garip bir durum ama haklılığı yadsınamaz durum kişi kendinden bilir işi. bazen bir kere reddedilirsiniz tam reddedilirsiniz hatta benim gibiyseniz ilk defa reddedilirsiniz her neyse sonra da bir daha bunu göze alamazssınız. korkarsınız tekrar aynı şeyleri yaşamaktan akabinde o muhteşem özgüven kaybolur bebekliğinizden beri gözünüzün nuru egonuz size cephe alır. allahım beni kendime ceza olsun diye mi yarattın diye gezersiniz.
gelecekte size pişmanlık olarak geri dönecek bir davranıştır. keşke açılsaydım ahh keşke deneseydim dememek için ergen triplerini bırakın da azıcık buyuyun ozguvenlı adamlar olun.
bazılarına korkaklık gibi gelebilir. bazıları için bu durumdaki kişi güvensizdir. ancak arka arkaya karşılık almadan, deli gibi seven, reddedilen ve görmezden gelinenler bunun en doğru yöntem olduğunu bilir. elbette herkes istediğini kabul etmek ve reddetmekte özgürdür ancak her reddediliş, öfke katsayısında artışa sebep olur. dolayısıyla zannedildiği kadar garip bir durum değildir, güvenin biraz daha kırılmaması, kalbe biraz daha öfke dolmaması için tercih edilebilendir.
pasiflik. girişimcilik sıfırdır bu tiplerde. belirsizlikten dolayı hiçbişey yapamazlar. oysa insan azıcıkta olsa eli taşın altına koyacak, gerçeklerle yüzleşecek.
karmaşık sonuçlara sahip eylemdir. ya teklif edilir kız kabul etmez "ben ne diye teklif ettim al işte reddetti" diye kendi kendinize kızarsınız yada teklif etmezsiniz kızı gider başkası kapar o zamanda "ah kafama tüküreyim ne diye teklif etmedim belki kabul edicekti" diye kendi kendinizi yemeye başlarsınız. tabi işin ucunda rezil olmak istememek varsa orası ayrı mesele. yoruma açık ve bol tartışmalı konu.*
reddedilmemenin ötesinde rezil edilmemek için teklif etmemektir. zira herkesin önünde sen hiç aynaya baktın mı sorusunu duymak feci rencide edici oluyor. yok mu ruh güzelliğine bakan mınakoyayım.
çok yüksek bir egonun ürünüdür bu durum. reddedilmeyi asla kabul edemeyen bünyeler yapar bunu hatta öyledir ki bu arkadaşlar kendi kendileriyle konuşurken ayağa kalkarlar.