recm

entry234 galeri12 video2
    153.
  1. islamda belirli şartlar dahilinde vardır. Tevratta geçer ayrıca.
    0 ...
  2. 153.
  3. islamda var olan vahşettir.

    bide yahu çok zor yakalanır, yok penisin girdiğini görecek diye olayı kıvırtan yok mu?

    ee bu mantığa göre adamın zaten yakalanması imkansıza yakın, bu nasıl zinayı önleyecek?

    sonuçta 4 kişi birinin seks yaptığını( bide içine girdiğini de görecek) nasıl görecek?

    kısaca kılıf uydurmak.

    bide osmalıda bir kerecik oldu diyen de var, bunun islamla uzaktan yakından alakası yok diyen de var. onlar da ayrı kafa.

    https://www.youtube.com/watch?v=JRcR_l8WBg8
    4 ...
  4. 152.
  5. Böyle bir ceza islam'da kesinlikle ama kesinlikle yoktur. Dayandığı hadis öyle bir saçmadır ki akıl almaz. Bir gün maymunların kendi aralarında recm cezası uyguladığına şahit olduğunu söyleyenlerin Allah ve Peygambere attiklari iftiralardan yalnızca bir tanesidir bu insanlık suçu, Allah onları helâk etsin.

    "Sakın dillerinizi Yalana alıştırıp Allah hakkında bilmediğinizi söylemeyin". kur'an
    0 ...
  6. 151.
  7. Evli olduğu halde zina yapan erkek ve kadın hakkında eşit olarak Allah'ın kanunudur. Eğer başka birinden hoşlandıysan mevcut eşine bunu söyle, veya boşan, misal olarak kadın isen de, bir kişinin resulullah(sav)a gelip bildirdiği gibi "ben kocama duygusal bağ hissedemiyorum" de ve nikahın bozulmasını talep et.

    Bununla beraber bu haddin tespiti aşırı derecede zordur. burada ölçü, 4 adil kişi tarafından, aleni bir şekilde şahidinin olmasıdır. Örnek olarak bir kadının evine bir erkeğin girdiğinin görülmesi, buna delil değildir. Hatta bir erkekle bir kadının cinsel organlarının birbirine geçtiği açıkça görülmedikçe, aralarında yaptıkları diğer fiziksel yaklaşma ve dokunma fiilleri recm haddini gerektirmemektedir. E böyle bir şeyi yapan kişi de, ulu orta sokak ortasında yapmayacağı için, tespiti imkansız hale gelmektedir. Bu noktada ceza, ahirete kalır.

    Ben buradaki hikmetin, islam toplumunda zinanın alenen yaygınlaşmaması için bir önlem olduğunu düşünüyorum. Zira bu cezadan korkan kişiler, bu pisliği yapacaklarsa bile, sadece Allah'ın gördüğü bir mekan ve ortamda yapacaklardır. Nitekim zina ve ahlaksızlığın halka açık olabilecek, insanların görebileceği ve ulaşabileceği yerlerde yapılması, toplumun kitlesel şekilde ahlakını bozacaktır ve onları buna alıştıracaktır.
    1 ...
  8. 150.
  9. Bazı suçlar için olmazsa olmaz cezadır, bir kıza tecavüz edip yakan adamlara mesela, ağzıma bile almak istemiyorum kendi çocuğuna o gözle bakan şerefsizlere mesela, öğrencisine tecavüz eden öğretmenlere, hala 21. Yüzyıl diye öten varsa şayet kendi başına böyle bir iş gelirse (allah korusun) o zaman anlayacaklar bu cezanın gerekliliğini.
    2 ...
  10. 149.
  11. islamın adalet anlayışının bir parçasıdır. 21. yüzyılda hala bunlara rağbet edildiğini görmek üzücü...

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1013455/+
    2 ...
  12. 150.
  13. nedense kıvırtmak için takla atanların olduğu bir ceza türü. ( gerçi hakkını yemeyelim şimdi kıvırtmadan evet direk bu islam da var diyen kesim de mevcuttur)

    neymiş kuranda yokmuş.

