Birkaç ufak tefek istisna haricinde ekseriyetle Dünya'da Hindistanlı, Türkiye'de ise Hataylı olmayı gerektirir. Bu haliyle semavi dinlerden bile adaletsiz.
ilk defa bilimsel olarak Amerikalı psikiyatrist Ian Pretyman Stevenson tarafından ele alınmıştır. 40 yıl içerisinde 3 binden fazla çocuk vaka incelemiş ve bu konuyla alakalı bilimsel makaleler ve kitaplar yazmıştır.
Eğer böyle bir şey varsa; Önceki hayatında kadın bedeni ile gelenlerin, şimdiki hayatında erkek olarak bedenlenmesi ve yeni bedene uyum sağlayamaması, kendini hala kadın olarak hissetmesi ya da önceki hayatta erkek olarak bedenlenip, şimdiki hayatında erkek gibi hissetmesi reenkarne olayının açıklamalarından biri olabilir.
Kuran'a zıt bir anlayıştır. Fatr suresi 37. ayette "Size öğüt olacak olanın öğüt alabileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmişti. O halde tadın azabı" diyor. Yani kısacası nirvanaya ulaşmak için ölüp ölüp yeniden doğarak pişe pişe doğrulara ulaşmak diye bir şey yok, bir ömür yeter diyor.
Mutsuz bir hayat yaşayan ve bunu değiştirmesi pek mümkün olmayan kişiler için bir umuttur. Belki de kıyamete kadar farklı bedenlerde dünyaya gelip duracağız. Birinde zengin diğerinde fakir olacağız ve her durumda nasıl davrandığımıza göre cennete veya cehenneme gideceğiz. Bu fikir istemediği bir hayat yaşayıp ölenler için daha umut verici.
Gerçek olması beni mutlu eder açıkçası.
Hatta içimde bir miktar bu umudu barındırıyor bile olabilirim.
Hayatı daha anlamlı yapardı kesinlikle. En azından benim için.
Gerçek olması istenmeyecek ölçüde kabus bir yeniden dünyaya geliş inancı.
Açıkçası efendi efendi ölüp bu defteri kapatmayı tercih ederim. Ha sonra ruh olarak falan yaşayabilirim problem değil. Fakat reenkarnasyon denen illet bizzat şuuruma ve benliğime saldırıda bulunuyor. Bu kabul edilemez.
bir daha gelmek istiyor muyum? Asla. Hele ki bir başkası olarak? Zinhar! Bunlar yetmez gibi bir de hiçbir şeyi hatırlamıyor olacaksın. Belki diğer hayatta kabile üyesi olarak geleceksin? Belki kekonun teki olacaksın? Bunlar alınacak riskler değil.
Eğer varsa geri dönmemek için sonuna dek savaşırım. Gerekirse reenkarne yetkilisini paketler benim yerime gönderirim. Dünya kaç bucak görsün.
Buda, budizmin temellerini büyük oranda reenkarnasyon düşüncesi üzerine kurmuştur. ölüm ve yeniden doğum zinciri nasıl kırılır sorunsalı hint düşüncesinde birçok filozof tarafından tartışılmış ancak en iyi-en mantıklı yolu buda formüle etmiştir.
Yani bizdeki bazı çevreler tarafından, ben önceden kralmışım, yok adolf hitlermişim, yok ben olsa olsa brokoli olurmuşum ya da aa rüyamda pıçaklandım o zaman önceki hayatımda beni biri pıçaklamış dalgasının ötesinde büyük bir acı ve paradoks söz konusu. Acı dolu hayata doğan bir canlı, öteki hayatında daha üstün bir canlı ve daha iyi bir hayat sürmek için halihazırda devam ettirdiği yaşamını daha erdemli sürdürmek için çabalar. Ancak bakar ki bu bir türlü bitmez, ne kadar iyi olmaya çalışsa da acı dolu hayata halen gelmeye devam eder ve bu döngü sürekli ve sürekli devam eder. Bu, acı verici ve ortadan kaldırılması gereken bir durumdur zira erdemli bir yaşamın sonucu sonsuz acı olmamalıdır. Ve buda gelir..
Reenkarnasyon ile ilgili garip hikayeler var. Bunlardan en aklımda kalanı Titu oldu. Başka bir bedende dirildikten sonra katilini buluyor. Yüzümde iyileşmiş bir yaranın izi var belli belirsiz. Ama hiç yara almadım. Bu inanca göre bu yara izleri, deja vu, fobilerimiz, hobilerimiz ve daha nicesinin nedeni ruhumuzun günümüze kadar birden fazla bedende var olması.