Maalesef büyük oranla kendini entel zannedip de cahil cühelanın Allah'ı olmaya aday tipler. Geçen Facebook'ta hayır oyu verenlerin hep kültürlü ve zengin kesimlerden oluştuğunu söyleyen bir arkadaşıma yapıştırdığım bir cevabı aktarayım ki daha iyi anlaşılsın:
Şimdi değerli kardeşim tartışma çıkarmak istemiyorum ama şuan içinde bulunduğum ülke, geçtiğimiz yıl referandumla AB'den çıkma kararı almıştı. Ve tıpkı o referandumda da yüzde 51 evet oyu çıkmış, herkes seçimlerde şaibe olup olmadığını tartışır hale gelmişti. Bugün o referandumda yüzde 70 hayır oyu kullanmış olan bir şehirde lokal vatandaşlarla çoğu zaman bu meseleyi konuşuyorum. Onlar da aynı sizin söylediğiniz gibi seçimlere hile bulaştığını iddia ediyorlar, onlar da evet oyu verenlerin genellikle köylü, eğitimsiz kesime ait olduğunu söyleyip teselli bulmaya çalışıyorlar, ülkedeki AB karşıtlarını aşağılıyorlar tıpkı sizin evetçileri aşağıladığınız gibi.
Ama buradaki AB'cilerin de, bizdeki hayır'cıların da anlamadığı birşey var ki, halka bu kararı verdiren beli bir takım realiteler var. Tıpkı ingiltere'de hayır oyu kullanıp da entellektüel olduğunu zanneden elitist salakların, ülkede son yıllarda haklı olarak cereyan eden AB şüpheciliğinin arkasındaki nedenleri araştırmayı yeğlemedikleri gibi; Türkiye'de de hayır oyu kullandığı için kendini çok Atatürkçü, çok elit, çok kültürlü zanneden budala tipler de bu evet oylarının sosyolojik temelini idrak etmeye çalışmaktan senelerdir acizler.
Hasılı, böyle üfürükten teyyare istatistiklerle, bilmemnelerle başkalarına aptal diyerek kendinizin akıllı olacağını zannediyorsanız boşuna çabalıyorsunuz, şimdiden söyleyeyim. Bugün sanatta, edebiyatta, ilimde en ileri mertebede olduğunu iddia eden solcular, kemalistler, beyaz Türk tayfası bugüne kadar hangi uluslararası alanda Türkiye'yi temsil edecek bir muvaffakiyete sahip oldu. Hangi dişe dokunur projeye, sanat çalışmasına, araştırmaya imza attılar da bize kültür muhabbeti yapıyorsunuz burada? Açık konuşayım, o elitist tayfanın borusu sadece Türkiye'de Nişantaşı'nda, izmir'de, Taksim'de öter, anca orada entellik taslar bunlar. Gelsinler de aynı elitizmi benim şuan eğitim gördüğüm üniversitemin en vasat bir öğrenci grubuna yapmaya çalışsınlar götleri yiyorsa... Tabi bunu yapmak için evvela belagatli bir ingilizce ile kendilerini ifade etmeleri gerekir - ki bugüne kadar tanıdığım moda, nişantaşı, izmir ekolü züppeler, benim konuştuğum ingilizce'nin yarısını bile konuşamayacak mertebede kolpa vaziyetteler...
Ülkeyi evet - hayır diye bölmeyi bırakın, vatana nasıl daha iyi hizmet ederiz, ona bakın. Eğer bir vatan sevginiz var ise tabi...
daha önce muhtarlık seçimleri dahil hiçbir seçimde oy kullanmadım. zira gerek yoktu, muhtarın kim olduğu ya da kimin milletvekili olduğu pekte umrumda değildi. ancak getirilmek istenen anayasaya hayır oyu vermezsem bir daha kendime hukukçu diyemem. olay parti ya da şahıs meselesi değil, hükümet sistemi meselesi bile değil hatta, zira başkanlık sistemine karşı değilim. getirilmek istenen sistemin neden ''kabul edilemez'' olduğunu uzun uzun anlatmayacağım, isteyen olursa yazar özelden boş bir zamanımda basit basit anlatırım.
