recep tayyip erdoğan (celle celalühü) bir tanrıdır. insanlara has başkanlık gibi sıfatları almaz. o her şeyi bilen, her şeyi gözetendir. aksini iddia eden rte'ye şirk koşmuş olur.
allah ile aldatmanın başkanı.
sahte delilin başkanı.
hukuk manipülasyonunun başkanı.
ananı da al gitin başkanı.
kabadayının başkanı.
küstahın başkanı.
kendine müslümanın başkanı.
daha pek çok sektörün başkanı. bikaç tane de siz ekleyiverin.
rte başkan, bu (bkz: yiğit bulut) da yardımcısı olur.
ülkenin geri kalanı da köle olur (erkekler köle-kadınlar cariye şeklinde).
not: (bkz: finansal ergenekon nedir?)
tim weiner´ın c.i.a. isimli kitabında, abd dostu iktidarları destekleyen medya mensupları "parayla" desteklenir - böyle üj bej kuruşla değil, güzel, büyük paralarla, isviçre gizli hesaplarından pompalanan bikaç milyon dolarla- böyle yazılar yazsınlar diye.
bu da öyle bi yazıdır.
sonra da böyle olduğunu iddia eden herkes "gerizekalı komplo teorisyeni" olarak damgalanır. tezgah böyle kurulmuştur.
bilindiği üzre dünyanın en pahalı benzinini yakan bu ülkede, pinpon topunu baz alarak "on yıldır hiç enflasyon yok abicim yaaa" bile dediler. onu diyen, bunu da der tabii...
olur yani. şehit falan sanki hiç yokmuş gibi yazılmış yazı dikkatinizi çekiyosa, sanki o adamlar başka yerlerde ölüyorlarmış gibi...o da bi taktik tabii.
bu durumda; isterse her okula resmini, her şehire büstünü yaptırabilecek konumda olduğu için isterse herşey olabilir şu ülkede dediğimdir.
padişahlık devri başlamıştır! bilmem anlatabildim mi!
ekonomik ergenekon dediği zaten şuan için de bulunduğumuz küresel para ve rezerv bankacılığı sistemi ve bu sistemin her türlü projesinde (bop, suriye ,küresel kuruluşlara destek...) en önde giden bir hareketi nasıl bunlarla mücadele ediyor gösterilebiliniyor pes doğrusu.
cidden çok ilginç bir ülkede yaşıyoruz. gülmeli mi ağlamalı mı bilmiyorum. türkiye gazeteciliğinin jöleli yüzü yiğt bulut'un bu yazısından aslında yandaş medya ile halk uyutmak nasıl yapılır görüyoruz. ne ilk ne de son aslında.
1. maddesinde kast ettiği "finansal ergenekon’u" biri bana izah etmeli.
ve yine bu insandan bozma müsfette diyor ki 2. maddede: "en güçlü devlet!". cevap olarak suratına höykürerek geğirerek "en güçlü halktir!" demeli.
3. maddede diyor ki: "başbakanlıkta yaptığımız medya-devlet toplantılarında biz onurumuzu gururumuzu şerefimizi sattık. eskiden esas görevi olarak hükümetlere ayar veren basın yerine artık medyasına ayar veren bir hükümetimiz var." aferin oğlum.
4. maddede diyor ki: "biz kendi burjuvazimizi yarattık. yeşil sermaye ile helal hirsizliklar yapıyoruz.
5. maddede de diyor ki: "savaş çığırtkanlığı yapıyoruz artık. kan emerek, kan piyasası oluşturduk. silah satarak çok zengin oluyoruz ama kendi mühimmat depomuzda '25 askeri katledebiliyoruz'. sebep de neymiş, açıklamıyoruz!
6. madde bence en dikkat çekicisi. emperyalist uşak olmak anca böyle güzel açıklanabilirdi: "! bir kurt peşinde 100 köpek dolanmadıkça kurt olamaz!"
7. maddede de diyor ki: "türk sermayedarlarını ya satın aldık ya da hepiciğine sus payı verdik." hepsi helal işler ama merak etmeyin.
8. madde de "tc'nin 12 eylül sonrası faşizan yapısının üzerine bir başka 12 eylül ile kat çıktık." bu noktada tutuklu gazetecileri, tutuklu öğrencileri, tutuklu milletvekillerini, tutuklu siyasetçileri anmadan geçmek olmaz. ve başbakanın şu sözü de özettir: "taraf olmayan bertaraf olur!"
9. maddenin özü de eskiden doğal gaza karşılık dışarıdan satın alınarak ödenen bedele karşılık şimdilerde kendi kaynaklarımızı peşkeş çekiyoruz.
10. maddede de nitelikli bir yandaş cümlesidir. deprem vergilerinden duble yol yapan başbakan için cidden ceketimizi iliklememiz gerekir. ayrıca hitler'in inşa ettiği duble yolların almanya'da hala kullanılıyor olması hitler'in güllük gülistanlık bir adam olmasını çağrıştırmıyor bize.
11. madde, "parası olmayan ölsün!" dedirtmenin yandaş yorumudur.
12. madde jöle-man, emperyalizmle yapılan kucak dansının partnerlerini değiştirdik diyor. durumlar obama'nın beyzbol sopasıyla hatırlatılabilir bu yağız delikanlıya.
netice itibari ile her şey çok güzel değil mi?
- sorunumuz olmayan bir komşu devlet bırakmayarak,
- ülkenin her yerinde askerin öldürülebiliyorken,
- 52 günde 124 asker kaybıyla ülkeyi savaşa sokarak,
- eğitim sistemi çökertilere,
- parasız eğitim adında atılan yalandan naralarla,
- suriye sorununu dert ederek ülkeyi bir iç çatışmaya götürerek,
- onlarca gazeteci, sanatçı, öğrenci, siyasetçiyi zindanlara tıkarak,
- ve elbette ki binbir türlü yolsuzlukla
- daha yüzlercesi...