pavyondaki kızları halatla bağlayıp atın sırtına attıktan sonra hunharca sikemediğimiz oyun. ne anladım ben o oyundan. bi kütürdeteydik la bari. hani en olmadı ses çıksaydı. yok, o da yok.
oyun hakkında kısa bir özet vermem gerekirse. kısa süre içerisinde hayatımı siken oyun. bir kaç hafta sonra babam ''oğlum ne oldu o alttan bıraktığın bir ders'' diye sorduğu vakit, tek kelime edeceğim, ''red dead redemption babağğ''. ondan sonra babam anlam veremediği bu kelime topluluğu karşısında nasıl tepki verecek, gayri siz düşünün.
detaylar üzerinde kafa yormanın bir oyunu ne kadar güzelleştireceğinin örneğidir.
--spoiler--
* batan güneşe karşı atımı sürerken karşıma çıkan bir elemanın, 'hele bir gel' şeklinde beni attan indirişi, uzaklaştırması, sonra son hızla atımı alıp kaçması,
* şehirde önümü kesip posta koyan silahşör bozuntusunu, düelloda yendikten sonra arkasından topukları kıçına değerken kaçışını izlemek,
* yolda atını parkedip, kenara işerken, durup kendisine baktığınızda, adamın ne var lan bakışı ve hareketi,
* kurtların sürü halinde saldırıp, iki tanesini indirince direk topuklamaları,
vs..
--spoiler--
eğer vaktiniz varsa ve bunu oyun oynayarak geçirmeyi planlıyorsanız kesinlikle denenmesi tavsiye edilir. oyunun multiplayer seçeneği ise apayrı bir zevktir. ayrı bir entry konusudur.
henüz oyunun baslarında sayılırım, biraz kolay ve zorluk derecesi secemiyorsunuz ama gercekten cok güzel oyun yapmıslar. tarihin en iyi oyunlarından mıdır bilemiyorum ancak uzun süre keyifle oynanabilecek bir oyun olmus, öyle western manyagı falan olmanıza da gerek yok.