Kedi ulaşamadığı ciğere mundar dermiş. Hayalinizde liderlerinizin hiçbir zaman alamadığı desteği, sevgiyi, koşulsuz bağlılığı rte aldı diye bu çekememezliğiniz eminim. Kendinizi yerden yere de vursanız, kıçınızı başınızı da yırtsanız evet.
Anayasadan evet veya hayır çıkması hiçbir seyi değiştirmeyecek kaldıki referandumun yapılmama ihtimalinide gözardı etmemek gerekiyor şöyle ki evet çıkması demek avrasyacı vesayetin sonu demektir perinçekgiller bunu çok iyi biliyor buna karşın ellerindeki tüm kozları kullanacaklardır referandumun olup olmayacağı tamamen buna bağlı birde olmamasının başka bir ihtimalide hayırların önde olması durumunda olabilir bana soracak olursanız evet çıkması daha hayırlıdır böylece iş uzatılmadan ne olacaksa olmalıdır hayır çıksada zaten hiçbir şey değişmeyecek sadece süreci uzakmış oluruz hatta bu durum iç savaşı bile tetikleyebilir.
"referandumda evet dememiz için destek toplamaya gelen akp il başkanının ziyaretinde bilgisayar ekranını kapıya dogru görülebilecek şekilde çevirip ekşi sözlükten referanduma neden hayır başlıgını açtım mı AÇTIM. ekran puntoları büyütüp yazının rahat okunmasını sagladım mı SAĞLADIM. gelen başkan bunu rahatlıkla görüp canı sıkılıp,surat ifadesi düştü mü DÜŞTÜ.
kekeleyerek desteginizi bekliyoruz diyebildi.. iyi ama ben 23 yaşındayım seçmen hakkımı kullanamıyorum sırf 2004 yılında ikametgahdan nüfus sayımı yaptıgınız için halen kütahya nüfusunda yer alıyorum dedim hayırlı işler diğip çıktı."
- eheh-
--spoiler--
Şu anda mecliste bekleyen 5510 sayılı (Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasa tasa...rısı eğer yasalaşırsa pek çok hakkımızı kaybedeceğiz.
Sağlık ve sosyal güvenlik haklarımızda oluşacak kayıplardan bazıları şöyle:
Ø Zaten kadınlar için 58, erkekler için 60 olan emeklilik yaşı hem kadınlar, hem de erkekler için 65'e çıkarılacak. (Madde 28)
Ø Emekliliğe hak kazanabilmek için yakın zamanda 5.000'den 7.000 güne çıkarılan prim ödeme zorunluluğu 9.000 gün prime çıkacak. (Madde 27)
Ø Emekli maaşları % 23 ila % 33 arasında düşürülecek. (Madde 29)
Ø Yıpranma hakkı gasp edilecek
Ø Aylık geliri 139,6 YTL'den fazla olan bütün vatandaşlar her ay 73 ila 475 YTL Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacak. (Madde 88)
Ø Sadece ayakta tedavi olununca değil; hastalık, kaza, ameliyat gibi nedenlerle hastaneye yatmak gerekince de 'katılım payı' adı altında para ödenecek. (Madde 68)
Ø 'Katılım payı' gerektiğinde beş katına kadar arttırılacak. (Madde 68)
Ø Bütün sağlık hizmetleri paralı olacak.
Ø Sağlık hizmeti alabilmek için bu ülkenin vatandaşı olmak, üstelik vergi ödemek, dahası Genel Sağlık Sigortası primi yatırmak, hatta bir de 'katılım payı' ödemek yetmeyecek. Şimdi bir de 'ilâve ücret' adı altında para ödemek gerekecek. (Geçici Madde 5)
Ø Bütün dünyada anne sütünün önemi yeniden anlaşılır ve emzirme teşvik edilirken Türkiye'de 'sigortalının çocuğuna bir ay anne sütü yeter' mantığı geçerli olacak. Daha önce doğum yapan sigortalılara altı ay süreyle verilmesi öngörülen emzirme yardımı bir aya düşürülecek.
