tayyipçiğimin, türkiye'de yılda 1,5 milyon bebeğin doğduğunu ve bu bebeklerden her 10 dakikada bir tanesinin öldüğünden habersiz sarf ettiği, aklınca "türklerin kökünü kazımak istiyorlar" diyerek milliyetçicilik oynadığı söz.
herkesin en az 3 çocuk doğurmasına gerek yok tayyipçiğim, yılda 52.000 civarında olan bebek ölümlerini olabildiğince engelle yeter. ama yok, ver yesin ört yatsın değil mi?
çocukların bilmem kaç bin dolar borçlu doğduğu bir ülkenin borçlarından kurtulmak için tek çözüm yolu. yada durun belki de doğan çocuklar büyüyünce bana oy versin endişeside olabilir. bilemiyorum belki de vasıfsız işçi açığımız var onun içinde olabilir. yada avrupa birliği bizi nüfusumuz az olduğu için almıyor belki de ona bir çözüm getirmek istedi başbakan.
peki;
sual: bu önerinin muhattabı kim?
el cevab: yüzde 47'lik kesim
bu konuyla ilgili olarak; taraf gazetesinin 11/03/2008 tarihli sayısındaki elif çakır'ın yazısını mutlaka okuyunuz.. mutlaka.. http://www.taraf.com.tr/
not: site henüz yapım aşamasında..
(bkz: acele yok)
Ekonomide, bilimde dünyanın gerisinde kaldık. Bari fare gibi üreyelim, nüfusumuz 500 milyon olsun, dünya bizden korksun projesidir. Çindeki bütün halkın aynı anda zıplayarak San Francisco'da deprem dalgası yaratma projesi, başbakanın bu fikrine ışık tutmuş olabilir kanaatindeyim. ilkkez de olsa hak vermiyor değilim hani. Bu da başbakanımızın ne kadar ileri görüşlü ve ne kadar strateji konusunda uzman olduğunun göstergesi. Helal olsun valla.
Örneğin Avrupa birliğine girmemizde bu bir etki unsuru oluşturabilir. Tayyip bey ya bizi alırsınız, ya da zıplatırım deprem olur haa şeklinde tehdit edebilir. Zıplayın ulan, vatandaşlık yan gelip yatma yeri değildir. Durmak yokkk, zıplayın türkiyem gibi söylemler yakındır.
hayır o değil de, duyumlara göre dörtlü eş sistemine geçecekmişiz. önceden düzine hesabı kalemler alırdık, şimdi sucukların hesaplamasını yapacağız desenize...