'ben seni reddettim ama bir yandan da kaybetmek istemiyorum, seni yedekte tutmak istiyorum, hani ne olur ne olmaz, sen benim sevdiğim bir elbisem gibi, dolabımda dur ama ben seni her gün giymeyeyim'
- nasılsın murat?
+ vala çok kötüyüm ya. bu reddetme olayı çok koydu bana.
- aaa aaaa! bu kadar sevdiğini bilseydim kabul ederdim vala.
+ aaa cidden mi? kabul mu etceksin?
- tabiki hayır! saf! muheuahuea!
+ allah belanı versin!
- nasılsın emre?
+ sence?
- bilmem acı koymuştur heralde. yani böyle yüz verip sonradan da siktir çekmem felan pek bi hayal kırıklığı olmuştur.
+ allah belanıı versinn! ühüüü!
- nasılsın?
- iki kutu hap yuttum resmen, acili arasana!
- tamam canım, hemen arıyorum. adres nasıldı senin?
- sizin kapının önünde yatıyorum şu an. burda ölürsem kusura kalma artık!
- hangi ilacı içtin?
- bebek aspirini. iki kutu.
ortaya çıkardığı esere dönüp bakan sanatçı ruhlu insan yaklaşımıdır. elinde pompalıyla adamı delik deşik edip "acıdı mı" demeye benzer. emin olun ki "acıdı lan" deseniz kafasını çevirip gidecektir olay mahallinden.
kadın beyni değişik çalışıyor işte. mantık aramak, kadın denen labirentte peynir arayan fare olmak demektir.
o an egosunu tatmin edecek başka birini bulamamış hatun. karşılığında ne cevap verilirse verilsin, bıyık altı güler sonra da gider dizisini izler, kasmayın boşuna.
- nasılsın?
+ böyle ipek kadar hafifim, bir kelebeğin kanat çırpması gibiyim, çok büyük bir hatadan döndüğümü fark ettim.
- nee? nasıl yani?
+ hakkında veriyor abi bu kız dediler! öyle rahatım ki.