    şunu belirtelim, islamla yönetilen bu hangi ülkede uygulanmamış?

    adamlar diyor ki; osmalıda bile bir kere uygulanmış. hadi diyelim tamam ama osmanlı kafir bir devlet mi neye dayanarak bunu uygulamış?

    veya diğerleri bugün bile uyguluyor bunlar neye dayanarak bunu uyguluyor?

    türkiye de yok diyen sivri zekalılar çıkabilir çünkü türkiye bir islam devleti değildir, yasalarını islamdan almıyor alsa bu gün bu kuranda yok yahudi icadıdır diyenlerin hepsi, aa evet varmış biz bilmiyoruz der.

    bunun kaynağı iki türlü var, kuranda hükmü var ama yazsı yok. bide hadisler.

    nesih konusuna girmeye gerek yok, keçi yedi diyen bazı müslümanlar bile alay ediyor o konuyla ama hadisler var ve bunları sahih kabul ediyorlar.

    zaten şüpheli bir durumu 1400 yıl uygulayıp farkına varmayacak kadar geri zekalı bir din topluluğu varsa bu kendinize hakarettir bence.

    ayrıca hadisler din dışı mıdır?
    eğer öyleyse bir şey denemez ancak değilse bunca insanın uyguladığı bu vahşetin üstünü örtmenizin hiçbir anlamı bence yoktur.
    1 ...
  14. 149.
  15. Kitabımıza göre dayaklık hadise göre ve nedense tevrata göre idamlık ceza.
    0 ...
  16. 148.
  17. KUR’ÂN, TEVRÂT’IN RECM HÜKMÜNÜ NESHETMiŞTiR.

    “Kadınlarınızdan fâhişeye varanlara, aranızdan dört şahit getirin; eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıncaya, ya da Allah onlar yararına bir yol gösterinceye kadar evlerde tutun. içinizden iki kişi, fuhuş yaparlarsa, onlara eziyet edin; eğer tevbe eder, uslanırlarsa artık onlar(a eziyet)den vazgeçin. Çünkü Allah, tevbeleri çok kabul edendir, çok esirgeyendir.” (Nisâ: 98/15-16)

    Nisâ: 98/15. âyette fuhşa varan ve bu eylemleri dört tanık tarafından saptanan kadınların, ölünceye, ya da Allah kendileri yararına bir yol gösterinceye dek evlerde tutulup serbest bırakılmamaları emredilmektedir. Âyetin, "fâhişeye varan kadınları evlerde tutunuz" cümlesinden, onların fuhuş yapmalarına engel olmak için evlerde tutulup dışarı çıkarılmamalarının istendiği anlaşıldığı gibi, nâmuslu kadınların, serbestçe dışarı çıkıp işlerini görebilecekleri de anlaşılmaktadır.

    98/16. âyette de fuhşa varan iki erkeğe eziyet edilmesi, tevbe edip uslandıkları takdirde onların bağışlanması emredilmekte ve Allah'ın tevbeyi çok kabul eden, kullarını çok esirgeyen olduğu vurgulanarak insanlara acıma ve şefkat ile işlem yapılması öğütlenmektedir.

