"recep tayyip erdoğan'ın akpm'de yaptığı konuşmadan utanmak"
sevgili başbakanımızın kendini bilmezce hal ve hareketlerle yaptığı konuşmadan utanmaktır.
bu adam, belki farkında değil ama; akpm'de türkiye cumhuriyeti'ni ve türk halkını temsil ediyor. cevabını veremeyeceği bir kaç soru soruldu ve başladı anlamsız hareketlerle cevaplar vermeye. maço hareketleri, kıraathanede konuşurcasına tavırları, laubali sözleri.. insanda biraz ciddiyet, ağır başlılık olur. ama nerdee.. başbakan olduğunu unutmuş, küçük çocuklar gibi laf yetiştiriyor sanki avrupalılara. utandım gerçekten utandım. kendi adıma, türkiye adına utandım. kendimi geçtim, elin avrupalısı bile utandı bizim adımıza. belki de bazıları içlerinden kıs kıs güldü halimize.
bazı asalak türkler çıkacak ve diyecekler ki; "başbakanımız avrupaya ayar verdi."
hayır efendim ayar falan vermedi, bizleri utandırdı. türk halkı böyle yöneticiler tarafından yönetilmeyi gerçekten haketmiyor. türk halkı, böyle utandırılmayı haketmiyor. türk halkı, böyle laubali bir şekilde temsil edilmeyi haketmiyor.
bir an önce aklımızı başımıza toplamalı ve bizi kimlerin, nasıl yönettiğini görmeliyiz.
en son avrupa konseyi'ndeki konuşmalarıdır mesela.
fransız kadın:
-basılmamış kitabı toplatmışsınız efendim?
tayyip:
-o olayın aslı başka. hamfendi nereliydi? hı fransız mı? türkiye'ye de fransız kalmış anlaşılan.
tarzındaki birinci sınıf espiriler.
"Avrupalı bir parlementerin sorusu: Sayın Erdoğan, 'imamın Ordusu' kitabınının daha piyasaya çıkmadan toplatılmasının ve yazarı Ahmet Şık'ın tutuklanmasının sebebini bize açıklayabilir misiniz?
- Bu kitapları toplatan ben değilim. Tutuklanan medya mensuplarının elindeki belge ve bilgilerin ardında bir şey var ki yargı hemen tedbir istiyor. Bakın bir örnek vereyim. Bombayı kullanmak suçtur. Bombanın hazırlanmasında kullananan malzemeleri kullanmak da suçtur. Bunun ihbarı gelmişse güvenlik güçleri bunu toplamaz mı? Yargı bu tür hazırlıklar olduğu tespit etmiş ve harekete geçmiş. Türkiye'de yürütmeye bağlı bir yargı yok. Bağımsız bir yargı var. Kitap internete girmiştir ve burada ne olduğu görülmüştür. işinize gelince bağımsız yargı diyorsunuz, Türkiye'ye gelince yürütmeye bağlı yargı istiyorsunuz."
(bkz: bsg dedirten başlıklar) bu tarz düşünenlerin konuşmanın hangi kısmından utandığını merak etmekteyim.
daha önceki başbakanların elpençe divan duruşlarına alışkın olanların utanması normaldir. o zaten senin başbakanında değil. ismet inönünün vatan ugruna siyaset olur mu? sözü geldi aklıma. utananlar fransaya gitsin!
sordukları sorulara cevap vermeyip, üzgünüm cevap veremeyeceğim, siz bizi istediğiniz kadar aşağılayabilirsiniz ben cevap vermem deseydi gurur duyacak olanların söylemidir.
seçim öncesi showlara bir tanesi daha etkilendi. cevap vermenin de bir seviyesi olur orası kasımpaşa değil strasbourg *. ayrıca farkındaysanız sinirlendiği sorular da hep haksız olduğu konular. neden sinirleniyor acaba...
utanmayla birlikte böyle bir mide bulantısı başlıyo bu adam, birileri tarafından ağzı kulaklarında yılışık yılışık gülerek seyredilecek laflarını sıralarken. hiç sevmememe rağmen, garip bi şekilde üzülüyorum onun için. gerçi bana kim üzülsün tabi o ayrı.
o bu değilde o kitabın neden toplatıldığı sorusunun sorulduğu kısımda millet bir alkış patlattı hani soru bozacaktı başnakanımızı...ama konuşmaya giriş mükemmeldi:
rte: öncelikle alkışlayanlara teşekkür ediyorum çünkü bu alkışlar bizim için **
(bkz: kasımpaşalı)
"Yabancı devlet adamları karşısında ellerini önüne bağlayarak iki büklüm duran,kibarlıktan kırılan monşer başbakanlardan utanmadın da bundan mı utandın" diye sorulması lazım bu arkadaşa; zira bu ülke artık kendine ders vermeye kalkan gelişmiş ülkelerin tahtaya kaldırıp sözlü yapabileceği bi ülke değildir.
"70 cente muhtacız", "krizdeyiz, batıyoruz", "sizinle ilişkileri biz düzeltiriz bizi deneyin" diyen adamları istiyorsanız biraz daha beklemeniz lazım bence..
200 senedir batı karşısında aşağılık kompleksinden kurtulamamış beyinlerin yapacağı davranıştır bu utanmak. gören de başbakan ana avrat sövdü sanacaksınız, vakti zamanında vur ensesine al lokmasına tarzı liderlerden de utanıyordunuz, elin fransızı seninle oyuncak gibi oynarken utanmıyordun dimi, alışmıştın hayran olduğun avrupalının seni her daim itelemesine, şimdi o kadar batılılaşmışsın ki, batılılar incinince sen inciniyorsun, artık batıyla ortak beyine sahip olmuşsun, türkiyedeki her olaya batılı gözüyle bakıyorsun, sıkışınca da modernlik çağdaşlık ayağına yatıyorsun, bi de sorsam atatürkçüyüm dersin. asıl bundan utananlardan utanmak lazım.
nasıl bir psikolojinin ürünü olduğuna akıl erdiremediğim eylem.
döv beni fransa, berlusconi mal de bağa. yerden yere vur, gel seçim barajımıza da karış, aman hemen düşürelim. avrupa ya karşı boynumuz kıldan ince.
akıl işi değil de alışkanlık işte. ezilip büzülenlere alışkanlık.
ezelden beri avrupa ve bilhassa fransa hayranı monşer kafaların utanması olayıdır. araplar toplu katliama uğrasa sesi çıkmaz, fransızlara iki laf etti diye bizim avrupalı dostumuz üzülmüş, kıyamam senin fransızına.
Yine her zaman olduğu gibi recep tayyip erdoğan düşmanları bu konuşmadan utanmışlar. Aynı van minut'da olduğu gibi. Onların karşısında konuşmasa bu sefer de niye konuşmuyo yemedi dii mi derler. Yok arkadaş bu adam napsa yaranamaz bu millete. Yani adamların başbakanı seks skandalına karışıyo abuk subuk konuşuyo onlar utanmıyo, sen kalkıp konuşmadan utanıyosun! Dediğim gıbı anti-tayyip'çiler bi şey çıksa da eleştırsek peşindeler, sıradaki eleştiri konusunu(!) merakla beklemekteyiz.