Ø Hastalanan sigortalılara verilen iş görememezlik ödeneği % 16 azalacak. (Madde 18, 19, 80)
Ø Emekli Bağ-Kur'lularının maaşından 10 yıl süreyle % 10 oranında Genel Sağlık Sigortası primi kesilecek. (Madde 88)
Ø Primini ödeyemeyen vatandaşlar sağlık hizmeti alamayacak, hastane kapılarından geri dönecek. (Madde 88, 89 ,90)
Şu anda sadece Türkiye'de değil dünyanın pek çok ülkesinde benzer politikalar uygulanmaya çalışılıyor. Devletler sosyal güvenlik ve sağlık harcamalarını azaltma çabasındalar. Fransa ve Yunanistan'da büyük grevler ve yürüyüşlerle bu yasalar engellenmeye çalışılıyor. Şu an yasanın getirecekleri ile ilgili yeterli farkındalık yok. Biz de bu yasayı engelleyebiliriz. Biz karşı koyarsak bu yasayı geçiremezler!
--spoiler--
Aklınız varsa, onu kullanın.!
nasıl böylesine rahatsın ki sanki hiçbir şey olmamış gibi
yıllar boyu ümitsizce seni bekledim geldin mi ki
bir gün olsun kapım çalıp halim nedir sordun mu ki
çek ellerini ellerimden çek gözlerini gözlerimden
bunca yıllardır yokluğundan alıştım ben yalnızlığa
içimde bir çok şey kırıldı çok geç artık dönme bana
hayır hayır boşuna yalvarma inanmıyorum sana
hayır hayır gözyaşına da hayır inanmıyorum sana
hayır hayır yüzbin kere hayır acı çektirme bana
hayır hayır yüzbin kere hayır inanmıyorum sana
sen hiçbir zaman dost olmadın
hiçbir zaman destek olmadın
yıllarca hep sustum ama bir tek şey istiyorum senden
onurlu bir yabancı gibi lütfen artık çık git bu evden
hayır hayır boşuna yalvarma inanmıyorum sana
hayır hayır gözyaşına da hayır inanmıyorum sana
hayır hayır yüzbin kere hayır acı çektirme bana hayır hayır yüzbin kere hayır inanmıyorum sana
bir cok yazıda sivil diktadan söz ediliyor bunu yazanların hiç birinin mevcut anayasa mahkemesinin yapısından haberleri yok sanırım. eger hayır verirseniz o inandığınız sivil dikta gercekleşecek ben inanmasam da niye mi suan ki anayasa mahkemesinin mevcut durumunun sürekli devam edeceğini mi sanıyorsunuz etmeyecek bu hepimiz biliyoruz büyük ihtimalle abdullah gülden sonra yine benzer bi düşünce yapısına sahip biri cumhurbaskanı olacak böyle bir durumda 2014 yılı itibariyle sezerin sectiği üyeler azınlığa düşecekler ve atanan örneklere bakarsak gülün en son atadığı üye 2033 yılına kadar görev yapacak böyle bi durumda korktugunuz sivil dikta rahatlıkla gelebilir ama yeni düzenlemeyle emekli oluncaya kadar üye olma durumu kalkacak yani 65 yasına kadar uye kalamayacaklar ilk etapta zannedersem 12 yıl görev yapa bilecekler bu da sürekli bir sirkülasyon olacak anlamına geliyor. artık karar sizin ya simdiden daha demokratik bi ülke icin ewet deyin yada bekleyin 2014 de birileri sizin için ewet desin karar sizin...
aklı selim, mantıklı düşünebilen, geleceği için mücadele veren ve çıkarları için hükümetin orasını burasını yalamayan insanların kurabileceği cümledir.
yargıda mezhepçi kadrolaşmanın devamına, hsyk-yargıtay arasındaki karşılıklı birbirine üye seçmeyle oluşan kooptasyon sisteminin sürmesine, avrupa normlarına uygun bir yargı düzeninin ülkemize yerleşmemesine ve 12 eylül canilerinin yargı muafiyetinin ilelebet payidar kalmasına destek için hayır diyelim. hayır!
referanduma hayır diyecek tek bir kurum vardı, öyle bir hakkı yoktu ama kendisinde görüyordu o hakkı o da anayasa(k) mahkemesi idi, o hayır demedi de size ne oluyor? ha oyunuz hayır olacaksa onu bilemem, en demokrat hakkınız, gidin hayır deyin. sonra da bu ülke neden gelişmiyor deyip kafamın etini yemeyin.
hayırcıları duyan da avrupa standartlarında bir yargı düzeni ve 12 eylül lekesinin kaldırılmasını isteyenleri vatan sevgisi olmayan, kars ve ardahan'ı ermenilere, edirne ve izmir'i yunanlılara vermeyi arzulayanlar zannedecek. ak parti karçıtlığından ülkenin biraz daha normalleşmesini sağlayacak bu küçük değişime bile siyasi kazanç hesaplarıyla karşı çıkıyorsunuz. allah sizi ıslah etsin.