    Müfessirlerin genel kanısına göre hem birinci, hem de ikinci âyette kasdedilen fuhuş, zinâdır. Birinci âyette zinâ eden kadınların ölünceye dek, ya da Allah onların lehine bir yol gösterinceye dek hapsedilmeleri; ikinci âyette de zinâ eden erkeklere eziyet edilmesi emredilmiştir. islâm’ın ilk zamanlarında zinâ eden kadınlar, evlerde hapsedilir, erkekler ise azarlama, kınama, ayakkabı ile dövme cezâsı ile cezâlandırılırdı. Daha sonra iniş sırasına göre 102. sûre olan Nûr Sûresi’nin: “Zinâ eden kadın ve zinâ eden erkeğin her birine yüz sopa vurunuz, eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın bu cezâsını uygulama konusunda acıma duygusuna kapılmayınız. Onların cezâlandırılmasına, bir grup mü'min de tanık olsun." (Nûr: 102/2) âyeti inerek Nisâ Sûresi’nin belirlediği kadınlara hapis, erkeklere eziyet cezâlarını neshedip (kaldırıp) hapse çevirmiştir. Evlilerin recmedileceği hakkındaki hadîs ile de bu son âyetin hükmü, sadece zinâ eden bekârlara özgü kılınmış, evlilere de taşlayarak öldürme cezâsı getirilmiştir[1]. Yani bu âyet de vâhid haberi denilen tek veya bir iki kişinin aktardığı sözle neshedilmiştir. Böylece âdetâ Kur’ân âyetleri zincirleme olarak birbirini neshetmektedir (hâşâ)!

    ikinci âyette eziyet edilmesi emredilen iki kişinin iki erkek mi, yoksa birbiriyle zinâ eden erkek kadın mı olduğu hakkında görüş ayrılığı vardır. ikrime, ‘Atâ, Hasan-ı Basrî ve Abdullah ibn Kesîr’e göre bu âyet, birbiriyle zinâ eden erkek ve kadın hakkındadır[2].

    Nisâ: 98/15’nci âyette fuhuş yapan kadınlar, eşcinsel kadınlardır. Bunların cezâsı, bunları evde tutmak suretiyle bu tür gayri ahlâkî davranışlarına engel olmaktır. Fuhuş yapan iki erkek ise eşcinsellik (livâta) yapan iki erkektir. Bunların cezâsı da eziyettir: Dil ile hakaret, bir iki tokat vurmak suretiyle herkesin içinde rezîl edip bir daha böyle bir şey yapmalarını önlemektir. Çünkü toplum içinde dövülen, hakaret edilen kişi, artık bir daha o işi yapmağa kolay kolay cesaret edemez. Ayrıca bu cezâ, başkaları için de caydırıcı olur.

    Burada zinâ cezâsı henüz belirtilmemiştir. Onun cezâsı, Nûr Sûresi’nde belirtilecektir. Bu suretle âyetler arasında nesh diye bir şey kalmaz. Âyetlerin hepsinin hükmü yerine oturur, uygulama alanı bulur:

    1) Eşcinsellik yapan kadınlar, evde gözetim altında bulundurulurlar, evleninceye dek evden dışarı çıkarılmazlar. Eşcinselliğin cezâsı, kadınlar hakkında sürekli gözetim altında tutmak, evden dışarı çıkarmamaktır. Ancak evlendikleri takdirde veya uslanıp bu işten vazgeçtikleri takdirde evde sürekli hapis cezâsından kurtulurlar.

    2) Eşcinsellik yapan erkekler, dil ve el ile eziyet ve hakaret edilirler; bir iki tokat vurulmak suretiyle dövülürler.

    3) Nûr Sûresi’nin ikinci âyetinin hükmüne göre de birbiriyle zinâ eden erkek kadın yüz sopa vurularak cezâlandırılırlar. Bunların evli, bekâr, genç, ihtiyar olmaları fark etmez.

    Bizim kesin kanâatimiz odur ki Araplarda kısas, el kesme cezâları gibi, recm cezâsı da vardı. Belki de Araplar bu cezâyı Yahûdîlerden almışlardı. Çünkü recm Tevrât’ın emridir[3]. Kur’ân, Tevrât’ta bulunan ve Araplarca da uygulana gelen bu çok ağır recm cezâsını hafifletip celdeye (yüz sopaya) çevirince, namus ve geleneklerine son derece bağlı olan Araplar arasında, sonradan Peygamber’in, recmi uyguladığına ve bunu uygulamayı emrettiğine dair rivâyetler üretilmiş, bu rivâyetlerin uydurmalığını bilenlerce yapılan itirazları önlemek için de bu hükmün vaktiyle âyet iken, tanık yetersizliği nedeniyle Kur’ân’a yazılmadığı rivâyeti de üretilip hadîsler arasına katılmıştır. Böylece Tevrât’ın recm cezâsı, islâm hukukuna da girmiştir.

