan durumdur. *
anlatılmaz efendim, bu durum anlatılmaz yaşanır. Sanki işgence yapıyorlar, sanki kasıklarına faça atıyorlar, sanki birisi karşına durmuş kasıktan aşağısını tekmeleyip duruyor öyle ki bacaklar falan hissedilmez bu dönemde.
el yüz şiş şiddetli bel karın ve bacak agrısı kireç gibi bir yüz ayaga kalkınca baş dönmesi tansiyonun düşük seyri fazlaca kan kaybı sürekli uyku hali bırakın birine naz yapmayı konuşmayı aynada kendime bakmaya bile halim kalmıyor.
görenlerin neyin var senin sözleri.
abartısız söylüyorum öleyim daha iyi.
apranax, majezik, sıcak su torbası çikolata hepsi hikaye.
taş düşürmek doğum yapmak diş ağrısı bunun yanında halt etmiş.
ağrı, şişlik falan felaket zaten de, o bozulan ruh hali yok mu? en kötüsü odur. ters yöne girmiş araba gibi herkes, herşey üzerine üzerine gelir. yaşamayan bilmez kısaca.
keşke erkek olsaydım dedirten ağrıdır. sürekli her şeye sinirli olunur yüzünü iki dakika bile gülümseyen şekilde tutamazsın. zaten çekilmez olan kadın daha da çekilmez olur.
bir diğer keşke erkek olsaydım dedirten hadise için (bkz: topuklu ayakkabı)
yazın o sıcakta bembeyaz çarşafını serip yatarsın da sabah japon bayrağı gibi bulursun ya o çarşafı. Buna ağlarsın bir de. muhtemelen 4 gün sonra tekrarlanacak olan olay.