Pazar günü tedavi için Amerika'ya gidecek genç insan. Büyük kulüplerin taraftarları refiye ye tedaviye gitmeden önce moral olabilmek için tekirdağa gidiyor. Galatasaray taraftarları da pazar günü saat 10 da Mecidiyeköy'den kalkacak bir otobüsle Tekirdağ'a gidecek. Geri dönüş yine aynı gün 16:00 da. ilgilenenler yetkililerle gssmyk.com sayfasından mail yoluyla iletişime geçebilirler.
Tabi ki bu güzel destek bir ücrete tabi değildir.
Kendisinden 12 gündür ses çıkmaması bizleri derin endişeye, şüpheye sürükledi. Yoksa hasta falan değil de paraları alıp isviçreye mi gitti. Valla burası türkiye babama bile çoğu konuda beni iyicene ikna etmeden güvenmiyorum.
paketi 3000 lira olan ilaçlardan yeterince kullanamadığı için kansere yakalanmış zaten. sağlık bakanlığının artistlik çabalarına girip biz hallediyoruz demesine bakmayın. denildiği gibi bir şey halledilmiş değil henüz. 1 milyon doları karşılarız diyen sağlık bakanlığı üç bin liralık ilaçları karşılasaydı da kız bu duruma düşmeseydi.
ayrıyetten gerekli görülürse yurtdışına transferi düşünürüz diyorlar. izmir'de de güzel bir hastanemiz varmış da başarılıymış.
refiye yılmaz ise kendi gidip araştırmış, sağlık ocağından beter diyor. zaten kızın doktoru * illaki amerika'da olmalı diyor.
uzun lafın kısası, sağlık bakanlığının yaptığı şovdan başka bir şey değil zannımca. baktılar toplum bu konuda hassas, sahiplendiler. inşallah ne gerekiyorsa yaparlar da sağlığına kavuşur. izleyip göreceğiz yaşarsak.
düzeltme: hastaneye internetten baktım sağlık ocağı gibi değil gayet güzelmiş. ama son halini bilemem.
Şahane memleketimde, yine bazı arkadaşların "neymiş, he öyle miymiş." kafasında takıldıklarını gösteren kızdır.
Zaten sağlık bakanlığınca takip edilen, yurt dışından konsültasyonu istenecek kadar ciddiye alınmış bir mevzu, artık her nasılsa "kanka 1 bilyon dolar lazım yea" ya dönüşüyor. biz de tabi delikanlılığa laf ettirecek göz yok, "sosyal medyanın gücü adına" deyip dayıyoruz hashtag'ı basıyoruz retweet' çakıyoruz mention'ı, parayla değil ya.
Sonra sağlık bakanlığı çıkıyor diyor ki;
Arkadaşlar biz baktık, tamam durum ciddi ama doktorlar uygun görmedi görürlerse de biz gider alırız, gavur hekimlere bile danışıyoruz.
bu sefer, biz bunu neremizle okuyorsak, bizim sayemizde oldu, biz yaptık sanıyoruz.
Hadi bunu göremiyoruz, dalgınlığımıza geliyor, atlıyoruz, kampanya boyunca sövdüğümüz sağlık bakanlığına yine kızıyoruz, "şimdi mi aklına geldi?" diye.
Ambulans geç gelse "yok iki dakika önce gelsen olurdu da şimdi olmaz. ölmedi ama yolda kesin ölür sen git en iyisi bunun vicdan azabıyla yaşa" der gibi.
sağlık bakanlığının yaptığı destek değil daha çok köstek olmak. kızılay yardım kampanyasını kapattı bakanlığın açıklaması üzerine ama bakanlığın da bir çözüm önerisi yok. bu kız göz göre göre ölürse recep akdağ nasıl hesap verecek bilemiyorum.
yardıma ihtiyaç duyduğunu söylemiş olmasına rağmen şu açıklamanın yapılması şaşırtıcı;
"Türkiyede en fazla ince bağırsak nakli gerçekleştiren Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakil Merkezi Sorumlusu Opr. Dr. Cezmi Karaca, Amerikadaki tedavisi için 1 milyon dolara ihtiyaç olduğunu duyuran Refiye Yılmazın şu anda ince bağırsak nakli gerektirecek bir durumunun olmadığını söyledi.
Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sosyal medyada geniş yankı bulan ve ince bağırsak nakli için Amerikadaki tedavi karşılığında 1 milyon dolara ihtiyaç olduğunu duyuran Refiye Yılmazın geçen hafta çarşamba günü hastanelerine başvurduğunu belirtti.