    Özetle: Recm Kur’ân hükmü değildir, eski Arap toplumunun Yahûdîlikten sızma bir geleneğidir. Kur’ân’da üç türlü cinsel ilişkiden söz edilmiştir: Kadınlar arası cinsel ilişki (eşcinsellik: sihâka), erkekler arası cinsel ilişki (eşcinsellik: livâta) ve erkek-kadın arası cinsel ilişki (zinâ). Kur’ân, bunlara ayrı ayrı cezâ belirlemiştir. Bu cezâların hepsi de caydırıcılık ve ıslâh amacına yöneliktir:

    1) Nisâ: 98/15. âyette eşcinsellik yapan kadınlara, caydırıcı olmak üzere, ölünceye, ya da Allah onlar yararına bir yol gösterinceye (yani bu gereksinimlerini doyurmak için önlerine evlenme yolunu çıkarıncaya) dek evlerde gözetim altında bulundurulma cezâsı getirilmiştir. Kadınlar arası eşcinselliğin cezâsı, evlerde göz hapsidir. Böylece onların bu işi yapmaları ve bunun toplum içinde yayılması önlenmiş olur. Şayet kadın evlenirse bu ihtiyacı karşılanacağı için artık böyle bir şey yapmaz.

    2) Nisâ: 98/16. âyette, eşcinsellik (livâta) yapan erkeklere eziyet cezâsı getirilmiştir ki bunu izah ettik. Bu âyette belirtilen iki kişi, birbiriyle ilişkiye giren iki erkektir, cezâsı da eziyettir.

    3) Nûr: 102/2. âyette de gayri meşrû cinsel ilişkiye giren kadın ve erkeğin cezâsı belirlenmiştir. işte kadın ve erkek arası cinsel ilişkinin adı zinâdır. Ve zinâ eden kadın ve erkekten her birine yüz sopa vurulur. Zinânın cezâsı, Nur 2. âyette belirlenmiştir. Nisâ: 98/15-16. âyetler zinâ ile ilgili değil, cinsler içinde uygulanan eşcinsellikle ilgilidir. Âyetler arasında hiçbir çelişki ve aykırılık yoktur. Hepsi birbirini tamamlar nitelikte bulunan bu âyetler arasında nesih de söz konusu değildir.

    Tâ ilk zamanlardan beri recmi kabul etmeyenler mevcuttur. Onlar görüşlerini şöyle kanıtlamaktadırlar:

    1) Nisâ 25. âyetin hükmüne göre, evli câriyenin zinâ cezâsı, hür kadınların cezâsının yarısıdır. Dört mezhebin ittifakına göre evli câriyenin zinâ cezâsı hür kadınların zinâ cezâsının yarısı olan 50 sopadır. Câriyenin cezâsı, Nûr Sûresi’nin 2. âyetine göre takdir edilmiştir. Eğer bu âyetin hükmü, recm ile neshedilmiş olsaydı, o zaman câriyenin cezâsının miktarı belli olmazdı. Çünkü yüz sopanın yarısı vardır ama recmin yarısı yoktur.

    2) Allah Kur’ân’da çeşitli günâhlar bildirmiş, fakat hiçbirinin hükmünü, zinânın hükmü kadar geniş açıklamamıştır. “Zinâya yaklaşmayınız!” demiş, zinâ edeni cehennemle uyarmış[4]; başkasını zinâ ile suçlayıp sözlerini dört tanıkla ispat edemeyenlerin dövülmesini ve şâhidliklerinin kabul edilmemesini[5]; zinâ eden erkeğin, ancak zinâ eden veya putperest bir kadınla evleneceğini, öyle kadınlarla evlenmenin inananlara yasaklandığını[6]; zinâ suçunun ancak dört şâhidle saptanabileceğini[7] buyurmuştur. Şimdi Allah’ın, bu kadar önemle hükümlerini açıkladığı zinânın, en önemli hükmünü bildirmemesi, kuşkulu bırakması olanaksızdır. Çünkü bu, ihmal edilecek bir husus değildir.

