''terkettiğim dünyada belki de yararlı bir iş yaparım…” Hayır, bu onun söylediği boş ve anlamsız bir sözden ibarettir. Çünkü dünyayı terketmiş olanların ardında, yeniden diriltilecekleri güne kadar aşılması imkansız bir engel vardır.Mü’minûn Suresi 100. Ayet
ruh göçü olarakta geçiyor. ruhun sürekli olarak farklı bedenlerde yeniden dünyaya geldiğine inanmaktır, buna inanan insan sayısı yaklaşık bir milyar dan fazlaymış.
Dünyada örnekleri var olan ve var olduğuna fazlasıyla inandığım hede. Buna inanmayan da ne bileyim yani örnekleri de var neyine bilgiçlik taslayıp sanki batıl inançmış gibi yaftalıyorsunuz bilmem. Aynen en akıllı sizlersiniz vovvvvv.
Gerçek olduğuna inandığımdır.
Enerjinin korunumu kanunundan dolayı, öldükten sonra cennet ya da cehennemdense başka bir formda evrende yerimizi bulacağınız inanıyorum.
Umarım bir sonraki hayatımda ya deniz canlısı ya da tanrıça olurum, amen.
Vardır.
Kuran-ı kerim'de olmadığını ve reenkarnasyona inananın müslüman olmadığına dair emin konuşmalar ciddi canımı sıkıyor.
Cennet, cehennem ve kabir hayatı olduğu kadar reenkarnasyon da vardır.
Karn kelime kökü hornla aynıdır ve boynuz demektir.
Boynuz bir evren düzlemini iki ayrı noktada kesmek anlamına gelen bir simgedir.
(bkz: zülkarneyn)
Reenkarnasyonu hep aynı evrende insanın başka beden de tekrar gelmesi olarak düşünüyoruz ama bunun paralel evrenlerde olma ihtimali var mıdır? Veya reenkarnasyon sadece aynı evren üzerinde mı olur? Bilen varsa yesillendirirse iyi olur bu paralel evren ve reenkarnasyon arasında ilişki olup olmadığının.
Reenkarnasyon ile ilgili garip hikayeler var. Bunlardan en aklımda kalanı Titu oldu. Başka bir bedende dirildikten sonra katilini buluyor. Yüzümde iyileşmiş bir yaranın izi var belli belirsiz. Ama hiç yara almadım. Bu inanca göre bu yara izleri, deja vu, fobilerimiz, hobilerimiz ve daha nicesinin nedeni ruhumuzun günümüze kadar birden fazla bedende var olması.
Buda, budizmin temellerini büyük oranda reenkarnasyon düşüncesi üzerine kurmuştur. ölüm ve yeniden doğum zinciri nasıl kırılır sorunsalı hint düşüncesinde birçok filozof tarafından tartışılmış ancak en iyi-en mantıklı yolu buda formüle etmiştir.
Yani bizdeki bazı çevreler tarafından, ben önceden kralmışım, yok adolf hitlermişim, yok ben olsa olsa brokoli olurmuşum ya da aa rüyamda pıçaklandım o zaman önceki hayatımda beni biri pıçaklamış dalgasının ötesinde büyük bir acı ve paradoks söz konusu. Acı dolu hayata doğan bir canlı, öteki hayatında daha üstün bir canlı ve daha iyi bir hayat sürmek için halihazırda devam ettirdiği yaşamını daha erdemli sürdürmek için çabalar. Ancak bakar ki bu bir türlü bitmez, ne kadar iyi olmaya çalışsa da acı dolu hayata halen gelmeye devam eder ve bu döngü sürekli ve sürekli devam eder. Bu, acı verici ve ortadan kaldırılması gereken bir durumdur zira erdemli bir yaşamın sonucu sonsuz acı olmamalıdır. Ve buda gelir..
Gerçek olması istenmeyecek ölçüde kabus bir yeniden dünyaya geliş inancı.
Açıkçası efendi efendi ölüp bu defteri kapatmayı tercih ederim. Ha sonra ruh olarak falan yaşayabilirim problem değil. Fakat reenkarnasyon denen illet bizzat şuuruma ve benliğime saldırıda bulunuyor. Bu kabul edilemez.
bir daha gelmek istiyor muyum? Asla. Hele ki bir başkası olarak? Zinhar! Bunlar yetmez gibi bir de hiçbir şeyi hatırlamıyor olacaksın. Belki diğer hayatta kabile üyesi olarak geleceksin? Belki kekonun teki olacaksın? Bunlar alınacak riskler değil.
Eğer varsa geri dönmemek için sonuna dek savaşırım. Gerekirse reenkarne yetkilisini paketler benim yerime gönderirim. Dünya kaç bucak görsün.