allah(c.c) korusun,kendisinin ani bir biçimde yada kanserden vefatı durumunda büyük ihtimalle bu olayın ''bir suikast sonucu bu şekilde olduğunu düşünmemize'' yol açacak tatsız hadisedir..
kanser yapıcı ilaçlar ve kimyasallar yıllardır biliniyor..hergün yemeğe yada suya azar azar katılarak,kişinin belli bir süre sonra kansere yakalanmasına ve ölmesine yol açıyor..
kennedy suikasti zanlılarından jack ruby'nin 1967'de hapishanede kansere yakalanması ve ölmesi sonucunda yapılan tahkikatlarda da bu sonuca varılmıştı...adama meğerse kanser yapıcı ilaçlar vermişler uzunca bir süre..yemeklerine katmışlar..
1967'de bu mümkünse;kimbilir şimdilerde neler mümkündür ?
yani ne bileyim israil ve küresel faiz çetesi ile restleşme,imf'yi ülkeden şutlama falan...başbakan'ın yaptığı büyük maharet,zeka ve cesaret isteyen işlerdir..isteyen istediğini söylesin..
ölüm allahin emri, elden ne gelir derken elinde sopayla odaya dalip nediyosunuz lan siz diyecekmis gibi hissettim. canlandir ama gözünde, gömlegin kollarini sivamis, kaslar çatik. döver yani
siyasi görüşü farklı da olsa insan evlatlarının üzüleceği. Suratına tükürmeye değmez o çocukların sevineceği vefat hadisesi olacaktır.
(bkz: her nefis ölümü tadacaktır)
ölen herhangi bir insan evladına üzülmeyecek insan yoktur.
insanlar üzülmüyor, seviniyorsa vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir ve vakıa derhal sorgulanmalıdır ki neden anlaşılabilsin.
aslında üzülme ve acıyı paylaşma anlamında ölenin kim olduğu pek bir fark yaratmamalı. merhum ya da merhumenin şahsiyeti ve terekesi, niceliksel bir farklılığa sebep olabilir o kadar.
özetle, insanın arkasından sevinmek, insanlık vasıflarına sahip kimselere yakışmaz.