    3) “Zinâ eden kadın ve zinâ eden erkeğin her birine yüz sopa vurun!” âyetinin hükmü geneldir. Bekâr evli, herkesi kapsar. Bu genel hükmün haber-i vâhid (kişi haberi ile) özelleştirilmesi, kısıtlanması bunun yalnız bekârlara özgü kılınması caiz değildir[8].

    4) Hâricîlere göre de recm aslâ yoktur. Çünkü Allah’ın Kitâbında mevcut değildir[9].

    Esasen Nûr Sûresi’nin ikinci âyetindeki: “Mü’minlerden bir grup da onlara yapılan azâba şâhid olsun!” ifadesi de zinâ cezâsının recm ile öldürme değil, döverek işkence olduğunu gösterir. Ayrıca 8. âyette li‘ân durumunda kocası tarafından zinâ ile suçlanan kadının dört kez yemîn ile inkâr edip, beşinci kez de kocasının yalan söylediğini vurgulamasının, kendisinden azâbı savacağı bildirilmektedir. Bu âyetten, evli kadının zinâ cezâsının, ikinci âyette anılan azâb olduğu anlaşılır. Eğer evli kadının zinâ cezâsı recm olsaydı, kadının inkârının kendisinden azâbı değil, taşlayıp öldürmeyi savacağı ifade edilirdi.

    Ahzâb: 97/30’ncu âyette Peygamber'in hanımlarına hitâben, onlardan herhangi biri, bir fâhişe yaptığı takdirde ona iki kat azâbedileceği vurgulanmaktadır. iniş sırasına koyduğumuz âyetlerde, buraya kadar fuhşa (zinâya) bir cezâ belirlenmemişti. Burada artık zinâya bir cezâ belirleneceğine işaret edilmektedir. Çünkü şayet Peygamber hanımlarından biri fuhuş yaparsa, ona öteki kadınlara yapılacak azâb(işkencen)in iki katı azâbedileceği belirtilmektedir. Demek ki fuhuş yapana azâbedilecektir. Bu âyet, Peygamber hanımlarının şahsında yönetici durumunda bulunan, topluma örnek oluşturan insanların âilelerinin davranışlarına dikkat etmeleri gereği konusunda insanları uyarmaktadır. Çünkü onlardan çıkacak yanlış bir davranış, toplumun bozulmasına, ahlâksızlığın yayılmasına neden olur. Onun için Peygamber hanımları, davranışlarına son derece dikkat etmeleri hususunda uyarılmaktadırlar. Bu, hâşâ onlardan herhangi birinin fuhşâ eğilim duyduğu anlamına gelmez. Sadece onların, saygınlığını korumalarına dikkat etmelerinin önemini belirtir.

    Demek ki zinânın cezâsı, bekâr, evli herkes için yüz sopadır. Yüce Allah mü’minlere, suçlulara acımadan bu cezâyı uygulamalarını emretmiştir: “Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın bu cezâsını uygulama konusunda acıma duygusuna kapılmayınız.” buyruğu, haddi uygulama hususundadır. Yani acımadan bu haddin uygulanmasını emretmektedir. Fakat bu emir, suçluları merhametsizce dövme anlamına gelmez. Vurmanın gayr-ı müberrih olması (yani şiddetli, sakatlayıcı olmaması) gerekir. Hz. Ömer’in oğlu, zinâ eden câriyesinin ayaklarına vurmuş, oğlu Abdullah kendisine: “Allah ‘Allah’ın cezâsını uygulamada onlara acıma duygusu sizi yakalamasın’ dediği halde nasıl böyle yapıyorsun?” deyince: “Oğlum, Allah bana onu öldürmemi veya sopayı başına vurmamı emretmedi” diye cevap vermiştir[10].

