soyadının ne soyadı yasasını protesto etmek ne de komiklik yapmak için seçmiştir.
sanırım karaim yahudilerinden geldiği için bu adı almıştır. 'karaim sözcüğünü imla olarak yanlış yazmış olabilirim ama diğer seçenek çetin altan'ın yavşaklığıdır bana kalırsa.'
milli mücadele yıllarında yazdığı muhalif yazılardan dolayı sonradan 'yüzellilikler' listesine girmiştir.
atatürk onun hakkında, 'adam bize muhalif yazıyor ama çok da iyi yazıyor.' demiştir. karay, bunu duyunca keşke hiç yazmasaydım, diye karşılık vermişrir.
atatürk daha sonraki yıllarda onun yurda dönebilceği konusunda yeşil ışık yaktıysa da, 'şimdi laf söz olur paşam...' makamında mazeret beyan etmişliği vardır.
refik halit karay türkçe'nin tartışmasız en iyi yazarlarındandır.
meşrutiyet dönemi yıllarını son derece güçlü bir betimlemeyle anılarında anlatmıştır.
küçük kasabalardaki insanları anlatmış, daha sonraki eserlerinde daha çok şehir hayatından söz etmiştir.
genellikle hedonist diyebileceğimiz bir tarzı vardır.
refik halit bir keyf adamıdır. ama dili de son derece keyiflidir.
"ikbal sarhoşu en çabuk ayılan sarhoştur. Masa başındaki koltuğunu altından çeker çekmez süt dökmüş kediye, sarığı alınmış hocaya, karaya vurmuş balığa, gerdeğe girmiş alığa veya zifaf odasından çıkmış hadıma döner, sünepeleşir."
mütareke döneminde zırvaladığı mecmualardan birinde ittihatçılar hakkında kısaca ' yargılama zaman kaybı, adamlar zaten idamlık gebertelim hepsini'' demiştir.
''ittihatçıları def ve tenkil öyle kanunla falan olacak şey değildir. icraat lazımdır efendim, icraat. hem de köprülü usulü. beş altı ay şöyle adam akıllı bir tırpan, ondan sonrada kim gelirse gelsin.''
bu laflarının cezası anadolu'ya sürgün olmamalıydı. yeni cumhuriyetin önemli hatalarından biri de azılı vatan hainlerini idam etmek yerine sürgünle ödüllendirmektir.
abdülhamide muhalifken,ittihat terakki başa gelince ona muhalif olup sürülmüştür. memleket hikayeleri'ni yazmıştır.
mustafa kemal'e muhalif olunca,öldürülmemek için yurt dışına kaçmış,gurbet hikayeleri'ni yazmıştır.
milli mücadeleye karşı çıkmış yazardır. ama bu hiç bir şekilde edebi kişiliğini etkilemez.
ayrıca atatürk bir tanrı değildir. kemalizm'de din değildir. atatürkte yanlış yapabilir. atatürk kendisini 150'liklerden çıkararak pişmanlığını bildirmiş, ülkeye geri davet etmiş,ama o kabul etmemiştir.
rivayet odur ki, cumhuriyetin ilk yıllarında refik bey e cumhuriyetin ve yapılan devrimlerin umulduğu gibi mi olduğu sorulmuş o da cevap olarak, soyadımın tersi gibi oldu demiş. bunun üzerine atatürk kendisine ayar olmuş ve refik abi ülkeden kaçmak zorunda kalmış.
-ilk yazılarında günlük hayatı, hayatın gülünç yanlarını karikütirize ederek anlatmıştır.
-yapıtlarında mizah ve eleştiri vardır.
-yapıtlarının en önemli özelliği hicivdir.
yazın adamlığı ile köşe yazarlığı ve düşüncelerini ayrı değerlendirmek gereken yazar. Çok iyi bir edebiyatçıdır. Kitapları bana göre dönemin en iyi kitaplarındandır ve dile hakimdir. Ancak gel gör ki, milli mücadelenin karşısındadır. Mustafa Kemal ve beraberindekilerden "Ankara keçileri" şeklinde bahsederken, "Milli Mücadele" için ise şunları söylemektedir: "Aman Allahım, telaffuzu ne güç, ne çirkin, ne gayrimilli bir kelime (...)". (Detay için, ittihadçı'nın Sandığı, Murat Bardakçı, s.458-459).
kadını kişiliği itibari ile pek bir sivri dil ile tasvir etmiş, her seferinde üzerime alınmış beni gücendirmiştir.
yazıya döktükleri belki içtendir lakin aşırı gerçekçiliği bir kadın için fazla gelmektedir. zevke düşkünlüğü nedeni ile yapmış olduğu harikulade betimlemelere rağmen zordur onun gözlerinden yine onun dünyasına bakabilmek.
kurtuluş savaşına ve türkiye halkının azmine güvenmediği için o dönem söylediklerinde ve yazdıklarında tamamıyla haksız çıkarak kendini kötü bir durumda bulan yazardır. sonradan haliyle bu yanlışını düzeltebilmek için epey çaba göstermiştir.
gördüğüm kadarıyla inkılap yayınları tüm eserlerini ve gazete yazılarını bir seri halinde yayımlıyor sürekli. ancak yukarıda bahsettiğim bu öngörüsüzlüğü nedeniyle, içimde şimdiye kadar hiçbir kitabını alıp okumak isteği uyanmadı.