Benim. Öncelikle başkanlığa ABD tipi de dahil karşıyım çünkü
-Ya hep ya hiç. Kazanan herşeyi alır kaybeden her şeyi kaybeder. Bizim ülkede çoğunluk azınlığı ezmeye çalışır.
-Ülkede din ve etnisite siyaset yapılıyor, kutuplaşma yüksek
-Ülkede oy oranları birbirine yakın, demokrasi, hukuk, güçler ayrılığı, devletin temel nitelikleri, temel hak ve özgürlükler konusunda mutabık biri sağ biri sol parti gerek. Ülkemizde böyle bir durum yok.
Şu an oylanacak sistemde parti liderleri vekilleri yazacak, başkan seçilenin %50 oyu aynı günkü seçime de yansıyacağı için meclise de hakim olacak. Eğer ilk turda %50 bulunmazsa ikinci tur için popülizm, çatılar,%1-2 oy oranına sahip marjinal grupların kıymete binmesi gibi durumlar ortaya çıkar.
Başkan yargının yarısını atayacak, geriye kalanı da başkanın hakim olduğu meclis atayacak.
Başkan kararname çıkartarak yasa yapacak. isterse OHAL ilan edecek.
Başkan anayasa mahkemesinin 15 üyesini 12sini atayacak. Bu mahkeme başkanın onayladığı yasayı veya kararnameyi inceleyecek, başkan yüce divana sevk edilirse yargılanacak
Başkan 400 vekille yüce divana yollanabilecek yani fiilen mümkün değil.
Başkan isterse meclisi feshedebiliyor üstelik hiç bir gerekçe sunmadan. ilk feshetmesinde görev süresinden sayılmıyor böylece 2+1 dönem başkan olabiliyor, hem de yüce divan oylaması yapılmadan meclisi feshediyor.
Nesine evet diyeyim.Bu oylama Recep Tayyip Erdoğan'ın kariyer oylaması veya sağ-sol oylaması değil. Ülkenin demokrasisi kader oylaması.