    Zânîlerin halk huzurunda dövülmelerinin hikmeti de insanlara ibret olmak ve bu işe eğilim duyanları korkutup caydırmak içindir. Çünkü dövülmek nefse ağır gelir. Halkın huzurunda dövülmek ise insanı son derece mahçup duruma düşüreceği için çok daha ağırdır.

    Zinâya ve genel olarak fuhşa had uygulanabilmesi için eylemin dört tanıkla görülerek tesbit edilmesi gerekir. Bu husus da Nisâ Sûresi’nin 15. âyeti ile Nur Sûresi’nin dört ve altıncı âyetlerinde belirtilmiştir.

    Hiç kuşkusuz bu had cezâları kendi isteğiyle fuhuş yapanlar hakkındadır. Fakat istemeden, zorla zinâ etmek durumunda kalanlara bir günâh ve cezâ yoktur. Çünkü yüce Allah, zor karşısında inkâr edenin gazaba uğramayacağını, yani günâhkâr olmayacağını bildirmiştir[11]. Hz. Peygamber de Allah’ın, hatâ, unutma ve zor karşısında yapılan işleri affettiğini belirtmiştir[12].
    0 ...
  18. 147.
  19. kuranda geçmez değil keçi yemiştir onu. bu gülünç iddia olabilir ancak. nesih ve mansuh diye bir şey var sizin hocalarınız daha iyi bilir tabi.

    orada kuranda olmayan ama hükmü devam eden uygulamadır recm. ayrıca hadislerde bu yönde bir ayrım yoktur ve tüm şeriat ülkeleri uygulamış bu gün bile uygulamaya devam etmektedir.

    hadisler din dışı mıdır?

    eğer öyleyse dediğiniz doğru olabilir ama şu an mevcut görüş olmadığı yönünde. hadisleri çoğu müslüman inkar etmiyor.

    ayrıca tevratta bu hüküm vardır, hatta ben bizzat eğer yabancıysa şehir dışında götürüp taşlayını bile okudum. ( nedenini anlamadım tabi)
    1 ...
  20. 146.
  21. islamda vardır ama recm edilmek için şartların çok zorlanması gerekir.
    1 ...
  22. 145.
  23. Tam olarak emin olmamakla beraber Osmanlı'da bir kere uygulanan ibreti idam cezası.
    Zina yapan kişi, yarısı toprağa gömülerek meydani bir alanda halka gösterilir. Ve taslanarak öldürülür.
    rivayete göre cezayı veren kadı biraz gaddardır. Hikaye ise, bir Yeniçeri eşi olan ipekçi hatunun yahudi bir erkekle zina etmesi ve bunun kanıtlanması üzerine kadı recm-i uygun kılar(Yeniçeri seferde iken). Erkek recm edilir kadın farklı şekilde cezalandırılır.
    0 ...
  24. 145.
  25. 144.
  26. varsa cehennemde bile böyle bir acı yoktur ve biz cahil insanlar dünyayı cehennemden beter bir yere çeviriyoruz.
    0 ...
  27. 144.
  28. Ulan ne zamana geldik arkadaş...
    Adamlar Hz. Muhammedin bizzat uyguladığı uygulamaya yahudi adeti diyor.

    Tekrar söylüyorum Recmin varlığı Sünnet ve icmayla sabittir. Çok tartışılan Keçinin yediği ayet rivayeti doğru olsada olmasada farketmez.

    Üzerinde ittifak olan bir konuyu inkarı geçtim yahudi adeti denmesi adamı küfre götürür arkadaşlar... siz bu işleri o sahte hocalarınızın size anlattığı kadar basit mi sanıyorsunuz?

    Hariciliğin ezarika koluda sizin gibiydi. Recm inkarıda zaten onlardan çıktı. Onlar Hz. Aliye kafir, müşrik diyordu sizde aynı şekilde halis müslümanları va alimleri dini bozan, müşrik diyorsunuz.