youtube'daki referandum oylaması hakkında halkın nabzını tutan röportajlardan gözlemlediğime göre 40 yaşın üstünde olan hayır cephesindeki amcalarda sakal yok. ya tertemizler ya da düzgün bir bıyıkları var. evetçiler de genelde sakallı, bıyıklı. *
yine aynı röportajlardan gözlemlerime göre başı örtülü, muhafazakar olduğu düşünülen seçmenin evetten başka bir seçeneği düşünmediği ortada ve genelde bu seçmen kitlesi ' neden evet ? ' sorusunda tökezliyor. e a ö ı eeıı falan diyor.
iki tür insan yapısını içinde bulunduran loser cephedir.
1- Siyasi ve ekonomik rantlarını kaybeden, kuruculuktan mütevellit narsist ve ayrıcalıklı ikinci ve üçüncü nesil yiyip bitirici zümre.
2- Birinci zümrenin gazına gelmiş,ne olup bittiğini pek anlamayan ama yobaz ve tutucu oldukları için demokrasiye karşı olan. Atalarına ihanet ederekten Avrupa'yı da karşılarına alan IQ'um düşük, hayır dedim, gurur duyuyorum diyerekten otuzbir çeken zümre.
en büyük hata muhalefet partilerinin tartışmalı üç dört madde dışındakileri meclisten geçirmeyi akıl edememiş olmalarıdır. o taktirde paket delinecek ve cumhurbaşkanına gönderilecekti. cumhurbaşkanı bu maddeleri onaylarsa referanduma yanlızca tartışılan maddeler gitmiş olacak ve sonuçta böyle olmayacaktı. cumhurbaşkanı onaylamayıp diğerleri ile birlikte referamduma götürse bu muhalefet partileri halkın önünce çıkıp bakın biz evet verdik bizde 12 eylül darbecilerine karşıyız vs. ama bunuda diğer maddeleri geçirmek için referanduma götürdüler diyip halkın vicdanında güçlü konuma geçebilirlerdi. ama akpnin kurnazlığına ve hızlı manevralarına ayak uyduramadılar. o zamanda referandumda sanki paket özgürlük değişim vs. getirecekmiş gibi bir algı oluştu. ayrıca burda mhp yede haksızlık yapılmaktadır. aydında adanada mersinde 60 ların üzerinde hayır çıktı. chp nin oradaki oyları yüzde 30 lar civarında oysaki. zaten chp ile mhp nin toplamı 2009 daki artışla bile yüzde 40 ı bulmuyordu. soldan bazılarınında sırf bi kaç madde için bu pakete evet dediğinide göz önünde tutmak lazım. buradaki esas soru şu. eski merkez sağ tabir edilen ve akpli olmayan seçmen nerde? örneğin dp hayır verecem demesine rağmen hiç ama hiç çalışmadı vs. sonuç olarak akpnin popilizmine özenen avrupa birliği vs konularında akpnin aynı düşünen, hanefi avcının kitabını tenezzül edipte okumayan duyurmayan bir chp ile bin türlü kuşatma içinde olan mhpnin gücü bu kadar. eğer evet cephesi hayıra geçse hayır cephesi evet geçse akp alttan girer üsten çıkar hayır çıkarırdı bence. şu hanefi avcının gibi bir kitap ve skandal iddialar ergenekon vs üzerine olsa akpliler ülkeyi yıktıydı şimdi yaygaradan. oysaki chpnin sayın lideri okumamış ve kitap hakkında da pek bilgisi yokmuş. orhan pamukla kemal dervişi aramaktan fırsat bulamamış herhalde. vah vah vah. akpnin kurnazlığına ayak uyduramayan, proje ve plan üretmekte zayıf kalan bu muhalefet anlayışı olduğu sürece akp gemisini uzun süre yürütücek görünüyor.
bu akşam tek üzüntüsü memleket adına olan cephedir. ancak kazansa da kaybetse de karakterli seviyesini daima korur, seviyesini düşürmez. demokrasinin ne olduğunu da herkesten iyi bilir, kimlerin demokrasi getirebileceğini de! konuşacak çok şey varken bile konuşmaz, bazen sadece bakıp geçmesi gerekir. gülmez, çünkü o en son gülecektir.