yaklaşık 2 haftadır beni kendine tutsak etti bu reflection, sorumlusu ise tool.
insanın bu dünyada kontrol edemediği şeyleri en azından bu dünyada bırakması gerektiğini, bunu öğrenmeye mecbur olduğunu söylüyor.
ne kadar dar bir tanım yapmış olsam da, geniş olanını başka bir yerlerde yaptım. bilenler bilir.
"çok geç olmadan egonu yok et, gücün tükenmeden.."
her dinlediğimde beni farklı bir kimliğe büründürüyor bu şarkı. ses farklı bir evrenden geliyor, gece dinlediğimde korkarım bazen. bişeyleri çağırır gibi sanki. hele o vokal yok mu derinlerden gelen.
.Net te System.Reflection namespace'i altında çalışma zamanında tüm classlardan (kendimizin tanımladığı yada var olan .net classları) assembly, interface, class, object...vb classa ait tüm üyelerin neler olduğu hakkında bize bilgi sağlayan; member'larına erişip invoke edebileceğimiz. Bu sayede kodların dinamik olarak çalıştırılması mümkün kılan teknoloji.
Edit: sadece.net te değil, java, php, Python, Ruby, Lisp..vd birçok yazılım dilinde mevcutmuş.
merak içinde sona yaklaştım, aşağı
kendimi şımarttığım zavallı deliğimin altında
yenildim, ve bunu kabul ettim
yaklaştım
burada rahatlayabilirim
boşlukta huzur bulabilirim
ne kadar zavallı.
beni çağırıyor...
ve en karanlık anımda, fetüs gibi ve ağlayarak
ay bana bir sır veriyor - benim sırdaşım
benim kadar dolu* ve parlak
bu ışık bana ait değil
ve bir milyon ışık yansıması üzerimden geçiyor
bunun kaynağı parlak ve sonsuz
o umutsuzları kurtarıyor
o olmadan, sürüklenen cansız uydular gibiyiz
kafamı dışarı çekerken, hiç kuşkum kalmıyor
burada narsizmimi besleyerek kalmayı istemiyorum.
çok geç olmadan egomu yok etmeliyim
gücüm tükenmeden
o halde egonu yok et, çok geç olmadan
bu kör, negatif, içten pazarlıklı yeri geride bırakmak için.
o zaman hepimizin tek bir zihinde birleştiğimizi göreceksin,
bütün hayal edilenlerin ve tasarlananların gerçekleştirilebileceğini.
ışığın sana dokunmasına izin ver,
kelimelerin dökülmesine
ve içinden geçmesine izin ver,
bunlar umudumuz ve nedenimizi getirecek.
gücümüz tükenmeden..
bi ara giren o delaylı gitarla neye uğradınızı şaşırırsınız ve ''before i pine away'' bölümü insanın ağzına sıçar. ''it's calling me'' evreside ara geçiştir.
--spoiler--
merak içinde sona yaklaştım, aşağı
kendimi şımarttığım zavallı deliğimin altında
yenildim, ve bunu kabul ettim
yaklaştım
burada rahatlayabilirim
boşlukta huzur bulabilirim
ne kadar zavallı.
beni çağırıyor...
ve en karanlık anımda, fetüs gibi ve ağlayarak
ay bana bir sır veriyor - benim sırdaşım
benim kadar dolu* ve parlak
bu ışık bana ait değil
ve bir milyon ışık yansıması üzerimden geçiyor
bunun kaynağı parlak ve sonsuz
o umutsuzları kurtarıyor
o olmadan, sürüklenen cansız uydular gibiyiz
kafamı dışarı çekerken, hiç kuşkum kalmıyor
burada narsizmimi besleyerek kalmayı istemiyorum.
çok geç olmadan egomu yok etmeliyim
gücüm tükenmeden
o halde egonu yok et, çok geç olmadan
bu kör, negatif, içten pazarlıklı yeri geride bırakmak için.
o zaman hepimizin tek bir zihinde birleştiğimizi göreceksin,
bütün hayal edilenlerin ve tasarlananların gerçekleştirilebileceğini.
ışığın sana dokunmasına izin ver,
kelimelerin dökülmesine
ve içinden geçmesine izin ver,
bunlar umudumuz ve nedenimizi getirecek.
gücümüz tükenmeden..