    Dini moderniteye uydurcam diye hariciliği hortlattınız amk.

    http://youtu.be/r3R8lP2S_qI
    1 ...
  29. 143.
  30. avrupa da zina tabir edilen durum serbest bir yaşam şekli. müslüman ülkelerde zina parası olana kılıfına uydurularak serbest. ancak fakir müslümana yasak. yakalandığında ise recm cezası. o taş atan pezevenklerin götüne taşı kremsiz sokacaksın. sizin adalet anlayışınızı sikim.
    2 ...
  31. 142.
  32. vahşetin müslüman üzerinde caydırıcı etkisi. üste bir yazıda bunu uyguluyorlar caydırıcı olsun diye demiş. o zaman insanlara meydanda işkence etsinler veya ağaç motoruyla başını kessinler bunlar daha caydırıcı olmaz mı?
    hem sokaklarda hırsızlar kalmamış olur.

    mesela hırsızlık mı yaptı adam yere yatıralım sonra üzerinden tankla geçelim veya kafasını çekiçle kıralım. bak bakalım daha yapabiliryorlar mı?

    yani vahşeti insanlara göstererek suçun önüne geçilecekse adalet ve recmin vahşiliği suçu önlüyorsa o zaman suçu önlemek adına daha vahşi neden olmayalım?

    sonuçta mahallerlerde pislikler var.

    gidelim bir kadın zina mı etti, bunu kesin kanıtladık bunda hem fikiriz hatta kendi de kabul etti. bu kadını daha vahşi şekilde neden öldürmeyelim?

    sonuçta artık mahallerimizde suç diye bir şey kalmaz.

    çocuklarımız rahat rahat sokakta top oynarlar mis temiz bir toplum olur.

    savunduğunuz şeyi azcık aklınızla savunun sözlerin nereye gideceğini düşünün.

    çünkü bu sözle devlet daha vahşi olmayarak caydırıcılığı önlemiyor dolayısıyla caydırıcılığı önlemediği için vahşi olması daha iyi gözüküyor.

    devlet bir daha suç işleyen olunca meydanda insanlara işkence etsin, kurban keser gibi onları kessin bu her şeyi çözer.
    1 ...
  33. 141.
  34. kim demiş islam' da yeri yok.

    bir kere yani şimdi yobaz diyorum ama ben şöyle bir savunma gördüm; islam recm yok osmanlı da sadece bir kere uygulandı.

    bu ne perhiz bu ne cacıklı muhlama.

    yani savunmaya bakar mısınız, osmanlı yahudi ülkesi miydi, yasaları tevrattan mı aldı?

    ayrıca şu an bile şeriat ülkelerinde var olan şeyi nasıl insanlar dinde yoktur diyerek kesip atar?

    şeriat gelse bu dinde yoktur diyenlerin hepsi aaa varmış biz yanılmışız der. şimdi bunlar dini şirin göstermek için kıvırtıyor.

    bide bu yahudi geleneği değip bu vahşetin suçunu yahudilere atmaya çalışan var. ulan adamlar belki bunu vahşi görüp vicdanı titremiş gelenek melenek siktir edip bir şekilde son vermiştir.

    ayrıca hristiyanlıkta isa' nın bir sözü var hani " ilk taşı günahsız olan atsın" diye, bu söz o kadar önemli bir sözdür ki, bu söz bu gün hristiyanların recm yapmamasını sağlıyor.

    yani eğer isa orada bu lafı demek yerine taş atsaydı şimdi koca bir kitle insan taşlıyor olacaktı.

    yani islam' da vardır. kıvırtan dini şirin gösteren müslümanlara aldanmamak lazımdır( gerçi bazıları kıvırtmıyor direk vardır diyor)

    ayrıca insan hakları bu kaldırılsın diye çok mücadele vermiş ama başarılı olmamıştır, sebebi ise dinin bir gereği olarak uygulanmasıdır, yani kişisel kararlarla bunların değiştirilemez oluşudur.
    2 ...
  35. 140.
  36. sonuç olarak yoktur!

    işte şunlar, Allâh'ın âyetleridir, onları sana gerçek ile okuyoruz. Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi hadise (söze) inanacaklar?