Hastanın kendilerine ince bağırsak nakli adayı olduğunu söylediğini dile getiren Karaca, şöyle konuştu: Elindeki belgeleri aldık, muayene ettik. 2008de Çapa Tıp Fakültesinde Gardner Sendromu nedeniyle ameliyat olmuş. Kalın bağırsağının hemen hemen hepsi çıkarılmış, son kısmı ince bağırsağa eklenmiş. Zaman içinde değişik periyotlarda kontrolleri oluyormuş. Hastanın son zamanlarda karın ağrıları zaman zaman da tuvalet düzeninde bozukluk çıkmış. Ameliyat eden doktorlar ince bağırsakları besleyen damarların olduğu yelpazenin içinde bir takım sertlikler hissetmiş ve parça almışlar ve tümör tanısı koymuşlar, sonra da Yılmazın tedavisini planlamışlar. Bu planlamanın içinde bir tedavi şekli var. ilerde birgün bağırsak nakli olabilirsin diye bir cümle konulmuş. Ekip olarak hastayı gördük. 23 yaşında cıvıl cıvıl sağlığı için herşeye değer birisi. Refiye Yılmaz, geçen hafta yaptığımız muayenesine, epikrizine, görüntüleme belgelerine göre ince bağırsak nakli adayı değil. Çünkü bir takım solüsyonlarla destekli olmak üzere ağızdan besleniyor ve tuvalete çıkabiliyor. istediği belgeyi verip gönderdik. Bugün duyduk ki sosyal medyada kendi dertlerini paylaşmış, bir takım girişimlerde bulunmuş. Biz de böyle bir açıklama yapma gereği duyduk.
acil şifalar dilediğim, kendisi için gerekli paranın bir an önce toplanmasını istediğim insan. lakin van depreminde yardım toplanırken arayıp "şu kadar para yardımı yapacağım" deyip, sonrasında "sarhoştum" diyen ülkemiz zenginlerinden ümitli olmamak lazım.
devlet neden var sorusunu sormak için bu kızın mı haber olması gerekiyordu? sesini refiye gibi duyuramayan binlerce hasta varken devletten ziyade biz neden varız? illaki twitter'da, sağda solda haber mi olmaları gerekiyor insanların çaresizlikleri? evet, devlet insan kayırıyor. ibrahim tatlıses özel uçakla almanya'ya gönderilirken refiye için halk yardım topluyor. umarım bu bir hareketin başlangıcı olur ve sesini duyuramayanlara da bir umut doğar. ve umarım o hareket zaman içinde kişisel çıkarlar için kirletilmez.
Gündeme "bekaretini satışa sundu" şeklinde bir haberle çıksaydı, medyamızın, iş adamlarımızın, sanatçılarımızın el üstünde tutacağı ve bir kaç günde lazım olan paranın toplanabileceği durumudur. Helal olsun Refiye Yılmaz kardeşim. Sen onurunla, gururunla ve namusunla ortaya çıktın. Dualarım seninle.
Ağaoğlu'nun bir arabasını satarak mutlu sona ulaştırabileceği bir durumdadır. türkiye sosyal devlet olarak cep telefonların dan çekmiş olduğu 1.31 liralık verginin 1 ay refiye yılmaz'ın sağlık sorununu gibi diğer hastalara ayırmasıyla hiç yaşanmayacak durumdur.
sosyal devlet' te bireylerin daha doğru tanımıyla vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasından ve temel haklarından doğan ihtiyaçlarının karşılanmasından sorumlu olan devletin kendisidir. sağlık hizmeti almak bireyin devlet tarafından karşılanması gereken hakkı iken; yüce devletimiz ,istersen hükumet de sadece bilemiyorum, birçok olayda olduğu gibi yine sorumluluğu halkın vicdanına bırakarak olay çözüme kavuştuktan sonra ortaya çıkmayı böylece, bir şekilde yapılanlardan prim elde edip gücünü ve görev bilincini (!) göstermeyi amaçlıyor olabilir. devletin önemsemeyip ihmal ettiği bir cana tabi ki toplumdaki diğer bireyler sahip çıkmalı, en azından bir duyarlılık yaratmalıdır. her şeyi devletten beklememek lazım kalıbının yerini zannımca her şeyi toplumdan beklememek lazım alır gider...
bu yardımlar filan çok güzelde devletin ne kadar çaresiz olduğunu gösteriyor ben ona sinir oluyorum amk bürokratlardan biriside çıkıp Türkiye evladına sahip çıkacak demiyor. Amk herşeye para bulunur dağdan inen teröriste bile para verilir ama söz konusu böyle şeyler olunca susulur. Söz lafa gelince 3 çocuk yapın 5 çocuk yapın.
O sözde sosyal devletin bizi her defasında nasıl düş kırıklığına uğrattığının bir başka tekrarıdır bu da.
Sırf sistemin her türlü tecavüzüne uğradığından tepkisini koyunca tinerci olmakla suçladığın bir gençlikten hayıflanırken hukuk fakültesini kazanıp "maddi imkansızlıkların" yüzünden geleceğinden olmuş gencecik bir kızın şimdi de yaşamını sürdürebilmesi için hayati önem taşıyan bir ilacın tedariğine dair isteğini beş ay boyunca her defasında reddediyorsun.