- BiR: Bu ne telaş, bu ne agresiflik, bu ne öfke, bu ne çalım? Sakin ol, hele bir soluklan yiğidim.
- iKi: Memlekete demokrasi geliyor diye etekleri zil çalan bir adamın, aykırı görüş ileri sürenlere bu denli çemkirmesi acayip yaman bir çelişkidir... Birazcık bağışlayıcı ol evlat...
- ÜÇ: Unutma: 12 Eylül Anayasası ilk defa değiştirilmiyor. Bu zamana kadar sayısız kez değiştirildi. ilk defa değiştiriliyormuş gibi yapma... Ayıp etmiş olursun.
- DÖRT: Yamalı bohçaya dönmüş, eskisiyle ilgisi kalmamış bir hilkat garibesini, yeni küçük değişimlerle daha da garip ve tuhaf bir hale getirmeye neden razı oluyorsun? Köklü bir değişim iste...
- BEŞ: Evet diyen demokrat oldu da hayır diyen darbeci mi oldu? insafsızlık yapma.
- ALTI: 12 Eylülcüler yargılanmayacak... Bunu sen de biliyorsun... O yüzden boşa kostaklanma.
- YEDi: Elinde sopayla insanları zorla demokrat yapmaya çalışacağına, iki dakika farklı fikirlere saygı üzerine düşünsen, kendine çok daha fazla iyilik etmiş olursun.
- SEKiZ: Sen böyle kaba, böyle hırçın, böyle nadan, böyle hoyrat davrandıkça... Hayır oylarının sayısını arttırıyorsun. Aman Tayyip Abin duymasın.
- DOKUZ: Bazen bir hayırcı, bin evetçi den daha özgürlükçü olabilir... Her gördüğün Hayırcı, YARSAV'cı falan sanma...
hayır diyenlerin mantığını anlamak zor. hayır diyoruz çünkü diye başlayan cümle kuramıyorlar, altını dolduramıyorlar. tek söyleyebildikleri "akp'nin getirdiği bir değişiklik olması."
siyaset "cesaret meselesi" oldu. muhalefet, akp'nin anayasayı değiştirmek istemesine karşı çıktı ve olaylar öyle gelişti ki baştan beri hayır diyenler bu söyleme devam etmek zorunda kaldılar. akp anayasayı kendi döneminde değiştirseydi geleceğini de uzun süre garantilerdi. hepsi anayasanın değiştirilmesini isteyenler akp "iktidar" diye istemediler. akp geri adım atmayıp cesaretle önce anayasayı değiştirmeye kalktı, kapatılma meselesi ortaya çıkınca anayasanın tümden değişikliği rafa kalksa da bir paketle bazı şeyleri değiştirmeye çalıştı. diğer partiler yine hayır demeye devam ettiler. çünkü demokratikleşmenin kendilerinin devlet kurumlarında gücünü azaltacağını biliyorlar. hem muhalefette olup hem devlet kurumlarında iktidardan daha güçlü olmanın verdiği mutluluk artık bitiyor.
sonuç olarak bunu akp ve muhalefet savaşına dönüştürdüler. anayasa mahkemesi de destek veremeyince olay muhalefet için "göte giren kazığı çıkartmak" meselesine dönüştü.
şimdi bu kazık için birilerinin harcanması lazım. deniz baykal gitti ve kriz kemal kılıçdaroğlu'nun kucağına kaldı. krizi iyi yönetemeyen kemal kılıçdaroğlu için siyasetin sonu olacak. tekrar deniz baykal gelir mi bilmem. mhp için de aynı şey geçerli. devlet bahçeli ve kadrosu her şeye rağmen devam edebilir ama bundan sonra meclise giremez. bu referandum en çok mhp'yi vuracak.
anayasa değişikliğine tahmini rakamlarla sadece sağ oylarla % 60 gelir. fakat soldan da çok oy geleceği kesin.
akp tabanı % 37
sp tabanı % 5
bbp tabanı % 2
mhp tabanı % 12
dp+anap tabanı % 3
chp tabanı % 10
dsp tabanı % 1
bdp tabanı % 5
geri kalanlardan da % 5 gelecek.
yukardaki tahminlerime göre % 75 gibi bir evet çıkacak. bu kazık kolay kolay muhalefetten çıkamayacaktır.