    Casiye/6
    0 ...
  37. 139.
  38. kur'an-ı kerim'in hiçbir ayetinde geçmeyen cezalandırma biçimi.
    0 ...
  39. 138.
  40. https://www.youtube.com/watch?v=owHvBH6wJqo

    https://www.youtube.com/watch?v=3l0mwJ93NSo

    https://www.youtube.com/watch?v=A7zk6flzun0

    https://www.youtube.com/watch?v=zxQBUPHChFY

    alın size hocalardan seçmeler, var mı yok mu?

    varsa neden var, bunlar aynı dine inandığı halde farklı şeyler belirten kişiler. iki görüşü de yazdım. yanlı bakmadım duruma.

    bence var ve bu vahşettir ama din alimlerine de sormak lazım. adnan bey çok güzel cevaplamış gibi görünüyor.
    3 ...
  41. 137.
  42. ayrıca maymunların zina eden bir maymunu recm ettiğini söyleyen yalancı Buhari'ye, maymunların arasında dini nikah olabilir mi diye de sormak gerekirdi.
    1 ...
  43. 136.
  44. islam ile değil arap geleneğiyle alakalıdır. Kur'an'da kimseyi bu şekilde öldürme emri verilmez, hatta inanmayanı, zina edeni bırak din ile dalga geçeni bile öldür demez sadece oradan uzaklaşmanı söyler. islam'a mal edilmemeli, müşrik geleneğidir.

    Buhari'nin 700.000 hadis içinden seçtiği 7624 hadis içinde vardır, buhari bu hadisleri kendi kararı ile seçmiştir ve Buhari'nin kişiliğini de yansıtır. Müşrik geleneğini yansıttığı gibi.
    0 ...
  45. 135.
  46. islamda yokmuş hatta islamla hiç ilgisi yokmuş, osmanlıda sadece bir defacık olmuşmuş. ya geçin bunları. bir kere hadisler din dışı değildir. yani kaynağın hadisten bile alsa buna dinde yok diyemezsiniz.
    ayrı dini boyutunu geçtim. şeriat olan ülkelerde var, tamam bu dinde yokta o zaman bu insanlar götünden mi uyduruyor bunları?
    yada osmanlı da bile vardı diyorlar( ki bir tanecikcağız olduğuna inanmıyorum, bu tamamen bir tane oldu masumahane o da demek kadar saçma) şimdi osmanlı o kadar yere göğe çıkartamadığınız osmanlı, bunu neye göre yapıyor. yani bu adamların hiç mi dinle ilgisi yokda bu uygulamayı yıllarca sürdürmüş?
    e tamam bakıyoruz, şeriatın(islamın yönetim olduğu) olduğu yerlerde bu var. hatta bu gün bile uygulandığı yerler var. şimdi bu insanlar hep mi kafir, yani bu insanlar hiçbir şey bilmiyor, bizim bir kaçta sözlük çılğını islamda yok diyor atıyor. madem yok hadi tamam onlar arap, osmanlı neden uygulamış? yani kaynağını nerden aldı bu insanlar, putperesilikten almadı herhalde, yada incilden. yani efendim bu uygulama islam' da vardır. bunu birileri diyor, şu diyor bu diyor olayı yok yani. mantık olarak islam ülkelerinde olmuş bir olayı ve halen daha olan bir olayı inkar etmek mantıksız. bu gün türkiye' de şeriat olsa uygulanmayacak mı recm?
    uygulanacak eee, daha neyin şirin gösterme çabası bu?
    2 ...
  47. 134.
  48. neyin cezasi olursa olsun - ki bir insanin yapmış olabileceği hiçbir şey bunu normal, açıklanabilir kılamaz - birisine yapılabilecek en onur kırıcı şeydir, tek kelime ile vahşet.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük